Jeoloji mühendisi Aysun Aykan, beklenen Marmara depremi ile ilgili, "Marmara Denizi’nin içinde olacak depremi ‘İstanbul depremi’ diye adlandırıyorlar. Fakat bu söylem, kamuoyunda yanlış algılanmasına neden oldu. Bu depremden Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm şehirlerin ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir” uyarısında bulundu.
'MARMARA'DAKİ DEPREMLER, SESSİZ KALAN FAYDAKİ GERİLİMİ ARTIRDI'
‘MARMARA DEPREMİ DEMEMİZ DAHA DOĞRU OLUR’
- Marmara Denizi'nde oluşacak depremin çevresinde birçok etkiye yol açabileceğini kaydeden Aykan,"Marmara Denizi’nin içinde olacak depremi İstanbul depremi diye adlandırıyorlar. Fakat bu söylem, kamuoyunda yanlış algılanmasına neden oldu. Bu depremden sadece İstanbul etkilenecekmiş gibi yanlış algılama da oluşmuştu. Bu depremden Marmara Denizi'ne kıyısı olan tüm şehirlerin ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir. Bu yüzden de Marmara depremi dememiz daha doğru olur. Bu sadece İstanbul’u, Balıkesir’i etkilemez, Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm şehirler; İstanbul, Balıkesir, Yalova, Bursa, Kocaeli, Çanakkale ve Tekirdağ ağır bir şekilde etkileneceği bilinmelidir.Özellikle 1766 yılında Marmara Denizi'nde meydana gelen deprem, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş ve tüm Marmara Bölgesi'nde tahribata yol açmıştır" diye konuştu.
'6.5 VE 7.2 BÜYÜKLÜĞE ÇIKABİLECEK DEPREM ÜRETME POTANSİYELİNE SAHİP'
Balıkesir bölgesi için de uyarılarda bulunan Aykan, "Paleosismolojik-Jeolojik çalışmaların da yardımıyla depremlerin zamanı tam net bilinmese de, depremlerin tekrarlama periyotlarını, depremlerin olabileceği yerleri söyleyebiliyoruz. Örneğin Marmara Denizi’ndeki Marmara fayının, Balıkesir- Gökçeyazı fayının kırılma zamanının geçtiğini bu çalışmalara dayanarak biliyoruz. Balıkesir- Gökçeyazı fayında yapılmış olan Jeolojik -Paleosismolojik çalışmalar sonucunda bu fayda MÖ 850’ye kadar 4 paleodepremin geliştiği, deprem tekrarlama periyodunun 1000 yıl olduğu ve kırıldığında 6.5 ve 7.2 büyüklüğe çıkabilecek deprem üretme potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir" ifadelerini kullandı.
'DEPREMİN, KUZEYE DOĞRU TRANSFER OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ'
Depremin kuzeye doğru transferinin söz konusu olduğunu söyleyen Aykan, "28 Ocak tarihinde Manisa-Kırkağaç’ta 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu deprem geçen hafta başlayan bir aktiviteydi. Manisa-Akhisar’da, 5.6 büyüklüğündeki depremin olduğu yerin kuzeyinde oldu. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün diri fay haritasına göre, Manisa-Akhisar depreminin olduğu yer, Gelenbe fay zonunun güney ucunda olmuştu. Şu an depremin kuzeye doğru transfer olduğunu görüyoruz. 10 Aralık tarihinde Balıkesir-Altıeylül’de 5 büyüklüğünde Gelenbe fay zonunun kuzey ucunda deprem olmuştu, bölgenin deprem açısından aktif olduğunu görüyoruz" dedi.
'DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR'
'5.5 ÜZERİ DEPREM ÜRETME POTANSİYELİNE SAHİP 500 CİVARINDA DİRİ FAY VAR'
- Türkiye'de şu anda 500 civarında deprem üretebilecek aktif fayların bulunduğunun altını çizen Aykan,"2012 yılında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan diri fay haritasına bakıldığında 5.5 üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip 500 civarında diri fay olduğu bilinmektedir. MTA’nın sitesinden bu diri fayların geçtiği yerleri görebilirsiniz. Depremlere karşı gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Fay hattındaki binaların güçlendirilmesi teknik olarak çok zor, depremde ayakta kalamaz yıkılır. Türkiye’de aktif fay hatları veya zonları üzerine bina inşa edilmesi, ABD Kaliforniya Fay Yasası'nda olduğu gibi yasaklanmalıdır. Aktif fay zonları üzerine inşa edilmiş bulunan binalar kentsel dönüşüme tabi tutularak halkımızın güvenliği sağlanmalıdır"açıklamasını yaptı.