Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, A Haber televizyonunda canlı yayınlanan "Memleket Meselesi Programı"nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Çocuğu okul öncesi veya ilkokul 1. sınıfa giden bir veli olsa çocuğunu okula gönderip göndermeyeceği sorulan Selçuk, bunun bir aile konusu olmasının yanında toplumsal ve küresel bir konu olduğuna işaret ederek, bu tür bir kararı veriye dayalı olarak vermeyi her zaman tercih edeceğini söyledi.
Velilerin bu konuda kaygı duymasının çok doğal olduğunu dile getiren Selçuk, gerekli koşulların sağlanabilmesi, riskin en aza indirilmesi ve kontrollü seviyede tutulabilmesi açısından okullarda yüz yüze eğitim kararının okul öncesi ve ilkokul 1. sınıflarla, sadece iki günle sınırlı olacak şekilde alındığına dikkati çekti.
Selçuk, Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın okullarda eğitimi "2 artı 5 gün" olarak formülize ettiğinin anımsatılması üzerine, Bilim Kurulu'nun tavsiyelerini çok önemsediklerini ve kararları da istişare ederek aldıklarını söyledi.
Bu kararın gerekçelerine değinen Selçuk, "2 gün okula gidip de 5 gün okula gidilmediğinde o 5 gün ailede, çevrede, servis şöföründe, öğretmende belirtilerin ortaya çıkıp çıkmamasıyla ilgili bir boyuta da sahip. O nedenle şimdilik 2 artı 5 gün ama koşullar değişirse elbette günler de sayılar da değişir." ifadelerini kullandı.
Hiç kimseyi zorlamak istemediklerini, bunun sadece akademik bir karar değil psikolojik, sosyolojik bir karar olduğunu belirten Selçuk, bu anlamda velilerin güveninin oluşmasının da önemine vurgu yaptı.
Bakan Selçuk, okulların alınan tedbirlerle ilgili velileri bilgilendirdiğini, resmi okullardaki yaklaşık 60 bin ilkokul 1. sınıf öğretmeninin veli toplantıları düzenlediğini dile getirerek, Avrupa ülkelerinin tamamına yakınının tüm sınıfları tam zamanlı olarak açtığına dikkati çekti.
"Okullarımız kamuya açık mekanlarda en güvenilir alanlardan birisi. Çünkü sürekli kontrol, dezenfekte işlemi, takip var." diyen Selçuk, kontrollü şekilde okulları açma kararını da sağlık uzmanlarına danışarak aldıklarını söyledi.
Bakan Selçuk, "Yüz yüze eğitimde 2 gün hangi günler olacak? Tüm Türkiye'de aynı günler olarak mı düşünülüyor yoksa bu illere ya da okul yöneticilerine mi bırakılacak?" sorusu üzerine, "Temelde pazartesi-salı günleri sınıfın yarısının gelmesini istiyoruz. Bu diyelim ki 'kırmızı, yeşil veya mavi grup' olur. İkinci grup da mavi grup olarak perşembe-cuma gelsin, çarşamba günü ve hafta sonu bir ara verelim istiyoruz. Niye ikiye bölüyoruz, bölmezsek sosyal mesafeyi sağlayamıyoruz." dedi.
İkili sıralarda tek çocuk oturacak şekilde etiketlerin yapıştırıldığını dile getiren Selçuk, bu yolla sınıfta sosyal mesafeyi rahatlıkla sağlayabildiklerini ifade etti.
Selçuk, çocuğunu okula göndermek istemeyen veliler dikkate alındığında da sınıf sayılarının azalacağına dikkati çekerek, "Biz sınıflarımızda yaptığımız hazırlıktan eminiz, öğretmenlerimizin becerisinden, birikiminden son derece eminiz." diye konuştu.
Çocuğunu okula gönderecek velilere imzalatılacak "veli taahhütnamesi" ile ilgili soruya karşılık Selçuk, bunun bazı yerlerde kötü bir şekilde yorumlandığını, taahhütnamenin asla veli için "bundan sen sorumlusun" anlamına gelmediğini söyledi.
Ziya Selçuk, bunun veliye bilgilendirme yapıldığına dair bir onay formu olduğunu ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, şöyle devam etti:
"HES takibiyle herhangi bir pozitif vakanın söz konusu olması halinde, bütün veliler, öğretmenler, servis şöförleri için söylüyorum, zaten anlık olarak bu bilgiyi alıyoruz. Böyle bir sistem kurduk, bugün tamamlandı. İlk defa açıklıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının ortak bir çalışması bu. Bütün velilerimizin takibi konusunda, eğer herhangi bir ailede bir pozitif vaka durumu söz konusu ise o çocuğumuzun bulunduğu sınıfta öğretmenle, çocuklarla ilgili bir tedbir alıyoruz. Yani o sınıfı uzaktan eğitime davet ediyoruz. Çocuğumuzla ilgili bir bilgiyi aldığımız anda özel bir odaya alacağız, anne-babasına, sağlık kurumuna haber vereceğiz. Gereken bir prosedür var o uygulanacak."
Çocuğunu okula göndermek istemeyen veliler için uzaktan eğitim seçeneğinin devam edeceğini, çocuğunu okula göndermek isteyenlerin de söz konusu formu onaylayacağını anlatan Selçuk, çocuğunu bu yıl okul öncesi eğitime gönderip göndermemekte kararsız kalan bir velinin sorusunun yayında sorulması üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Benim önerim tabii ki göndermeleri çünkü o yaşlar çok kritik yaşlar, 'alıcı yaş' dediğimiz yaşlar. Dolayısıyla çocuklarımızın kaçırdığı şeyleri azaltmamız lazım. Yani eğitimle daha çok yüz yüze gelmesi lazım. Bir sene bekleyebilir ama buna rağmen göndermesini tavsiye ederim. Çocuklarımız okul öncesinde temel kavramları almadığında ilkokul 1'de daha zorluk çekiyorlar. O açıdan tavsiye ederim."
Selçuk, "İlkokul 1. sınıf öğrencileri için iki gün yeterli olur mu?" sorusuna karşılık, bu sürenin yeterli olmayacağını ama geri kalan günlerde yapılacak çalışmalarla veli ve öğrencilere destek olacaklarını söyledi.
İlk kez okul ortamına giren ilkokul 1. sınıf öğrencilerinin öğretmenleriyle, okullarıyla bağ kurmasının önemine işaret eden Selçuk, çocuklar hiç okula gitmezlerse bu bağın oluşmayacağına dikkati çekti.
Selçuk, "İki gün de olsa bizim duygusal bağ, sosyalleşme, okul ortamını tanıma hedefimiz var orada. Yani hedefimiz o iki günde sadece akademik değil. Aslında hedefimiz daha çok çocuğun ortama alışması, uyum sürecini hızlı atlatması ve öğretmeniyle tanışması. Asıl hedefimiz bu. Çünkü ilk kez görüyor. İlk kez gördüğünüz, hiç tanımadığınız biriyle ekrandan bağ kurmak çok zor. Bu nedenle ilkokul 1 çok önemli. Geçen sene ilkokul 1'de mart ayına kadar okulda kalıp da sonrasında okula gidemeyen çocuklarımızı bile bir an önce devreye almak istiyoruz. Çünkü onlar da yarım kaldı." diye konuştu.
Bakan Selçuk, eksiklikleri de müfredatı tam olarak EBA TV gibi kanallardan çocuklarla paylaşarak tamamlayacaklarını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitimin diğer kademelerde ne zaman başlayacağına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Diğer sınıflarla ilgili birkaç hafta sonra tekrar bir değerlendirme yapılacak. Bir takvim yok, olamaz çünkü vaka sayısının seyrini bilemiyorum. Bilim Kurulu'nun bir ay sonrası için ne diyeceğini bilemiyorum, onlar da izliyorlar, onlar da şu an bilmiyorlar. Bunu bilmezken 'şöyle olacak' demek çok doğru değil. Biz büyük bir sorumluluk altındayız ve bu sorumluluk altında da çok dikkatli karar vermeliyiz. Amacımız, temennimiz hepsini açmak."
Selçuk, diğer kademelerle ilgili de kademeli ve seyreltilmiş bir model mi düşünüleceği sorusu üzerine şu an için böyle düşünüldüğünü söyledi. Selçuk, il hıfzıssıhha kurulları eğitimle ilgili tavsiyede bulunursa bunu dikkate alacaklarını belirtti. Selçuk, "Her ilde her şey aynı olacaktır, böyle bir katiyetle konuşamayız. Biz duruma bakarak esnek bir değerlendirme yapmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Sınavlara hazırlanan 8. ve 12'nci sınıflar için bir müfredat düzenlemesi olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Selçuk, "Bu sene öğrencilerimizin, müfredatın tamamından sorumlu olmasını ve ölçme değerlendirme açısından okullarda sınav yapılması konusunu gündeme getiriyoruz. Resmi açıklamayı yakında yapacağız. İlkokulda sınav yok, ortaokullar, liseler için yani mevzuatta sınav muhatabı olan bütün çocuklarımız için sınavlarımızı okullarda yapacağız." diye konuştu.
Bakan Selçuk, bu durumun uzaktan eğitim devam etse de geçerli olacağını belirtti.
Ders sınavlarının nasıl olacağının sorulmasına karşılık da Bakan Selçuk, "Randevulu sistemle sınav yapmak durumundayız. Çünkü tüm öğrencileri aynı gün okula çağıramayız. Diyelim ki 7'nci sınıfların sınavı varsa, onların günü, saati ayrı olabilir, biri sabah biri öğleden sonra gelebilir. Bunları okullar ayarlar. Bunlarla ilgili çerçeve hazır." bilgisini paylaştı.
Bakan Selçuk, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında gerçekleştirilen merkezi sınavların bu yıl da haziranda yapılacağını belirterek, tarihe ilişkin kararın o günkü şartlara göre verileceğini bildirdi.
Selçuk, öğrencilerin, gerekli şartlar sağlandığı takdirde derslerde isterlerse maskelerini çıkarabileceklerini de sözlerine ekledi.