Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basına kapalı gerçekleşen ve 14.55'te başlayan eylül ayı olağan toplantısı 6 saat sürdü. MGK toplantısına Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler katıldı. Süleyman Soylu İçişleri Bakanı; Orgeneral Yaşar Güler de Jandarma Genel Komutanı sıfatıyla ilk kez MGK'da yer aldı.
MGK sonrası yapılan yazılı açıklamada, olağanüstü halin uzatılması tavsiyesinde bulunulduğu belirtildi. MGK bildirisinde, "Demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanmasının devamlılığını sağlamak amacıyla olağanüstü halin uzatılması tavsiyesinde bulunulması kararlaştırılmıştır" denildi.
MGK bildirisindeki diğer tavsiye kararları ise şöyle:
"FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi tarihinin her yıl, 'Demokrasi ve Özgürlükler Günü" olarak anılması tavsiye edilmiştir."
"Terör örgütleri tarafından kullanılan ve hudut bölgemizde güvenlik riski doğuran Suriye'nin kuzeyinde 'terörden arındırılmış güvenli bölge' tesisi ile 'uçuşa yasak bölge' uygulamasının gerekliliği üzerinde durulmuştur."
"Suriye krizi başladığından beri, sınırın her iki tarafında da mağdurlara ve mazlumlara her türlü insani yardımı yapan Türkiye'nin, uluslararası toplumdan yeterli desteği alamasa dahi bu tavrını önümüzdeki dönemde de sürdüreceğinin altı çizilmiştir."
"Devletin ve milletin öz kaynaklarını, asli görevleri yerine bölücü terör örgütüne destek için kullanan ve bu suretle teröre alet olan belediyeler hakkında yapılan idari ve hukuki işlemlerin yerinde olduğunun, bu konudaki çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğinin altı çizilmiştir."
Bölgedeki siyasi ve askeri gelişmeler ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, hudutlarımızda bir terör koridorunun oluşmaması için başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı'nın öncelikli iki amacından ilkinin, sınır güvenliğimizin sağlanması ve bölgede yaşayanların can ve mal güvenliğinin temin edilmesi; ikincisinin ise buradaki DEAŞ ile PYD-YPG terör unsurlarının bütünüyle temizlenmesi ve ülkelerinin bütünlüğü için Özgür Suriye Ordusu'nun desteklenmesi olduğu bir kez daha kaydedilmiştir."
Avrupa Parlamentosu kori̇dorlarına terör örgütü si̇mgeleri̇ni̇n asılması ve bölücü terör örgütleri̇ PKK/PYD-YPG'nin sergi ve toplantıları gi̇bi̇ faali̇yetlerde, dost ve müttefik Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri̇ni̇n sergilediği duyarsız tutum kaygıyla karşılanmış, terörün uluslararası siyasetin bi̇r aracı hali̇ne getirildiği, hatta teşvik edildiği değerlendirilmiştir. Terörün uluslararası ortak tanımının mutlaka yapılması gerektiğinin, farklı uygulamaların önlenmesi i̇çi̇n de iş birliğinin önemi̇ne vurgu yapılmıştır."