Milli Görüş Platformu Sözcüsü Necmettin Aydın, faizin ortaya çıkardığı rantın ekonomiye yıkıcı etkilerine değinerek "Türlü biçimleri olan rantiyeciliğin en önemli aracı faizdir. Eğer bir ülkede faiz enflasyondan yüksekse bu reel faizdir, yani net kârdır. Eğer devlette yüksek faizle ve çokça borçlanıyorsa bu soygundur" dedi.
Eski Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Milli Görüş Platformu Sözcüsü Necmettin Aydın, faiz ve rantiyecilik ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Necmettin Aydın'ın açıklamaları şu şekilde:
"Kısaca paradan para kazanmak olarak ifade edilen rantiyecilik , veya tefecilik modern çağın en büyük (güya legal) soygun yöntemidir. Türlü biçimleri olan rantiyeciliğin en önemli aracı faizdir. Eğer bir ülkede faiz enflasyondan yüksekse bu reel faizdir, yani net kârdır. Eğer devlette yüksek faizle ve çokça borçlanıyorsa bu soygundur.
FAİZLE SOYGUN YAPILIR
Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler bu yolla soyulur. Faizler enflasyonun üstüne çıkartılır, para üzerinden para kazanma bazen iyice köpürtülür, ekonomi bilimi yardımı ile büyük soygun yapılır . Özellikle yakın aralıklarla krizler çıkartılır ve bu düzenek işler. Mesela ülkemizde 05 nisan 1995 krizi bunlardandır. Enflasyon %100'lere çıkmış faizler % 200'lere çıkmıştır. Üç aylık net % 50 faiz verilmiştir. Refahyol iktidara geldiğinde enflasyon %80 , faizler % 150'lerdeydi. Faiz enflasyonun iki katı olmuştu. Aynı senaryo 2000 krizinde de bankaların içi de boşaltılarak daha katmerli yaşanmıştır
Yöntem gayet açıktır . Merkez bankası para musluklarını iyice sıkar , piyasaya yüksek faizle ve az para verir . Bunun birde bilimsel ve kutsal bir adı vardır. Enflasyonla mücadele .Böylece piyasa faizleri yükselir, hazine, yani devlet de yüksek faizle ve çokça borçlanır , tatlı kar dönemi başlar. Bu dönemlerde büyük holdinglerin en büyük kar kalemi finansal gelirdir . Para üretime değil faize aktarılır. Aynı senaryonun tekrarı için, son bir yılda faiz lobisinin ne kadar çok çabaladığına şahit olduk.
Son bir yılda ise yaşananlar ise bunun tam tersi olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu ile bu sefer Merkez bankası faizleri yükseltmemiş , hatta tam tersine düşürmüştür. Enflasyonun % 80'lerde seyrettiği son on ayda, piyasa faizleri enflasyonun yarısına bile ulaşamamıştır . Daha da önemlisi devletin hazinesi, Ağustosta % 17 , eylülde % 15 le borçlanmıştır. Yani rantiye bu sefer enflasyonun 4 de biri kadar ancak faiz alabilmektedir.
PARADAN PARA KAZANANLAR ZARARDA
Rantiyecilerin diğer kazanç yolları da kapalıdır. Onlardan birisi de dövizdir. Döviz de son on ayda %20 civarında bir hareketlilik yaşamıştır . hatta dolar geçen sene aralık ayında çıktığı 18 TL'lere yeni gelmiştir. Enflasyon karşısında nakavt durumdadır. Sonuç olarak bankalarda bulunan paranın hemen hemen yarısı döviz , yarısı TL'dir ve her iki kalemde de reel faiz eksi 50'lerdedir.
Parası olanların gidebileceği borsa ve hisse yoluyla kar elde etme oranları da ortalama % 20'ler civarında karlılık söz konusudur. Banka karlarının yüksek açıklanması ayrı bir olaydır , kurumsaldır , işletme ve bilanço karlılığıdır, reel değildir.
Sonuç olarak, para sahipleri, yani paradan para kazananlar büyük zarardadır ve rantiyeciler yastadır."