15 Temmuz gecesi Marmaris'te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele baskın yapan timde yer alan Astsubay Üstçavuş Yakup Özcan'ın ifadesi ortaya çıktı. Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda görevli Özcan'ın anlattıkları, aslında o suikast timindeki askerlerin gerçeği bildiğini ortaya koydu.
Tutuklanan ve TSK'dan atılan Astsubay Özcan'ın şok ifadeleri özetle şöyle:
"11 Temmuz'da Astsubay Ömer Faruk Göçmen beni aradı. (Gölcük'teki) Eğitim bittikten sonra Ankara'ya dönmeden İzmir'e gelmemi söyledi. Durum şüpheliydi ama gitmek zorundaydım. 2 arkadaşımla 13 Temmuz sabahı üsse gittik. 14 Temmuz'da Binbaşı Taner Berber, Üstçavuş Göçmen ve Başçavuş Zekeriya Kuzu beni çağırdı. Telefonumu açık tutmamı ve olanlardan kimseye bahsetmememi söylediler. Göçmen, 1.5 ay önce 'Yavru Baykuşlar' adlı WhatsApp grubu kurdu. Normal muhabbetler yaparken, olaydan birkaç gün önce, vatan ve millet şiirleri paylaşmaya başladı.
15 Temmuz'da görev yerimize gittik. Mesai yaptık, merak içindeydik. 16.30 civarı komutanımız Binbaşı Taner eve gidebileceğimizi söyledi. 'Gruptan mesaj gelecek tekrar geleceksiniz' dedi.
Bir süre sonra birliğe döndük. Açıklama beklerken, bizi mühimmat deposuna götürdüler. Balistik kask, hücum yeleği, çantalar hazırlanıyordu. Silahlarımızda gece görüşü ve optik nişangâh olmasını istediler. Bu şekilde hazır olan silahları ve ekstra mühimmatı aldık. Daha sonra Taner Binbaşı, Hasan Üsteğmen ve Zekeriya Başçavuş geldi ve 14 Özel Kuvvetler personelinin de geleceğini söylediler.
Özel Kuvvetleri muhtemelen helikopterle Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş getirdi. Yanında 2'si SAT komandosu 14 personel vardı. Malzemeleri verdik. Saat 21.00-22.00 civarıydı biz hangi göreve gideceğimizi bilmiyorduk. Taner Binbaşı, telefonları toplayıp, 'Görevin çok riskli olduğunu, gerekirse ölebileceğimizi, birkaç kişiyi canlı getireceğimizi' söyledi. PKK'lı olarak değerlendirdik."
Habertürk'ün haberine göre Astsubay Özcan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tuğgeneral Sönmezateş geldi. Özel Kuvvetler'deki fotoğraflarda oteller görünüyordu. Sönmezateş, 'TSK yönetime el koydu. Genelkurmay'dan gelecek emirler konusunda görev alacağız. Görevimiz Cumhurbaşkanımızı, canlı olarak alıp Ankara'ya götürmek. Ateş gelmedikçe ateş etmeyin. Direnen olursa öldürün' dedi. Konuşmayı 27 kişiye yaptı, uçuş ekibi orada yoktu.
Daha sonra operasyona dair sunum yapıldı. Ardından Sönmezateş, 'Alacağımız kişinin yeri değişti' dedi. 1 saat bekledik, sonra helikopterlere bindik. 02.30 civarında olay yerine indik. General ve makineli tüfekçi Selman'ın kaldığı helikopter havalandı.
Biz otelin bahçesinde beklerken, helikopter ateş açmaya başladı. 3 sivili yere yatıran Binbaşı, 'Cumhurbaşkanı nerede?' dedi. Biri İstanbul'a gittiğini söyledi. Otelden çıkarken, polis durmamızı söyleyerek, havaya iki el ateş etti. Siper alıp ateş ettik.
Diğer otele girdik. Polis ateş etmeye başladı. Binbaşı helikopteri bize yönlendirdi. Ancak yere 5 metre kala aniden havalanıp uzaklaştı. Ormanlık arazide yürümeye başladık. Ağırlık yapan bomba atar mühimmatı, yelek ve kaskları bıraktık.
Yiyecek ve su aramak için dağıldık. Daha sonra ben ve bir kişi, arkadaşımızı beklediğimiz sırada yakalandık. FETÖ üyesi değilim. (Bu eylemin suç olduğunu bilip bilmediği sorusuna) Suç olduğunu biliyordum. Generalin, darbe olduğunu ve ülkenin kaderinin ellerimizde olduğunu, asayişi düzeltmemiz gerektiğini bildirmesi üzerine iştirak ettim. Bu görevi kabul etmeyen kimse olmadı."