'Mescid-i Aksa tüm Müslümanların sorunu'

TBMM Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan yeni dönemde Gazze için adılacak adımları Yeni Şafak'a değerlendirdi. Filisten'e huzur gelmeden dünyaya barışın gelmesinin mümkün olmadığını dile getiren Turan, "Türkiye Filistinlilere yönelik insanlık dışı muameleye ve Kudüs’e yönelik tehditlere karşı dik bir duruş sergiliyor. İnanıyorum ki Yusuf’u kuyuya düşürmek isteyenlerin yahut Bünyamin’i Yusuf’tan ayırmak isteyenlerin çoğaldığı şu günlerde nasıl Yusuf ile öz kardeşi Bünyamin ve Yakup ile Yusuf nasıl buluştuysa Filistin halkı da bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşacaktır" dedi. Turan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Filistin'i ziyaret etmek istediklerini ancak belirlenmiş net bir tarihin olmadığını söyledi.

Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanlığı'na getirilen AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargo ile ilgili şunları söyledi:

"Türkiye İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargonun kaldırılması için Uluslararası bir çok platformda çaba göstermiş ve ambargo tamamen kalkıncaya kadar Filistin’in haklı mücadelesine destek vermeye de devam edecektir. En son geçen hafta Şefkat adlı gemiyle AFAD koordinasyonunda toplanan, 50 bin gıda kolisi, 5 bin ton un, 100 ton bisküvi ve kek, 50 bin muhtelif giyecek, bin bayramlık giysi, 18 bin 100 oyuncak, 32 bin kırtasiye seti ve çocuklar için bayram hediyesi olarak bin 10 bisiklet Asod Limanına ulaştı. AFAD'ın koordinesinde Gazze'ye götürülüp dağıtılmaya başlandı. Bayramda ihtiyaç sahiplerinin her birine ulaşmış oldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Filistin’i Kudüs davasını yakından takip etmektedir. Talimatları doğrultusunda geçen yıl Ramazan Bayramı öncesi Gazzeli kardeşlerimizi yine sevindirmiştik."

"Kudüs, Mescid-i Aksa; Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi sadece Filistin’in sorunu değildir" diyen Turan, "Bu sorun tüm Müslümanların sorunudur. Filistin, uzun yıllar boyunca Osmanlı Devletinin hakimiyeti altında huzurlu bir şekilde yönetildi. Ancak Birinci Dünya Savaşını kazanan ülkeler önce Filistin topraklarını Siyonizm’in işgaline açtılar ve İsrail Devletini kurdular. İsrail, Filistin topraklarındaki yayılmacı politikasını ve işgalini hala devam ettirmekte. Böyle bir durumda, barış sürecinden ve ilerlemeden bahsetmek mümkün değil. Filistin’e huzur gelmeden Ortadoğu’ya ve dünyaya barışın gelmesi mümkün değildir. Türkiye Filistinlilere yönelik insanlık dışı muameleye ve Kudüs’e yönelik tehditlere karşı dik bir duruş sergiliyor. İnanıyorum ki Yusuf’u kuyuya düşürmek isteyenlerin yahut Bünyamin’i Yusuf’tan ayırmak isteyenlerin çoğaldığı şu günlerde nasıl Yusuf ile öz kardeşi Bünyamin ve Yakup ile Yusuf nasıl buluştuysa Filistin halkı da bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşacaktır" diye konuştu.

Turan, Türkiye ile Filistin'in sınırlarının birbirinden ayrılmış olsa bile iki ülke arasındaki tarihsel ve kültürel bağın Yakup ile Yusuf'un hasreti kadar derin olduğunu aktardı. Turan, "Yıllar geçse bu iki halkın arasındaki bağ asla kaybolmayacak ve ebediyen bu iki halk kucaklaşmaya devam edecektir. Bizler bu bağlamda Türkiye- Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak Filistin ile olan bağlarımızı güçlendirerek Filistin’de ve bölgede barışın sağlanabilmesi için gücümüz ölçüsünde mücadele veriyoruz. Filistin Parlamentosunun ve müslüman Filistin halkının yalnız olmadığını tüm dünyaya gösterme gayretindeyiz. Dostluk grubu olarak karşılıklı daha çok ziyaretlerimiz olacak. Türkiye’de bulunan Filistinli kardeşlerimizle temasımız yoğunlaşacak" ifadelerini kullandı. Turan, Gazze'ye Türkiye'nin dışında başka ülkelerin de yardım bulunduğunu fakat yeterli oranda olmadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın Kudüs'ü, Filistin'i ve Filistin halkının durumunu yakından takip ettiğinin altını çizen Turan, "Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla TİKA 2004'ten bu yana Kudüs’te 63 projeyi tamamladı. Mescid-i Aksa'daki Kubbet'us Sahra'nın üstündeki hilal ile Mescid-i Aksa'daki Osmanlı Arşivi'ni restore çalışmaları bunlardan bazıları. Kudüs davasını yüreğinde yaşatan, gönlü Kudüs aşkıyla yanan ve kalbi Filistin için atan, bütün bir hayat çizgisinde bunu yakından müşahade ettiğimiz Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın Filistin’i ziyaret etme isteklerini biliyoruz. Fakat şuan için belirlenmiş net bir tarih bilmiyoruz" dedi.

Dört Körfez ülkesinin Katar'a göndermiş olduğu talepleri de değerlendiren Turan, "Aslında bölge coğrafyasına baktığımız zaman olayı daha net anlayacağız. Katar yönetiminin desteklediği Müslüman Kardeşler ve Hamas'a; Kral Selman'ın, Sisi'nin ve Trump'un bakış açısı belli. Sisi, ülkesinde kurduğu diktatörlüğe en büyük tehdit olarak gördüğü Müslüman Kardeşler'i yok etmek istiyor, Suudi Arabistan yönetimi de Müslüman Kardeşler ideolojisini kendi iktidarı açısından tehdit olarak görüyor ve Trump'da bu konuda her ikisiyle aynı fikirde" diye konuştu.

"MİT tırları hadisesiyle FETÖ ve arkasındaki güçlerin oluşturmak istedikleri Türkiye algısını unutmayalım" diyen Turan, "Türkiye'yi DEAŞ'a silah desteği veren ülke olarak gösterip hükümetin devrilmesine varacak müdahaleleri meşrulaştırmaya çalışmışlardı. İnşa etmeye çalıştıkları bu olumsuz algıyı tam da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kullanacaklardı.

Hala vazgeçmediler, uluslararası medyada Türkiye'yi hedef alan bu konudaki karalama kampanyaları devam ediyor.

Ancak Türkiye'de ve Katar'da oynan bu oyunları insanlarımız görüyor başarılı olamıyorlar. Allah'ın izniyle başarılı olamayacaklar" şeklinde konuştu.