Başkent Ankara darbecilerin ilk hedefiydi. 15 Temmuz günü öğle saatlerinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı ziyaret etti. Fidan ziyarette, MİT’e ulaşan saldırı ihbarını Akar’a iletti. Darbeci hainler fark edildiklerini anlayınca kalkışma planlarını gece yerine akşama çekti.
15 Temmuz akşamı ihanet kalkışmasında ilk hareketlenmelerin yaşandığı adres Genelkurmay Başkanlığı oldu. Bazıları Ankara dışı görevli olduğu darbecilerin de bulunduğu çoğunluğu Özel Kuvvetlerden cuntacılar, örgüte üye olmayan askerleri derdest edip Akar’ı rehin aldı.
Genelkurmay’dan çatışma sesleri duyuldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halkı meydanlara davet etmesi üzerine binlerce vatandaş Genelkurmay önünde toplandı. Darbeciler Ankara semalarında F-16’larla alçak uçuş yaptı, meydanlarda direnen halkın üzerine ateş açtı. 16 Temmuz’un ilk ışıklarına kadar süren operasyonla kalkışmanın Genelkurmay bölümünde 200’e yakın darbeci teslim alındı. Genelkurmay’da 31 sivil ve kolluk görevlisi şehit olurken, yüzlerce kişi de yaralandı.
Darbecilerin Ankara’daki bir başka hedefi ise amaçlarına ulaşmada önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Özel Harekat oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü Gölbaşı Özel Harekat ve Polis Havacılık Daire Başkanlığı hainler tarafından bombalandı. Darbecilerin F-16’larla gerçekleştirdiği bombalama katliama dönüştü. Saldırıda 53 Özel Harekat polisi şehit düştü. Özal Harekat Merkezi büyük hasar görürken bir polis helikopteri de kullanılamaz hale geldi.
Darbenin merkez üssü Akıncı’dan sonra cuntacıların kullandığı önemli karargahlardan biri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı da o gece şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir’in kahramanlığına şahitlik etti. Halisdemir’in Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek isteyen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi öldürmesiyle 15 Temmuz’un seyri değişti. Hem Özel Kuvvetler içinde, hem de nizamiyesi başta olmak üzere çevresinde darbeciler ile kolluk güçleri arasında yaşanan çatışmalar gece boyu sürdü. Özel Kuvvetler’de kontrol sabah saatlerinde sağladı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) da kalkışma gecesi yoğun çatışmaların yaşandığı yerlerden biriydi. MİT’e darbeciler, helikopterlerden yağmur gibi mermi yağdırdı. İçerideki personelin yanı sıra vatandaşlar da darbecilerin şiddetli saldırısına maruz kaldı.
Her darbenin ilk hedefi olan TRT, FETÖ’cülerin de ele geçirmeyi planladıkları adresler arasındaydı. Darbeciler, TRT binasını işgal ederek istedikleri yayını yapıp, vatandaşın gidişatı öğrenmesine engel olacaktı. Rejiyi derdest eden cuntacılar spikere de zorla bildiri okuttu. Bildirinin “korsan” olduğunun açıklanmasıyla vatandaşların TRT binasına akın etmesi bir oldu. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT da hedef alındı. Darbeciler burada yayınları kesmeye çalışsa da başarılı olamadı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü de cuntacıların saldırdığı kritik noktalardan biriydi. İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlükleri cuntacıların ilk hedefi oldu. Ankara Emniyeti 6 tank, Skorsky helikopter ve F-16 ile ateş altına alındı. Polis sabaha kadar cuntacılara direnirken, vatandaşlar da mücadeleye destek verdi. Darbecilerin kontrolündeki tanklara el konulurken, askerler ise gözaltına alındı. Emniyet’te 9 polis o gece şehit edildi.
Darbe gecesi vatandaşların yanı sıra siyasiler de demokrasi sınavı verdi. Olayın bir darbe girişimi olduğu anlaşılınca dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman TBMM’ye gelerek oturum açtı ve tüm partilerin vekilleri TBMM’de toplandı. TBMM o gece darbeye karşı birlik mesajı verdi. Meclis’in açılmasıyla meydanlara çıkan halka moral aşılandı. Ancak gözleri dönen darbeciler F-16’lar ile milletin iradesi olan Meclis’i bombalamaktan çekinmedi. Meclis kapıları saldırı girişimine karşı otobüslerle kapatılırken, Dikmen kapısına gelen tank personeli teslim alındı. Bu çatışmalarda meclis polislerinden 2’si ağır olmak üzere 14’ü yaralandı. Gazi Meclis’e saldırı önemli bir psikolojik ayaktı ve sembol direniş ile darbeciler püskürtüldü.