Haydar Meriç cinayetinde, FETÖ üyesi istihbaratçı polislerin İstanbul-Ankara-Kırklareli arasındaki koordinasyonunu sağlayan firari komiser Tolga G. yakalandı. O dönem İstanbul İstihbarat'ta komiser olan Tolga G.’nin cinayet süreci boyunca kendi kullandığı tek hat üzerinden tüm istihbaratçıların irtibatını sağladığı ortaya çıktı.
Fetullah Gülen'le ilgili bir kitap hazırlığında olduğunu söyledikten sonra esrarengiz bir şekilde öldürülen ve cesedi denizden çıkan Gazeteci Haydar Meriç'in cinayetiyle ilgili hakkında gözaltı kararı bulunan İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü eski komiserlerinden firari Tolga G. yakalandı. Komiser Tolga G.'nin, Meriç cinayetinde illegal olarak faaliyet yürüten, İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü personelini koordine ettiği tespit edildi.
Meriç'in takip edilmesi için İstanbul İstihbarat Şube'nin eski müdürlerinden Serdar Güldalı'nın talimatıyla 2011 yılında İstanbul'dan Kırklareli'ne yola çıkan ve eş zamanlı olan Ankara'da da kurulan istihbaratçı ekipten hiç kimsenin yanına cep telefonu almadığı tespit edilmişti. İstihbaratçıların çeşitli mekânlardan kontörlü telefonlar ile Tolga G.'nin kullandığı tek hat üzerinden tüm iletişimi kurdukları belirlendi. Görev onayı olmadan illegal olarak Kırklareli'ne giden ekip, deşifre olmamak için emniyet binasındaki tüm kameraları da kapattırmıştı.
Yakalanan Komiser Tolga G.'nin bir diğer önemli faaliyetinin ise, Kırklareli'ne gelen istihbaratçıların tek bir mekânda kalmasını sağlamak olduğu belirlendi. Tespitlere göre, 2011 yılında Kırklareli'ne giden istihbaratçı polislerin otel veya herhangi bir evde kalmadığı anlaşıldı. Tolga G.'nin kurduğu bağlantılar sayesinde, FETÖ'cü polislerin, Kırklareli İstihbarat Şube binası içerisinde hazırlanan yerlerde 15 gün kaldığı belirlendi.
Haydar Meriç'in öldürülmeden saatler önce gerçekleştirdiği son görüşme ise hala gizliliğini koruyor. 66 saniyelik konuşmanın içeriğinin o dönemki FETÖ üyesi istihbaratçılar tarafından imha edildiği düşünülürken, MİT'in olaydan bir süre sonra konuşmanın tespitini yaptığı, araştırması için 2 memur görevlendirdiği fakat daha sonra bu memurlara çalışma izni vermediği iddia ediliyor.
Gülen ile ilgili Kırklareli'nde çeşitli iddialara yer veren ve kaçırılmadan önceki son süreçte, bu iddiaları kalabalık ortamlarda sık sık dillendiren Haydar Meriç'in hayatı, Kırklareli Emniyetine giden bir ihbarla karardı. Eski yurt müdürü de olan Haydar Meriç'in, son olarak kalabalık bir ortamda, 'Tanıkları var, her şeyi belgeledim, yazacağım' sözleri ise İstanbul ve Ankara'yı harekete geçirdi.
Olağanüstü hal ilan eden FETÖ üyelerinin, hazırladığı özel ekibi hızlıca yola çıkardığı belirlendi.
Kırklareli'nde 2011 yılında esrarengiz şekilde öldürülen ve cesedi denizden çıkan gazeteci Haydar Meriç dosyasını 8 ay önce yeniden açılmıştı. Elleri ve ayakları domuz bağıyla bağlanan ve üzerine ağırlık bağlanarak denize atılan Haydar Meriç'in, Fetullah Gülen'in gayri ahlaki ilişkileri iddiasıyla yazdığı kitap sebebiyle öldürüldüğü sonucuna ulaşıldı. Araştırmalarda, Meriç'in öldürülmesinde, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden bazı Emniyet müdürlerinin ve polislerin ilgisi olduğu tespit edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, Meriç'in düzmece bir raporla sol terör örgütü mensubu olarak dinlenilmesi, kaçırılıp öldürülmesi ve sonrasında delillerin karartılması iddiasına ilişkin soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma çerçevesinde, Meriç'in cinayeti ve Kırklareli'nde üst düzey bürokrat, siyasetçi, STK temsilcilerinin usulsüz dinlenmesine yönelik İstanbul merkezli 22 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik haziranda düzenlenen operasyon düzenlenmiş, gözaltına alınan 30 kişiden 9'u tutuklanmıştı.
