Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasa vurgusuyla ilgili, açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliğinin gerekli olduğunu ifade eden Bahçeli, "Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin amacı, görüşü ve düşüncesi de bu yöndedir" açıklamasında bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açıktır. Milliyetçi Hareket Partisinin amacı, görüşü ve düşüncesi de bu yöndedir" ifadelerini kullandı.
- Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında, "Belki de şimdi Türkiye'nin yeni bir anayasayı tartışma vakti gelmiştir" açıklamasının gündemin ağırlık merkezine yerleştiğini belirtti.
Yürürlükteki 1982 Anayasası'nda bugüne kadar 19 defada 184 değişiklik yapılmasına rağmen vesayetin derinlere nüfuz etmiş iz ve kalıntılarının bir türlü silinemediğini ifade eden Bahçeli, bunun pek çok nedeni bulunsa da en önemli nedeninin Anayasa'nın dayandığı fikir, düşünce ve esasların demokratik nitelikten mahrumiyeti olduğunu bildirdi.
Bu kapsamdaki sıcak tartışmaların hız kesmeden, bilahare yoğunlaşıp yaygınlaşarak bugünlere ulaştığının herkesin bildiği gerçekler arasında olduğunu aktaran Bahçeli, bütün hukuk kuralları gibi anayasaların da belirlenmiş ve üzerinde nitelikli uzlaşma sağlanmış normlar içerdiğini anlattı.
Anayasanın bir devletin temel yapısını ihtiva etmekle birlikte, bu temel yapı içindeki kurum ve kuralların nasıl ve hangi ilkelere uygun olarak işleyeceğini hem gözettiğini hem de gösterdiğini belirten Bahçeli, bir toplum sözleşmesi çerçevesinde devletin kuruluş esaslarını belirleyip fonksiyonel hale getiren anayasanın diğer hukuk metinlerinden muhteva olarak farklılıklar içermesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Bu farklılıkların en bariz özelliklerinden birinin de devletin dayandığı fikir ve düşünce kalıplarının toplum hayatına yansıması olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, açıklamasına şöyle devam etti:
"Doğal olarak bir anayasanın yazıldığı dönemin şartlarını ruhunda taşıması, devlet ve toplum hayatına tesir eden müspet veya menfi gelişmeleri lafzında barındırması bugüne kadarki tecrübelerle sabit ve varittir. 1982 Anayasası'nı bu açıdan ele almak akla ve mantığa en uygun tercihtir. Buradan hareketle mevcut ve meri anayasanın olağan dışı şartların mahsulü olduğu, zaman içinde pek çok maddesinde değişiklik yapılmasına rağmen statükocu vasfında herhangi bir zayıflamanın da görülmediği çarpıcı şekilde ortadadır. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açıktır. Milliyetçi Hareket Partisinin amacı, görüşü ve düşüncesi de bu yöndedir."
"Ülkenin siyasi ve hukuki çelişkilerden kurtulmasının başka bir seçeneği yok"
MHP Lideri Bahçeli, Türkiye'nin 27 Nisan 2017'de yapılan halk oylamasıyla Türkiye Cumhuriyeti yönetim sistemi bakımından üçüncü evreye geçtiğini, milli iradenin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni kabul ve tasdik ettiğini anımsattı.
- Yeni yönetim sisteminin geçmişten tebarüz edilen tarihi emanetlerle geleceğe yüklenen kutlu hedefleri buluşturan milli nitelikli, demokratik ve kapsayıcı niyetli bir anlayış ve kavrayış üzerine inşa edildiğini belirten Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 9 Temmuz 2018 itibariyle resmen uygulanmaya başlandığını, yönetim hayatının bu haliyle güçlendiğini, kuvvetler ayrımı arasındaki çizgilerin netleştiğini kaydetti.
Yeni sisteme müzahir ve müstahak bir anayasanın yazılmasının mecburiyetin yanı sıra demokratik bir mükellefiyet olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, "Anayasası eski sisteme göre hazırlanmış, yönetim sistemi yeni esaslara göre reforma bağlanmış bir ülkenin siyasi ve hukuki çelişkilerden kurtulmasının başkaca bir seçeneği yoktur. Parlamenter sistemin tozu ve tortularıyla Türkiye'nin ufkunun perdelenmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni en azından zaafa uğratma riski taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesi, serpilmesi, taban tutması, devlet ve millet hayatına nüfuz eden kilitlerin açılması bu sayede mümkün olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Devlet Bahçeli, toplumun her kesimini kucaklayan, meşru her düşünceyi sahiplenen, kurucu değerlere yaslanan, kuruluş felsefesini benimseyen, yeni yönetim sisteminin temel yapı taşlarını, vazgeçilmez ilke ve esaslarını daha da geliştirmeyi önceliğine alan bir anayasanın ertelenemez ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Bahçeli, zamanın ruhuyla çelişen ve üstelik ters düşen hukuk kurallarının sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasal kazanımları sekteye uğratacağını, sorunların daha da ağırlaşmasına yol açacağını bildirdi.
Bu itibarla hukuk piramidinin en üstünde yer alan anayasaların engelleyici veya geciktirici değil, dinamik, dengeli, tarihsel müktesebatla çerçeveli, milli özlemleri doğru okuyan, devlet-millet arasındaki ilişkileri herkesin kendisini içinde göreceği bir toplum sözleşmesiyle yoğuran müstesna bir yaklaşımla temellenmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, kendilerinin de bunu amaçladıklarını ifade etti.
"Türkiye'nin kutuplaşma virüsünden arınması samimi beklentimizdir"
Hedeflenen yeni anayasanın kalite ve kapsayıcılığı ne kadar fazla olursa olsun, siyaset eğer ahlaki rekabetten uzaklaşır, bölünme ve kavga üzerine bina edilirse, bunun acıklı faturasının direkt millete çıkacağını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
- "Türkiye'nin kutuplaşma virüsünden arınması, temel hak ve özgürlüklerin milli değerlerle perçinlenmesi samimi beklentimizdir. Gizli mahfillerde, tehlikeli maksatlarla, gölgeli emellerle anayasa taslağı hazırlayıp devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü siyasi amaçlarına kurban etmek isteyenlerin içine düştükleri zilletten kurtulmaları bir başka beklentimizdir. Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihindeki en önemli reformu yeni yönetim sistemi ise diğerinin yeni anayasa olması tarihe ve millete boyun borcumuz olarak değerlendirilmelidir.
Yeni anayasayla birlikte düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlam esaslara bağlanması, milli birlik ve kardeşlik bağlarının sürdürülebilir ve süreklilik arz eden demokratik kriterlerle bağıtlanması, devlet ve millet arasındaki karşılıklı sorumlulukların sarih bir şekilde bağdaştırılması, yeni yönetim sistemiyle örtüşen devlet yapısının bağlayıcılığı ve hukuk mevzuatındaki gerekli düzenlemelerin yapılması mutlak surette ve öncelikle ele alınmalıdır."
"Birlikte yaşama kültürünü daha da pekiştirmelidir"
Bir diğer önemli konunun ise yeni anayasanın özü olacağını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
- "Bu meyanda hazırlanacak anayasa, Türkiye'nin 21. yüzyılın üçüncü on yılında ve Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünün de ivmesiyle, terör, yoksulluk, yolsuzluk, hayat pahalılığı ve işsizlik musibetlerini yenmiş bir ülke olmasına destek vermeli. Siyasal sistemdeki antidemokratik unsurları tasfiye ederek modern demokrasilerde olduğu gibi, fikir, inanç, teşebbüs, örgütlenme ve benzeri alanlarda temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlet bünyesine kavuşmayı temin etmeli. Herkesin aynı milletin evladı olmaktan gurur duyacağı, ayrışmayı değil birleşmeyi, farklılaşmayı değil kucaklaşmayı, kutuplaşmayı değil kaynaşmayı tahkim edecek bir uzlaşmayı sağlamalı. Millet varlığı ile etnik köken veya mezhep gibi doğal özelliklerin milli kimliğin ve bin yıllık kardeşliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüldüğü birlikte yaşama kültürünü daha da pekiştirmelidir. Anayasa'nın ana fikrini teşkil eden Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, üniter siyasi yapısı ile dilinin Türkçe olduğu ilkesi farklı yorumlara açık olmayan ve herkesi bağlayan kuruluş ilkeleridir ve böyle kalmalıdır."
"Aynı dürüst tavrı TBMM'de grubu bulunan diğer partilerden de bekliyoruz"
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek dil esasına dayalı milli ve üniter bir devlet olduğunu, yeni anayasanın, bu vesileyle tekrarladıkları milli ve tarihsel hakları muhafaza etmesi gerektiğini bildirdi.
- Devlet Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
- "PKK'yla anayasa hazırlık masası kuranların savruldukları yanlış yoldan dönmeleri millete ve demokrasiye sadakatin gereği, yeni anayasa yazımı konusunda irade beyanları ise samimiyetlerin testidir. Nitekim 'Aşağıya bakmayacağız' diyerek eylem yapan marjinal gruplara destek veren siyasi partilerin, Türk milletinin yükseklere odaklanmış bakışlarını özümsemeleri, buna riayet ve refakat edecek hamiyeti sergilemeleri kendileri adına da hayırlı bir adım olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yeni bir anayasa yazımı konusunda Cumhur İttifakı'nın birleştirici ve kucaklayıcı şuuruyla hareket edecek, üstüne düşen demokratik görevleri çekinmeden yerine getirecektir. Cumhur İttifakı'nda anlayış ve hedef birliği vardır, Allah'ın izniyle gereği de yapılacaktır. Aynı dürüst tavrı TBMM'de grubu bulunan diğer partilerden özellikle beklemek en tabii hakkımızdır. 2021 yılı huzur, bereket, reform ve yükseliş dönemi olacaktır. Bunu da yeni anayasa ile taçlandırmak herkesin öncelikli sorumluluğu olmalıdır."