FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine sokağa çıkan Murat Kocatürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde cuntacılar tarafından vurularak şehit edildi. Geride biri 8 diğeri 12 yaşlarında iki erkek çocuk bırakan Şehit Murat Kocatürk’ün babası oğulsuz geçen bir yılını Yeni Şafak’a anlattı. 35 yaşına kadar gözümden sakındığı oğlunun üç beş hainin kurşunları tarafından acımadan şehit edildiğini söyleyen şehit babası Bayram Kocatürk, “Biz şehitlik madalyasını bir yıl boyunca göğsümüzde gururla taşıdık. Bu gurur bize ölene kadar yeter” dedi.
15 Temmuz’un ardından geçen bir sene boyunca şükür ile ayakta durduklarını söyleyen Kocatürk, “Allah’ın bize bahşettiği hayattan hiçbir şekilde kopmadık. İnsanın en değerlisini kaybetmesini ancak yaşadığın zaman anlayabiliyorsun. Oğlum şehit düştü geride iki çocuğunu bizlere emanet bıraktı. Onlara hem dede hem baba oluyorum. Elimizden ancak bu geliyor” dedi.
Oğlunun şehit düştüğü haberini aldıktan sonra yaşadığı hissiyatı bir sene boyunca yaşadıklarını belirten Kocatürk, “Hüzün ve sevinci bir arada yaşıyoruz. Kaç babaya nasıp olur oğlunun şehit düşmesi. Her akşam başımızı yastığa koyduğumuz da o anlar gözümün önüne geliyor. Oğlumun şehit olduğunu öğrendiğim zaman naaşını almak için Adli Tıp Kurumuna gittim. Oğlumun yüzünü açtıklarında güldüğünü gördüm. O an tüm acıların yok olmuştu. O günden bu yana bir yıl boyunca oğlumun güldüğü an aklıma geliyor. Acılarım oğlumun gülüşüyle sona eriyor” diye konuştu.
Şehit olmadan önce oğlunun karate, kung fu ve kick boks sporlarıyla uğraştığını belirten Kocatürk, “Oğlum spora meraklı bir çocuktu. Boş zamanlarında savunma sporları yapardı. Şehit olduktan sonra bir yıl içerisinde başta memleketimiz Kayseri olmak üzere oğlumun adına birçok spor turnuvası düzenlendi. Bu oğlumun unutulmadığını ve hatırlanmaya devam ettiği anlamına gelmektedir. Oğlumun unutulmadığını görmek bana güç veriyor” dedi. Kocatürk konuşmasına şöyle devam etti;
“15 Temmuz sonrası vatan için can veren şehit aileleriyle kardeş gibi olduk. Onlar bize biz onlara evinin kapılarını açtı. Birlikte aynı sofrayı paylaştık. Acılarımıza ortak olduk. Bu acı ancak birlik ve beraberlik içerisindeyken atlatılır. “Şehit oğlum ve tüm şehitlerimiz için her gün onlarca hatim bağışlanıyor. Şehitlik namazını kıldılar, şehitlik abdestini aldılar. Böyle güzel ve seçilmiş insanlar. Şehitlerimiz kendi salalarını dinleyerek şehit oldular. Ay yıldızlı bayrağımız dalgalandıkça bize kimse boyun eğdiremez.”
