Biz sizi çok iyi tanıyoruz... Biz sizi 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan, 27 Nisan’dan, özellikle de 15 Temmuz’dan tanıyoruz. İçinden çıktığınız, ekmeğini yiyip suyunu içtiğiniz aziz milletten nasıl nefret ettiğinizi; havasını soluduğunuz vatana nasıl kastettiğinizi, kendi hırslarınız için millet ve memleketi ateşe atmaktan nasıl canice bir haz duyduğunuzu çok iyi biliyoruz...
Biz sizi çok iyi tanıyoruz…
İçinden çıktığınız, ekmeğini yiyip suyunu içtiğiniz aziz milletten nasıl nefret ettiğinizi; havasını soluduğunuz vatana nasıl kastettiğinizi, kendi hırslarınız için millet ve memleketi ateşe atmaktan nasıl canice bir haz duyduğunuzu çok iyi biliyoruz.
Milletin oyuyla seçilmiş milletin öz evlatlarını alaşağı etmek, hapse atmak, onları işkenceden geçirmek ve hatta onları darağaçlarına göndermek konusunda nasıl tecrübeli olduğunuzu, bunu tekrar tekrar yapmak için nasıl yanıp tutuştuğunuzu da biliyoruz.
Sokaklar savaş alanına dönerken, gençler birbirini katlederken, kan oluk oluk akarken, o silahların nereden geldiğini, ülkenin hangi merkezden karıştırıldığını çok iyi bildiğiniz halde sadece izlediniz.
Ölümleri izlemekten utanmadığınız gibi, gençleri, hem de yaşlarını büyüterek idama göndermekten de utanmadınız.
Türkiye’nin uluslararası çıkarlarını ayaklarınızın altında çiğnediniz.
En büyük zararı da, milletin gözbebeği, “Peygamber Ocağı” aziz ordumuza, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne verdiniz. Ordumuzun motivasyonunu altüst ettiniz, kahraman Mehmetçiğimizin moralini bozdunuz, ordumuzun içine fitne soktunuz. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne verdiğiniz bu zararla, ülkeyi düşman işgaline açık hale getirmek istediniz.
Hiç emekli olmadınız gizli emellerinizden… Hiç vazgeçmediniz kirli oyunlarınızdan… Hiç geri durmadınız kapkara ihanetlerinizden… Dış mihraklarla yan yana durmaktan hiç utanmadınız.
Millet, 27 Mayıs’ın, Adnan Menderes ve arkadaşlarını idamının hesabını 1965 seçimlerinde sordu.
Millet, 12 Eylül’ün başı Kenan Evren’e en güçlü zamanındayken bile haddini bildirdi. Evren’in istediği değil, milletin adamı iktidara geldi.
27 Nisan’da e-muhtıra ile Meclis’e, milletin iradesine “Cumhurbaşkanı” seçtirmeyenler, 22 Temmuz’da sandıkta cevabını aldı.
Son olarak 4 Nisan’da bu zamana kadarki vesayetçilerin, cuntacıların-darbecilerin üslup ve tarzının birebir taklidi olan bir gece yarısı bildirisiyle karşılaştık. Bundan önce olduğu gibi halen birilerinin maşalığını ve tetikçiliğini yaparak bu millete parmak sallayan piyonlar, kuklalar!
Biz, sizi de sahibinizi de tanıyoruz. Bu millet, sahibinize karşı geçmişte olduğu gibi bundan sonra da karşı koyacak inanç, irade ve kudrettedir.
Ama milletteki vatan sevgisi, inanç, sabır, cesaret, feraset, mücadele kararlılığı ve gücü sizin ihanetinizden büyüktür.
Geçmişte olduğu gibi gelecekte de, cüret edeceğiniz her darbe girişiminin, dışarıdan size hükmeden kuklacılarınızın emri olduğunu, kastınızın Türkiye’yi istikrarsızlaştırma, bölme, parçalama, ülkeyi yoksullaştırma, itibarsızlaştırma hamlesi olduğunu size hatırlatacağız.
Hiç unutmayın!
Aklınızdan çıkarmayın!
Biz buradayız ve daima nöbetteyiz!..