Nöbet yeri boş kaldı

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine katılan hainlerin yargılandığı davalarda, sanıkların sergiledikleri pişkin tavırlar ve davalara karşı ilgisizlik, şehit yakınları başta olmak üzere bütün mağdurları rahatsız etti. Türkiye’ye ve millete karşı yapılan darbe girişiminin davaları, 15 Temmuz şehitlerinin ve gazilerinin davalarına dönüştü. Şehit yakınları ve gaziler, millete bomba atan, vatandaşları tanklarla ezen hainlere karşı herkesi duruşmalara bekliyor.

“Bu davalar Türkiye Cumhuriyeti’nin namus davasıdır” diyen şehit yakınları, darbe girişiminin ardından demokrasi nöbetine çıkan herkesi davalar için de nöbete davet ediyor. 15 Temmuz ile ilgili organizasyon, seminer, program yapılıyor ve kitaplar çıkartılıyor ancak duruşmaların yapıldığı salonların önlerinde gerekli hassasiyet gösterilmiyor.

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı’nın ele geçirilmesine ilişkin aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davaya ilk gün şehit yakınları ve gazilerin yanı sıra çok sayıda vatandaş ile birkaç milletvekili katıldı. İkinci gününden itibaren ise şehit yakınları ve gaziler dışında davaya kimse ilgi göstermedi. Davaya olan ilgisizlikten dolayı şehit yakınları ve gaziler tepki gösteriyor. Şehit yakınları yanlız bırakıldıklarından dolayı çok üzgün olduklarını ve şehitlerin bunu hak etmediğini ifade ediyor.

Darbecilerin Ankara Kızılay’da şehit ettiği Mesut Acu’nun oğlu Anıl Acu, “İlk gün şehit yakınları ve gaziler problem yaşadı. Bazı şehit yakınları listeye yazılmadığı için mağdur olarak bekletildi. Sanık avukatları, müştekilere laf attılar. Laf atılmasına herhangi bir müdahalede bulunmadı. Müştekiler araya çıkartıldığında sanıklar yakınları ile konuştu. Avukatlar mahkemenin ortasında çok lakayıt durumdalardı. Bu yaşananlar hiç hoşumuza gitmedi. Tamamen sanki biz orada suçluyduk, o hainler sanki müştekiydi. Öyle bir ortam, öyle bir hava vardı” dedi.

Milletin olan davaya ilginin az olduğunu söyleyen ve Türkiye’ye mesaj veren Acu, “Bu dava aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin namus davasıdır. Bizim dışımızda vatan davasıdır ve bu vatan davasının esas sorumluları kendileri davalarına çıkmaları gerekir. Davalara sahip çıkılmasını istiyoruz. 15 Temmuz sonrası demokrasi meydanlarını doldurulduğu gibi bu davaların olduğu günlerde insanların nöbet tutmasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.