Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 46 yıl sonra KKTC’de açılan Kapalı Maraş’ı ziyaret etti. Maraş’ın daha fazla kapalı olmasına gönüllerin razı olmadığını söyleyen Oktay, “Burası çocukların, gençlerin geleceği olan bir yere dönüşsün. Barışın da teminatı olsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) sınırları içerisinde bulunan ve 46 yıl sonra bir bölümü halkın kullanımına açılan Kapalı Maraş’ı ziyaret etti. Burada vatandaşlarla sohbet edip hatıra fotoğrafı çektiren Oktay, çocukları da severek hediye verdi. Oktay, burada yaptığı açıklamada, bölgenin kapalı tutuluğunu anımsatarak, “Buradaki binaların halini düşünün, farelerin yurdu olmuş koca bir şehir. Buna gönül razı olmaz artık. Bu çocukların geleceği olsun burası, yani herkesin ekmeğini, işini bulacağı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de çocukların, gençlerin geleceği olan bir yere dönüşsün. Barışın da teminatı olsun” ifadelerini kullandı.
SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin aldığı kararın da bu olduğunu vurgulayan Oktay, şöyle konuştu: “Türkiye’nin de desteklediği karar sonuna kadar budur. Herkesin mülkiyet hakkına da saygı gösterecek şekilde, herkes burada geleceğini, ekmeğini bulsun. O kadar büyütülecek bir olay değil, son derece basit. KKTC’nin zaten toprağı, kendi egemenlik alanı içerisinde, kendi hakimiyet alanı içerisinde kendi kararı ile kapattığı bir yer. Dolayısıyla şimdi çocuklarına, gençlerine açtığı hemen yanı başındaki insanlara açtığı tekrardan ekonomiye kazandırmaya çalıştığı bir şey. Hep beraber canlandıralım burayı. Herkesin geleceği olsun, Kıbrıs’ın geleceği olsun.”
İYİ NİYET GÖSTERGESİYDİ
Oktay, kapalı kalmasının bir iyi niyet göstergesi olup olmadığına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi: “Kesinlikle öyledir. Tamamen bir iyi niyet göstergesi ve bütün bu barış görüşmeleri çerçevesinde bugüne kadar tek taraflı bir iyi niyet göstergesinin sonucudur bu. 46 yıl bir iyi niyet göstergesi için gereğinden çok fazla bir süre. Böyle bir ekonomik değerin, bu çocukların geleceğinden çalınması ne hakka ne hukuka ne de uluslararası hukuka uygun değildir.”