Montrö lobisi rahatsız

Aybike Eroğlu
Fatih Özer
04:0014/12/2019, Cumartesi
G: 14/12/2019, Cumartesi
Yeni Şafak
Kanal İstanbul
Kanal İstanbul

2013’te on ağaç üzerinden sivil darbeye kalkışan CHP ve Gezi koalisyonu, bu kez Boğaz’ı Montrö esaretinden kurtaracak Kanal İstanbul için devreye girdi. Montrö Lobisi’nin çevre, yeşil alan, ekolojik denge gibi söylemlerle engellemek istediği proje, hem İstanbul Boğazı’nı kurtaracak hem büyük ekonomik ve siyasi vizyonun önünü açacak.

27 Nisan 2011’de ilan edilen Kanal İstanbul projesi yeniden Türkiye’nin ana gündemi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kanal İstanbul için yakında ihaleye çıkılacağını açıklarken, CHP ve Gezi Koalisyonu, 2013 yılında olduğu gibi ‘çevre-yeşil alan-ekolojik denge’ yalanları ile projenin hayata geçmesini engellemeye çalışıyor. Peki Kanal İstanbul neden yapılıyor? Ekolojik faciaya neden olacağı iddiaları doğru mu? Proje ne zaman başlayacak, maliyeti ne kadar olacak? Projenin ülke ekonomisine katkıları ne olacak?


DAHA GÜVENLİ OLACAK

İstanbul Boğazı’ndan tankerlerle yılda 150 milyon ton tehlikeli yük taşınıyor ve bu sayı her yıl artıyor. Boğaz’ın yıllık geçiş kapasitesi yılda en fazla 25 bin gemi. Ancak 1936 yılında yıllık geçiş sayısı 3 bin civarında iken bugün bu sayı 50 bine ulaştı. Bu sayının 2050’de 78 bin, 2070’de 86 bine ulaşması bekleniyor. İstanbul Boğazı’nı tehlikeye sokan bu gemi/yük trafiği projeyi zorunlu hale getiriyor. Kanal İstanbul ile bu trafiğin daha emniyetli hale getirilmesi planlanıyor.

KAZALAR KORKUTUYOR

Katlanarak artan gemi trafiği, gemi kazası riskini artırıyor. 1950 yılından bu yana Boğaz’da 50’den fazla büyük gemi kazası yaşandı, 45 gemi sulara gömüldü. Bu kazalarda en az 130 kişi hayatını kaybetti. Bu kazaların en büyüklerinden birisi 1979 yılında yaşandı. Yunan tankeri Evrialı ile Rumen Independenta tankeri Haydarpaşa açıklarında çarpıştı, 43 kişi öldü. Bu kazada Boğaz sularına 95 bin ton petrol karıştı. Boğaz’dan çıkan balıklar birkaç yıl yenemedi.

BÜYÜK BİR FACİA OLABİLİR

1991 ise yılında Lübnan bandıralı koyun yüklü gemi battı, 22 bin koyun telef oldu. İstanbul sahillerine günler boyunca şişmiş koyun leşi vurdu. 1994’te ise Nassia ve Shipbroker adlı tankerler çarpıştı. Boğaz’a 13 bin ton petrol aktı. 2015 yılında ise Sierra Leona bayraklı dev kuru yük gemisi, Kanlıca’daki Ethem Pertev Yalısı’na çarptı ve tarihi yalıda büyük hasara yol açtı. Tüm bu kazalarda sadece gemiler zarar görmüş gibi gözükse de uzmanlar büyük riske dikkat çekiyor. Olası bir kazada petrol yüklü bir tankerde meydana gelebilecek patlamanın Boğaz’da 50 kilometrekarelik alanda büyük deprem etkisi yaratabileceği ve çevre faciasına yol açabileceğini belirtiliyor.

45 KM UZUNLUĞUNDA OLACAK

Önümüzdeki günlerde ihale edilmesi planlanan kanalın ilk aşamasının 2023 yılına kadar tamamlanması planlanıyor. Kanalın uzunluğu 45 kilometre, genişliği 275 metre ve derinliği 21 metre olacak. 45 kilometrelik kanalın yaklaşık 18,5 kilometresi Küçükçekmece Gölü ve Sazlıdere Barajı içinden geçecek. Kanal’ın kara kazıları yaklaşık 24,5 kilometre olacak. 7 yılda tamamlanacak.

1,5 MİLYONA EKMEK KAPISI

Projenin maliyetinin 75 milyar lira olacak. 75 milyarlık harcamadan 2023 yılına kadar 45 milyar lirası gerçekleştirilecek. İnşaat aşamasında yaklaşık 10 bin kişi çalışacak. Proje yaklaşık 1,5 milyon kişiye istihdam yaratacak. Proje kapsamında; kanal içerisinde acil bağlanma alanları, kanal giriş ve çıkış yapıları, gemi trafik sistemleri gibi alt ve üst yapılar, liman, lojistik merkez, yat limanı, kanal içerisinde ihtiyaç duyulan noktalarda karşıdan karşıya ulaşımı deniz yolu ile sağlayacak kıyı yapıları, tahkimat ve dolgu alanları vb. kıyı tesisleri yapılacak. Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taş ocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.

8 MİLYAR DOLAR GETİRECEK

Günde 150-160 gemiye ev sahipliği yapması beklenen Kanal, Panama Kanalı ile kıyaslandığında dört katı büyüklüğünde gemi trafiğine hizmet verecek. Panama Kanalı’nı her gün ortalama 40 gemi kullanırken, yıllık ortalama 1,5 milyar dolar gelir sağlıyor. Benzer geçiş yollarından biri olan Süveyş Kanalı’nda ise günde 54 gemi geçiş yapıyor, yıllık kazancı 4 milyar dolar. Boğaz trafiği mevcut gemi trafiği dikkate alındığında (günde ortalama 150 gemi) Kanal İstanbul’un geliri 8 milyar dolar olacak. Hesaplanan getirisi ile 5 yıl içinde kendini finanse edecek.

5 YILDA 100 MİLYAR DOLAR

Turist sayısında yaşanacak artışla İstanbul’un yıllık turizm geliri 10 milyar dolardan 20 milyar dolara kadar yükselecek. Özet olarak projenin bütün gelir kalemleriyle birlikte ilk 5 yılda 100 milyar dolara yakın bir gelir kazandırması hedefleniyor.

7 KÖPRÜ BAĞLAYACAK

Proje ile ilgili “Büyük bir afet olsa Boğaz ile Kanal İstanbul arasında oluşacak adadaki insanların tahliye edilemeyeceği” iddiaları tamamen asılsız. Olağanüstü durumlarda yaşanabilecek kitlesel yer değiştirmeler de hesaplanarak Kanal İstanbul üzerine afetlere dayanaklı olarak tasarlanmış 7 kara yolu köprüsü, biri köprü diğeri yer altı geçişi olmak üzere toplam 2 demir yolu geçişi, 2 metro geçişi yapılması öngörülüyor. Proje oluşacak adadaki insanların su sıkıntısı çekeceği iddiaları da asılsız. Ada’nın ihtiyaçları su ve enerji iletim hatları ile giderilecek.



Montrö by-pass olur

  • İstanbul’un hem ekonomik hem de siyasi anlamda Türkiye’ye büyük katkı sağlayacağını belirten Medipol Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer projenin Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açacağını belirtiyor. Ülkelerin bu kanal güzergahını kullanmaya başlamasının sözleşmenin yenilenmesini gündeme getireceğini ifade edenTalliyer, “Bu sayede proje, sözleşmeyi by-pass edebilir” dedi. Projeyle Karadeniz ve Marmara bağlantısının güçleneceğini aktaran Tatlıyer, “Böylece deniz ticareti gelişecek. İstanbul içindeki taşımacılığa da önemli bir destek olacak. Bunun yansıra ikinci bir boğazın olması, o bölgeyi yeni bir cazibe merkezine dönüştürecek. Bu da İstanbul’da ciddi oradan katkı sağlayacak” diye konuştu.
  • GEMİLERE HAKİM DEĞİLİZ
  • Möntrö Boğazlar Sözleşmesi’nden dolayı Türkiye’nin boğazlar üzerindeki kontrol düzeyinin oldukça düşük olduğunu belirten Tatlıyer, “Boğazlardan geçen gemileri ne kontrol edebiliyoruz ne de gelir elde ediyoruz. Projenin ortaya çıkışı da buradan geliyor. Kanaldan geçecek gemilerden ücret alınmasının yanısıra, projeyle birlikte İstanbul ekonomisinde de canlanma yaşanacak. Ülkemizin elini siyasi ve ekonomik anlamda güçlendirecek projeyle, boğazlar üzerinde hakimiyetimiz artacak” diye konuştu. Tatlıyer, CHP’nin projeye yönelik rant eleştirilerinin ise yüzeysel ve düzeysiz olduğunu savundu.

Deprem yalanı

  • CHP ve Gezi koalisyonunun gündeme getirdiği iddiaları projeyi yakından bilen Mimar Dr. Sinan Genim’e sorduk. İşte iddialar ve cevaplar:
  • Proje çevre kirliliğine neden olur mu?
  • Kanalın inşaatı süresince geçici olarak çevrede istenmeyen bir bozulma ve kirlilik oluşabilir. Ancak önceden alınacak tedbirlerle en az düzeye indirilmesi mümkün. Kanalın işletimi sırasında meydana geleceği düşünülen kirliliğe dünyada işletilmekte olan kanallar incelenerek tedbirler alınmalıdır.
  • Yeraltı sularının yok olacağı iddialarını doğru buluyor musunuz?
  • 20-25 metre derinliğindeki bir kanalın yeraltı sularının akışını ve oluşumunu ciddi olarak etkileyebileceğini düşünmüyorum. Bu konuda gerek inşaat gerekse inşaat öncesi yapılacak çalışmalar ile gereken tedbirlerin alınması mümkün.
  • “Depremi tetikler”, “tsunamiye sebep olur” gibi iddialar gerçeğe uygun mu?
  • Bu iddialar çoğunlukla insanları korkutmak için ortaya atılmakta, bilimsel olarak geçerli yeteri kadar dayanakları yok. Karşı çıktığınız bir atılımın gerçekleşmemesi için korkuya dayalı bir iddianın ortaya atılması ve sürekli olarak gündemde tutulmaya çalışılması bence bilim insanlarına yakışmayan bir yöntemdir.
  • PRESTİJ PROJESİ
  • İklim değişikliğine sebep olacak mı?
  • Bu tür bir projenin iklim değişikliğine neden olacağını ileri sürmek toplumda korku salma isteğinin sonucudur. Bu kadar küçük bir kanalın iklim değişikliğine neden olacağını düşünmek bile bilimsel açıdan yanlış bir iddiadır. Dünyadaki benzer kanalların iklim değişikliğine neden olduğu konusunda bir bilgiye rastlamadım.
  • Projenin Türkiye için önemi nedir?
  • Büyük projeler ülkemiz için birer prestij projeleridir. Bu ve benzer projeler ve uygulamalar ile gerek mühendislik gerekse inşaat sektörümüz büyük deneyimler kazanacak ve dünyadaki benzer uygulamaların gerçekleştirilmesine talip olacak, iş alma kapasiteleri artacaktır. Dünya gündeminde yer almak, ülkemizin ve insanımızın gelecekte var olması için bu tip projeler düşünmek ve gerçekleştirmek için çalışmak en büyük arzumuz olmalıdır.
#Kanal İstanbul
#CHP
#Gezi Koalisyonu
#Recep Tayyip Erdoğan
#Sinan Genim
#Mevlüt Tatlıyer