MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Türk Milleti terör örgütlerinin kanlı saldırılarına boyun eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Terörizmin hiçbir şekli masum değildir. Türkiye'nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorunu bölücü terördür. Bu melanetin hakkından gelemedikten sonra hayatın diğer alanlarında tam bir istikrar yakalamak çok zor ve zahmetli, belki de imkansız olacaktır.
Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan sıralayacaklar. Bu ne kepazelik, ne pişkinliktir.
HDP'yi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKK'yı incitmemek için suya sabuna dokunmaktan kaçınanlar, samimiyet fukarasıdır. Zira, her şey gün gibi meydandadır. Ey zillet partileri, çekinmeyin; telaşa kapılmayın, yürekliyseniz itiraf edin. PKK bomba tuzakladı, sonra da patlattı derseniz sadece ve sadece adam olursunuz, ahlaklı olursunuz, dürüst olursunuz.
CHP Genel Başkanı geçen hafta katıldığı bir televizyon programında bir yalana bin yalan ekleyerek şu ibret verici değerlendirmelerde bulundu: Terör konusunda bir şey geldi de biz hayır mı dedik? Terörle mücadelede yapmayın mı dedik?
Hayır, bu temelsiz, mesnetsiz açıklamayı duyduktan sonra ne söylesek boştur. Irak ve Suriye'ye asker gönderilmesini iki yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresi 26 Eylül 2021 günü oylanırken CHP hayır dedi mi? Elbette dedi. Bu tezkereye HDP hayır dedi mi? Kuşkusuz dedi. İP sadece 2-3 milletvekiliyle oylamaya iştirak edip kerhen evet dedi mi? Bu da oldu. Gönülsüz 2-3 evetle durumu kurtarmaya çalıştılar.
Kılıçdaroğlu DİAYDER'in toplantısına katıldı mı katılmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle. Adamsan bu soruların cevabını ver.
Türkiye'nin 2023 yılına bölücü terörü yere sererek, bu badirenin tamamiyle hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayarak, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, bozguncular kahpedir. Bizim gönlümüzde herkese yetecek kadar sevgi vardır. Bu topraklara vatanım diyen herkese kapımız açıktır. Tarafımız doğrudur, yönümüz haktır, karşımıza kim çıkarsa çıksın fark etmez. Terör bitecektir, bölücülük batağı kurutulacaktır. Teröristler ya bağımsız Türk mahkemeleri önünde hesap verecekler ya da yok edileceklerdir.
İnsanımızın hasretle beklediği ulaşılabilecek hedefimizin huzur ve emniyet içinde olacağı, ekonomik sorunların tamamen gündemden çıkacağı bir Türkiye gerçeğidir. MHP ve Cumhur İttifakı bunu sağlamaya hazırdır. Cumhuriyetin 100. yıldönümü bu çerçevede bir milattır. Türk milleti bağımsızlık onuruna düşkün bir millettir. Türkiye Cumhuriyeti bu meşalenin aydınlığına yürümektedir. 29 Ekim 1923 geçmişten keskin bir kopuş olmayıp tam tersine yeni bir soluğu olarak belirmiştir. Tarihin her döneminde Türk milleti, Türk ve İslam coğrafyaları hedef olmuştur.
2 Ocak 2022 pazar gününden itibaren Kazakistan'da fitili tutuşturulan olayların, sosyoekonomik olumsuzluklarla tanımının yapılması kolaycı bir yaklaşımcıdır. Bize göre mağdur kitlelerin hak arayışı değildir. Kazakistan'da şikayet konusu zamlar geri alınmıştır, yeni sözler verilmiştir ancak olayların durması ülkenin her yerinde mümkün olmamıştır. Kazakistan'da devlet, sokak gösterilerine tüm imkanlarıyla direnmiştir. Güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalar yaşanarak çok sayıda can kaybı yaşanmıştır. OHAL ilanı mecburi hale gelmiştir.
Sonu gelmez çatışmaların projelendirildiği anlaşılmaktadır. Toplumların siyasi ve ekonomik talepleri, dış destekçilerin vasıtasıyla silaha dönüştürülmektedir. Kazakistan'daki olayların gerçek iç yüzünü kesin ifadelerle söyleyebilmek için yeterli bilgiye elbette sahip değiliz. Zalim parmakların devrede olduğunu söylemek temelsiz bir iddia olmayacaktır. Demokrasi bu süreçte en çok istismar edilen kavramdır. Ekonomik çarpıklıklar, haddinden fazla abartılan konu başlıkları olarak sıcaklığını korumaktadır.
Bize göre mağdur kitlelerin hak arayışı değildir. Ekonomik sıkıntıların siyasal itirazlarla tepkiye girmesi, yabancı vakıfların, STK'ların, taşeron siyasetçilerin kışkırtmasıyla iç isyan ve karışıklıklar tahrik edilmelidir. Bu söylediklerim vehim sonucu olarak değerlendirilmemelidir. Toplumların siyasi ve ekonomik taleplerin, dış güçlerin vasıtasıyla silaha dönüştürülmekte, beliren namlu ise bu toplumlar tarafından kendi devletlerine, kendi bağımsızlıklarına çevrilmektedir.
Kazakistan'da bugün yapılan yarın Türkiye'de test edilmek istenecektir. Söylemler benzerdir, propaganda kaynakları birbirine çok yakındır.
Dün hedef Ecevit'ti bugün Erdoğan'dır. Sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye güçleri asla yetmeyecektir.
Hükümeti ve devleti hedef alan sokak hareketlerine canımızla kanımızla direnmesini çok iyi biliriz.
Türk Tabipleri Birliği, adında Türk olsa da Türk düşmanlarının toplandığı çatı olmuştur. Koronavirüsün Omicron varyantı gibidir. Tıbbın yüz karası meslek örgütüdür, hiçbir işe yaramıyorlar.