Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatları ile Suriye’de terör koridorunu bitiren Türkiye, Libya ile yapacağı ‘deniz yetki alanları sınırlandırması anlaşması’ ile Doğu Akdeniz’de sergilenen enerji oyunlarına kalkan çekebilir. Buna ilişkin öneri, Türkiye’nin deniz yetki alanlarına ilişkin politika üretilmesine kaynak teşkil eden çalışmalarıyla tanınan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın ‘Libya, Türkiye’nin Denizden Komşusudur’ adlı kitabında yer aldı.
Yaycı’nın Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında Libya’nın rolünü incelediği yeni kitabı, Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi tarafından yayınlandı. Doğu Akdeniz konusunda soru ve cevaplarla kamuoyuna Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) kavramını tanıtan Yaycı, Libya konulu kitabında ise Türkiye’nin Libya ile MEB sınırlandırma anlaşmasının hukuki gerekçelerini anlattı. Bu anlaşmanın Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) ikilisinin Türkiye’nin haklarını gasp ederek Doğu Akdeniz’i paylaşma senaryosunu bozacağını vurguladı.
Doğu Akdeniz’de toplam değeri 3 trilyon doları bulan doğalgaz rezervinin Türkiye’nin 572, Avrupa’nın ise 30 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak büyüklükte olduğunu anımsatan Yaycı, “Doğu Akdeniz gibi küresel gündemin odağında yer alan dinamik bir coğrafyada Türkiye’nin olduğu kadar dost ve kardeş Libya halkının haklarını da tescil ve korumak için Libya ile deniz yetki alanlarını sınırlandırma antlaşmasının bir an önce yapılması önemli ve gereklidir” ifadelerini kullandı.
Yunanistan için en tehlikeli senaryonun Türkiye’nin Libya ile sınırlandırma antlaşması imzalaması olduğunu belirten Yaycı, şunları kaydetti: “Karşılıklı kıyıları olan Türkiye ve Libya arasında MEB anlaşmasının en kısa sürede yapılması gereklidir. Uluslararası hukuka tümü ile uygun böyle bir sınırlandırma antlaşmasının gerçekleşmesi hem Türkiye’nin hem de Libya’nın meşru hakkı olduğu gibi menfaatinedir.”
“Türkiye ile Libya arasında sınırlandırılacak deniz yetki alanı şeridi, Yunanistan ile GKRY-Mısır arasında bir Türk kalkanı şeklinde durmaktadır. Libya ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalanması ile Yunanistan’ın GKRY ve Mısır ile GKRY’nin Libya ile MEB anlaşması yapmasının önü kesilmiş olacak. Ayrıca Doğu Akdeniz’de Türk MEB’inin batı sınırı da belirlenmiş olacaktır.” Yaycı, halen Libya’daki mevcut konjonktürün iki ülke arasında karşılıklı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının imzalanması için en uygun zemini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de adaları esas alarak hak iddia etmesinin uluslararası hukuka ve Uluslararası Adalet Divanı’nın anlaşmazlıkların çözümüne ilişkin verdiği kararlara açık aykırılık teşkil ettiğini belirten Yaycı, olası bir uluslararası yargı sürecinde sonucun Yunanistan lehine olmayacağının Yunan kamuoyunda dahi ihtilaflı bir tartışma konusuna dönüştüğünü anlattı. Dr. Yaycı kitabında, Yunan basınında yer alan resmi açıklamalara da yer verdi. Son bir yıldır Yunan basınında yayınlanan bu haberlerde, Türkiye’nin Libya ile MEB anlaşması imzalamasından Yunan yetkililerin duydukları endişenin görüldüğünü belirten Yaycı, “Yunanistan’da duyulan bu rahatsızlık ve endişe hali dahi başlı başına Libya ile böyle bir antlaşma imzalamamızın menfaatlerimiz açısından ne kadar gerekli ve isabetli olduğunun göstergesidir” dedi.