NATO üyesi ülkeler, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi hedef alan kuşatma ve çevreleme planını yürürlüğe koydu. ABD, Fransa, Yunanistan ve İtalya’nın başını çektiği kuşatma harekatına İsrail ve BAE de destek veriyor. Söz konusu ülkeler Türkiye’yi kuşatmak adına askeri, ekonomik ve siyasi işbirlikleri geliştiriyor.
Türkiye bu kuşatma girişimine Kıbrıs adası çevresinde askeri, siyasi ve ekonomik görünürlüğünü artırarak cevap veriyor. Fatih ve Yavuz sondaj gemileri aktif faaliyete başlarken; Türk donanması, savaş uçakları ve İHA’ları da Ankara’nın bölgedeki çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığının ve caydırıcılığının mesajını veriyor.
Türkiye, kendisini hedef alan kuşatma stratejisine karşı, askeri ve siyasi anlamda her aracı harekete geçirmiş durumda. Avusturya Avrupa ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Dr. Micha’el Tanchum, yazdığı bir makale ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin, bölgedeki doğal gaz kaynaklarına el koyma amacı güden ABD ve birkaç NATO üyesi müttefikinin kendisini hedef alan çevreleme politikasını kırma çabası, olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Yine ABD’nin, Yunanistan ile savunma işbirliğini genişleten bir anlaşamaya imza atması, Girit adasında mevcut askeri üssü, silahlı ve istihbarat İHA’ları için genişletme çabası ve İsrail’in adada bir radar üssü kurma girişimi de Türkiye tarafından not edilen gelişmeler arasında yer alıyor.
Türkiye’nin ikinci bir sondaj gemisini, Yavuz, Kıbrıs açıklarına göndereceğini ilan etmesinden hemen sonra Fransa’nın Güney Kıbrıs limanlarına kullanmasına dair bir anlaşma imzalaması, Paris’in Ankara’ya karşı hasmane tutumunu göstermesi açısından dikkat çekici bir gelişme oldu. Fransa donanmasına ait savaş gemileri Ocak 2019’da da Kıbrıs adası açıklarında Güney Kıbrıs ile eşgüdüm tatbikatı gerçekleştirmişti.
Ankara söz konusu kuşatma ve çevreleme politikasına karşı, 3 Mayıs yayınladığı NAVTEX ile kendisine ait sondaj gemilerinin Kıbrıs açıklarında faaliyette bulunacağını meselenin tüm taraflarına ilan etti. Bu çerçevede ilk önce Fatih ve son olarak da Yavuz sondaj gemileri Kıbrıs çevresinde aktif kullanılmak amacıyla gönderildi. Her iki sondaj gemisine de Türk donanmasına ait fırkateynler ve denizaltılar eşlik etmeye başladı.
Kıbrıs adasının batısında faaliyet gösteren Fatih sondaj gemisine iki fırkateyn ve 3 hücumbotun refakat ettiği, Yavuz’a ise halihazırda bir fırkateynin eşlik ettiği biliniyor. Yine Türk F-16’ları da zaman zaman sondaj gemilerimizin çevresinde görünürlük sağlıyor. Türk donanmasının Kıbrıs adası çevresindeki varlığı, kuşatma planına karşı, caydırıcılık gücünün aktif kullanıldığının da bir göstergesi.
Türkiye’nin, NATO üyesi ABD, Fransa, İtalya ve Yunanistan’dan, kendisinin bölgedeki çıkarlarını da gözeten normal müttefiklik ilişkisine dönmesini beklediğini belirten makalede, Doğu Akdeniz’de şartların değişmemesi halinde Ankara’nın kuşatma girişimine karşı direniş dozunu artırabileceği uyarısında da bulunuldu.
NATO’nun Kıbrıs merkezli Türkiye’yi hedef alan kuşatma stratejisine Ankara’nın son cevabı İHA’lar üzerinden geldi. Dün sosyal medya mecralarından paylaşılan görüntülerde Türk gözlem İHA’larının Kıbrıs adasının kuzeyinde faaliyette bulunarak üslerine geri döndüğü iddia edildi. İHA’ların operasyonel olarak adanın batısında da kullanılabileceği değerlendirildi.