Fethullahçı Terör Örgütü'nün TSK'daki kripto yapılanması ile haberleşmek için kullandığı ankesörlü telefon soruşturmasında general, albay, binbaşı gibi değişik rütbelerde binlerce subay tespit edilerek yakalandı. Özellikle TSK'daki kripto militanları ile sivil imamların haberleşmek için kullandığı ankesörlü telefonlardaki yöntemler de merak konusu oldu. "FETÖ neden ankesörlü telefonları kullandı? Soruşturmanın önemi ne? Soruşturma nasıl başladı? Örgüt üyeleri ankesörlü telefonlarda nasıl görüşüyordu?" gibi soruların cevabını gazeteci yazar Nedim Şener ile konuştuk.
Nedim Şener, FETÖ’nün ankesörlü telefonla iletişime geçmesini sadece bir ara yöntem olarak değerlendirirken örgütün kullandığı yöntemlerin aslında bir CIA yöntemleri olduğunu belirtti. Şener ayrıca örgütün bütün şifrelerinin gizeminin ‘ru be ru’ toplantılarda olduğunun altını çizdi.
FETÖ’nün haberleşmek için kullandığı ankesörlü telefon operasyonu darbe girişimin den sonra tutuklanan bir yüzbaşının itirafları sonucu ortaya çıktı. Bunun süreklilik arz ettiğini başkalarıyla da böyle görüşmeler yaptığını ve o imamın ifadesinden yola çıkarak operasyon genişledi. İncelemeler sonucunda bunun bir metot olduğu ortaya çıktı. Daha önce hatırlayacaksınız; MİT TIR’ları operasyonunda bazı ihbarların ankesörlü hatlardan yapıldığı belirlenmişti. Ama ankesörlü hat operasyonundan kastımız şu; Sivil mahrem imamların Türk Silahları Kuvvetleri’nin personeliyle yaptıkları ve sadece buluşma yerini veya gününün veya saatinin veya ertelemeyi görüştükleri ve ardışık arama sisteminin olduğu bir görüşme.
Sistem nasıl işliyor şöyle; Aslında örgüt 2012 yılından itibaren sivil mahrem imamlara Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki örgüt üyeleriyle ankesörlü hatlarla görüşebileceklerinin talimatını veriyor. Mahrem imam da kendisine bağlı 2, 3, 5 gibi TSK’daki örgüt üyesini arayıp kendi kod adını söylüyor görüştüğü kişiye kod adını söylüyor ve kendi ismi ile hitap etmiyor ve buluşma yerini söylüyor. Bu görüşmelerinin içeriği 10-15 saniye sürmüyor.
Aslında mahrem imamlara verilen talimat şöyle; eğer bir tane FETÖ üyesi subayla görüştüyseniz ikinci görüşmeyi başka bir büfeden yapmanız gerekiyor, üçüncü görüşmeyi başka bir büfeden yapmanız gerekiyor ve dağıtmanız gerekiyor ki o görüşülen FETÖ üyelerinin birbiriyle ilişkili olduğu bir kişi tarafından arandığı ortaya çıkmasın. Yani örgüt o kadar disiplinli bir talimat uygulanması isteniyor. Fakat sivil imamlar tembel tabi aynı telefondan görüşeceği 5 tane FETÖ terör örgütü üyesi subayı artarda arıyor. Ardışık denmesinin sebebi de bu.
Son zamanlar da görüyorsunuz gözaltılar oldu ve onların itirafları yeni sivil imamların tespitini sağladı. Çünkü sivil imama ankesörlü hat üzerinden ulaşmanız mümkün olmaya biliyor. Şundan dolayı; cep telefonu yanında taşımıyor. Ankesörlü hat ile görüşmeye gelirken cep telefonu başka yerde bırakıyor ki baz istasyonu bilgisi yansımasın dijital ortama. O yüzden oraya gelip orada ki FETÖ üyeleri bunu itiraf edip sivil imamlarının ismini verince o sivil imam bir başka yönettiği 5 kişinin veya 3 kişinin ismini veriyor ve operasyon böylece dalga dalga genişliyor.
Türkiye çapında yaklaşık 3500’e yakın böyle numara tespit edildi. Şundan dolayı buna ihtiyaç duyuldu çünkü İstanbul, Ankara gibi merkezi şehirlerde 2012’de görev yapmış 2010’da görev yapmış FETÖ üyeleri Kars, Malatya, Kayseri gibi şehirlere tayin olmuşlar. Dolayısıyla bunların darbeye girişmediklerini de biliyoruz. Bunların zaten sicillerinde FETÖ ile ilgili bir kayıtta yok ve Bylock kullanımı bütün Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde sadece 1500. Düşünün sivil alanlarda bu rakam 100 bini buluyor ama FETÖ Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki mahrem yapıyı, kripto yapıyı korumak adına onlara Bylock bile yüklememiş. Onun yerine işte bu geleneksel metotla, ankesörlü hatla görüşmeyi yaptılar.
Şimdi neden yönlendiler çünkü karşımız da Fethullahçı Terör Örgütü’nü bir cemaat veya tarikat bağlamın da değil bir istihbarat örgütü veya bir operasyon örgütü olarak görmek gerektiğini söylüyorum her zaman. Yani siz CIA ile mücadele ediyorsunuz. Aslında siz FETÖ’yle mücadele ederken CIA ile mücadele ediyorsunuz. CIA teknikleri nelerse ona karşı mücadele etmeniz gerekiyor. CIA yaptığı ne? Ajanlık faaliyeti, operasyon ama aynı zaman da istihbarata karşı koyma. Yani sizin onu takibe almanızı engellemek için yapacak yanıltmalar, yönlendirmeler, dezenformasyonlar bunlara karşı da dikkatli olmanız gerekiyor.
Dijital dünyada her tarafta parmak izimizin olduğu, internetten, bilgisayarlardan yüzümüzün, hareketlerimizin, televizyonlardan evlerimizin görüntülerinin izlene bildiği, cebinizdeki telefon nereye giderseniz sizi bununla görüntüleye biliyor. O yüzden bunların yarattığı riskleri azaltmak için FETÖ’cüler geleneksel yöntemlerle görüşüyor. Ankesörlü hatla görüşme ara bir uygulama. Ana uygulama ne; ‘ru be ru’ yani yüz yüze görüşme. Örgüt bütün talimatlarını yüz yüze veriyor.
Mesela darbe girişiminde FETÖ’nün mahrem imamlarıyla yapılan toplantıda darbeye katılacak isimler talimatı alıyor. Darbe girişimi sırasında da ankesörlü hatla görüşmeyi yaptılar ama asıl metot, tıpkı darbe girişiminin planlandığı Ankara’daki yüz yüze görüşme gibi yapılan toplantılar. Nitekim yüz yüze görüşme çok önemli burada. Bütün sihir, şifre, gizem orada. Örneğin; Adil Öksüz o toplantılarda şunu söylüyor: Darbe ile ilgili hiçbir planı yazılı götürmüyor yanında diyor ki ‘ben bunları sözlü anlatacağım’ diyor onayı öyle almaya gidiyor Pensilvanya’ya. Dolayısıyla ankesörlü hattı değerlendirirken ara metot olarak görmeliyiz.