15 Temmuz akşamı paralel örgütün Konya’dan getirdiği MAK timi, İstanbul Moda Deniz Kulübü’ne helikopterlerle indi. Havaya ateş eden üniformalı teröristler, düğün için burada bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal ile birlikte 8 generali kaçırdı. İşte o gecenin ayrıntıları...
Ankara Başsavcılığı'nın darbe girişiminin ardından tutuklanan Pilot Astsubay M.G., 15 Temmuz gecesi Eskişehir Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının Moda Deniz Kulübü'ndeki düğününe katılan generalleri nasıl kaçırdıklarını anlattı. 'Komutanların hayatları tehlikede' denilerek kandırıldıklarını iddia eden M.G, içlerinde Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın da bulunduğu 9 generali tam teçhizat giderek rehin aldıklarını söyledi. Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda görevli Binbaşı Gökhan Maldar'ın olay tarihinden 6 hafta önce Almanya'da İleri Hava Kontrolü kursuna katıldığını, geldiğinde 6 haftalık süreçte araziye çıkamadıklarını söyleyince sinirlendiğini ve 'perşembe günü arazi eğitimine çıkacağız' dediğini anlatan M.G., “Normalde eğitim kadrolarını ben belirlerdim. Ancak bu kadroları kendisinin belirleyeceğini söyledi. Biz perşembe günü çıkacak hazırlık yaptık. Maldar perşembe günü gelerek, eğitimin cuma gününe bırakıldığını, tam teçhizatlı hazırlanmamızı söyledi.
Teçhizatların ağırlığı nedeniyle ben bu durumu bize verilen ceza gibi algıladım. Çünkü daha önce hiç bu kadar teçhizatla çıkmamıştık” dedi. Ekibin yaklaşık 10 adet makineli tüfek şarjörü, 2'şer tabanca, hücum yeleği ve gece görüş kamerası aldığını aktaran M.G., özetle şunları söyledi: “Yaklaşık 24 kişilik gruptuk. Ekibin görevi Binbaşı Gökhan Maldar'ın belirlediği bir yerde bir gece kalıp arazi eğitimi yapmaktı. Cuma sabah erkenden 3 askeri araçla 12-13 kişilik bir grup yola çıktı. Biz de 5 kişi benim aracımla yola çıktık. Benim aracımın bagajında yanımdakilere ait tüm teçhizat, mühimmat ve hücum yelekleri vardı. Bunların yanında Maldar binbaşının talimatı üzerine 7 adet boş hücum yeleği aldık. Nedenini sorduğumda kırmızılar ve maviler olarak ayıracağımız iki takımdan kırmızılar olarak önden giden ilk grubun hücum yelekleri olduğunu söyledi. Hepimiz üniformalıydık. İlk benzin molasında Maldar bize, Hava Kuvvetleri Komutanımızın emri olduğunu, komutanların hayati tehlike içinde olduklarını, Korgeneral Şanver'in düğünü olduğunu, bu düğünde bulunan tüm komutanların can güvenliğini alacağımızı ve onları koruyacağımız bilgisi verildi.”
“Saat 20.00 sıralarında Samandıra'daki 4. Kara Havacılık Alayı'nın nizamiyesinden giriş yaptık. Boş bir binada toplandık. Bizden önce giden 3 askeri araç da oradaydı. Gökhan Maldar bize burada, Şanver Paşa'nın kızının düğününün yapıldığı salona gidip komutan ve eşleri haricindeki herkesi komutanlardan ayırmamız ve bu şekilde güvenliğin sağlanacağını söyledi. Saat 21.00 sıralarında COUGER marka 2 helikopter geldi. Benim girdiğim helikopterde Pilot Binbaşı Fatih Özkan vardı. İlk olarak Fenerbahçe Orduevi civarına giriş yaptık. Ben Hava Kuvvetleri Komutanı'nı oradan alıp güvenli bölgeye götüreceğiz diye biliyordum. Gelen olmayınca 5 dakika kadar sonra havalandık, Moda'da bulunan bir düğün salonunun otoparkına indik.”
“3 ekibe ayrıldık. İçeriye giren bir ekip salondaki sivilleri dışarı çıkarttı. Benim başında bulunduğum ekip, komutan ve eşleri haricindeki tüm sivil kişileri ortamdan ayırmak ve düğün salonuna geri almamakla görevliydi. Dışarı çıkartılan kişiler tekrar içeriye girmek amacıya arbede yapmaya başlayınca 3 el kendi tüfeğimle havaya ateş açtım. İçeriye girmedim. Ne yaşandığını bilmiyorum. Ben sadece Hava Kuvvetleri Komutanı'nın yürüyerek çıktığını ve kendisini bekleyen helikoptere binip ayrıldığını gördüm. Diğer komutanların bekleyen diğer helikoptere nasıl ve kim tarafından götürüldüğünü görmedim.”
“(Moda Deniz Kulübü'nde) Yaklaşık 4 saat bekledik. Çünkü helikopter gelip bizi almadı. Saat 03.00 sıralarında gelen helikopter beni ve diğer arkadaşlarımı alıp 2 sefer yaparak Samandıra'ya götürdü. Samandıra'da komutanlarımızı görmedik. Gökhan Maldar bize, komutanları emniyetli bölge sayılan Akıncı Üssü'ne götürdüklerini söyledi. Biz de helikopterle sabah 09.00 sıralarında Akıncı Üssü'ne indik. Ben öndeki helikopterde idim. Üsse indiğimizde arkadaki helikopterde paşaların olduğunu gördük. 7 civarında komutan vardı. Elleri klasik kelepçeyle önden bağlıydı. Ben bu sırada bir şeylerin ters gittiğini fark ettim. Bütün paşalar bir araçla gitti. Biz de sonradan gelen araçla gittik. 141. Filo'da yemek yeyip istirahat ettik. Oradan Gökhan binbaşının emriyle yine üs bölgesi içerisinde bir binayı korumakla görevlendirildik. Binaya gidip dışarıdan pencereye bakınca içeride çeşitli sınıf ve rütbelerde elleri önden kelepçeli bazılarının gözleri bağlı şekilde paşaları gördüm. Bu sırada olayın akıbetini anlamak için karargaha gittim. Orada inzibat subaylarını gördüm. Oyuna getirildiğimizi anladım. Paşaların tutulduğu binanın önünde teçhizatlarımızı bırakarak inzibata teslim oldum ve gözaltına alındık.”
Yurtta Sulh Konseyi isimli bir yapılanmadan haberdar olmadığını öne süren pilot M.G, FETÖ/PDY yapılanmasıyla da herhangi bir bağlantısının bulunmadığını iddia etti. Abidin Ünal'ı kaçırma operasyonunu gerçekleştiren kişilerin bu örgütle herhangi bir bağlantısının olup olmadığı yönünde de fikir sahibi olmadığını söyleyen M.G., “Fakat olayı baştan sona değerlendirdiğimde Gökhan Maldar isimli binbaşının bizi yönlendirmesinden baştan beri bilgi sahibi olduğu, dolayısıyla böyle bir yapılanma içerisinde bulunabileceği yönünde şüphelerim var” dedi.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Orgeneral Mehmet Şanver ve çok sayıda üst düzey komutanı Moda Deniz Kulübü'nde düzenlenen düğünü basarak kaçıran darbeci hava timi içinde yeralan kara pilot yüzbaşı Okan Kocakurt, Alanya'da gözaltına alındı. Antalya polisinin şüphesi üzerine Kestel Mahallesi'ndeki Dream Beach'de kurduğu çadırda yakalanan Kocakurt, ilk başta kendini öğretmen olarak tanıttı. Durumdan şüphelenen polis, 4 cep telefonunun kapaklarından birinde Kocakurt'un askeri kimliğini buldu. Telefonların dışında bir miktar altın ve para ile bir de evrak çantasıyla yakalanan Kocakurt'un, İstanbul'dan kaçırdıkları generalleri Ankara Akıncılar Üssü'ne getirdikten sonra sabahleyin kaçıp Konya'ya gittiği, burada aldığı bir bisiklete binerek soluğu Antalya'da aldığı belirlendi. Sahilde kurduğu çadırda gizlenen Kocakurt, tatilci gibi davranıyordu.