Amerikan NYT gazetesinde "Müslümanların Fransa'yı sessizce terk edişi" başlığıyla yayımlanan özel haberde, ülkede yaklaşan cumhurbaşkanı seçimi kampanyalarında ağırlıklı olarak göç tartışmaları ele alınırken Fransa'yı terk eden Müslümanların sayısının gün geçtikçe arttığı, bunun derin bir krize işaret ettiği vurgulandı.
Haberde, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un en yakın 3 rakibinin seçim kampanyalarında daha çok "göç karşıtlığını" vurguladığına ancak Fransa'nın son yıllarda birçok Avrupa ülkesinden daha az göç aldığına dikkat çekildi.
Fransa'nın dinamizm ve fırsat arayışında olan son derece kalifiye profesyonelleri kaybettiği belirtilen haberde, araştırmacılara göre bunlar arasında ayrımcılığı sebep olarak gösteren çok sayıda Müslüman Fransız'ın da bulunduğunun altı çizilerek, "Bu kişiler güvenliklerini, ait olmama duygusunu sürekli sorguluyor ve kendilerine yönelik önyargı engelinin varlığı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda hissediyor." ifadelerine yer verildi.
Haberde, ülkedeki siyasetçilerin ve basının bu gidişi görmezden geldiği vurgulanarak bu durumun, Fransa'nın azınlıklarının en kalifiye mensuplarına bile sosyal basamak atlatmakta ve entegre örnekleri olarak sunmaktaki başarısızlığını gösterdiği belirtildi.
Fransa'dan ayrılmış 900 Müslüman'la anket yapan, Lille Üniversitesinden Profesör Olivier Esteves'in "Bu kişiler Kanada, İngiltere gibi ülkelerin ekonomilerine katkı sağlayacak, Fransa kendi ayağına sıkıyor." değerlendirmesine yer verilen haberde, ülke nüfusunun yüzde 10'unu oluşturan Müslümanların, merkez sağın adayı Valerie Pecresse tarafından "Fransa olmayan bölgeler" gibi ifadeler aracılığıyla suç ve diğer sosyal sorunlarla ilişkilendirildiğine işaret edildi.
Haberde, ABD'nin Philadelphia eyaletinde yaşayan Fransız vatandaşı Sabri Louatah'ın, Fransa'da 2015 yılında düzenlenen ve 130 kişinin öldüğü terör saldırıları sonrası bir gün sokakta üzerine tükürülmesi ve "pis Arap" olarak çağrılmasının ardından ülkeyi terk ettiğine dikkat çekildi.
Louatah'ın "Ayrılmamın nedeni 2015 saldırılarıydı. ABD'nin doğu kıyısında büyük demokrat bir şehirde yaşıyorsan Paris'ten daha sakin bir hayatın var. Orada (Fransa) kaynayan bir kazandasın." ifadelerinin yer aldığı haberde, seçimleri dışardan izleyen Louatah gibi, Fransız Müslümanların seçimlerin gidişatı nedeniyle korkuya kapıldıkları vurgulandı.
Haberde, Paris’in banliyölerinde, göçmen bir anne babanın çocuğu olarak dünya gelen ve büyüyen Amar Mekrous’un da 2015 saldırıları sonrası eşi ve 3 çocuğuyla İngiltere’nin Leicester kentine taşındığı örneği paylaşıldı.
Mekrous'un yanı sıra Brexit'ten önce İngiltere'ye gelen Müslüman Fransızlar arasında genç ailelerin ve Fransa'da başörtüsü sorunu nedeniyle iş bulamayan bekar annelerin çoğunlukta olduğu tespitinin aktarıldığı haberde, Fransa, Belçika ve Hollanda'dan üniversiteler ile Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezinden araştırmacıların yürüttüğü çalışmalara da değinildi.
Bu araştırmaların ülkeyi terk eden genç Müslüman Fransızların çoğunun "oyunu kurallarına göre oynadıkları, kendilerine söylenen her şeyi yaptıkları halde temenni ettikleri hayata ulaşamadıkları", bu nedenle hayal kırıklığına uğradıklarına vurgu yapıldı.
Haberde, Avrupa hukuku ve proje yönetimi alanında öğrenim görmesine rağmen Fransa'da iş bulamayan 31 yaşındaki Myriam Grubo'nun örneği paylaşılarak, önce Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde Cenevre'de ardından Senegal'de Pasteur Enstitüsünde çalıştıktan sonra ülkesine dönen genç kadının yeniden yurt dışında iş aradığı bilgisi paylaşıldı.
Eski Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy döneminde İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı olan Senegal asıllı Müslüman Rama Yade'nin de 2017'de cumhurbaşkanı aday kampanyasının başarısız olmasının ardından ülkeden ayrıldığına dikkat çekilen haberde, 45 yaşındaki Yade'nin partisi merkez sağ Cumhuriyetçileri de "Fransız kimliğinin hayali bir versiyonunu dışındaki her şeye düşmanca" tavır aldığı için terk ettiğinin altı çizildi.
Öte yandan haberde, Fransa'da İnsan Hakları Ulusal Danışma Konseyine yapılan şikayetlere göre, 2020'de Müslüman karşıtı eylemlerin bir önceki yıla göre yüzde 52 arttığı bilgisi de yer aldı.
Ülkede, 2017'de yapılan bir kamu araştırması Arap ya da siyahi Fransız erkeklerin polisler tarafından 20 kat daha fazla kimlik sorgusuna maruz kaldığını, Kasım 2021'de yayımlanan bir hükümet raporu da "Arap" adı taşıyan adayların iş mülakatlarına çağrılma ihtimalinin yüzde 31 daha düşük olduğunu ortaya koydu.