Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli büyük depremler, afetle mücadelede görevli olan kişileri de vurdu. Yakınlarını enkaz altından çıkarıp güvenli bir noktaya ulaştıran görevliler, günlerce uykusuz kalıp yardım çalışmalarını sürdürdü. Türkiye’nin tek yürek olduğu zorlu süreçte, enkaz altında kalan vatandaşlar için seferber olan acil yardım görevlileri Yeni Şafak’a konuştu.
Antakya’da 5 katlı aile apartmanı ilk depremde yıkılan Kızılay Hatay İdari İşler Sorumlusu Seyfullah Özdemir, “Deprem anında eşimle çocukları alıp girişe geldik. O esnada bina çöktü” dedi. Özdemir, “Bitmek bilmeyen artçılar yaşandı. Her artçıda bina biraz daha çöktü. En son yola doğru eğildi. 50 dakika kapıyı açmaya çalıştım, merdivenler patlamıştı. Aşağı inmemiz 15 dakikadan fazla sürdü. En son üçüncü katın molozundan atlayıp çıktık” diye konuştu.
Evde mahsur kalan anne ve babasını asansörlü nakliye aracıyla pencereden çıkardığını anlatan Özdemir, tüm ailesini güvenli bir bölgeye götürdükten sonra geri dönüp yardım çalışmalarına katıldığını söyledi: “Ben halen göreve devam ediyorum. Çok zor bir süreçti. Enkaz altında sıkışan onlarca çocuğu çıkardık, yaralıları hastaneye yetiştirdik. Bir komşumuzun belinin yarısı içeride yarısı dışarıdaydı, onu suyla besledik. Akrabalarımızdan 50’ye yakın kaybımız var.”
Özdemir, Kızılay’ın Hatay Sorumlusu Aslan Bulut ile 72 saat uyumadan yardıma koştuklarını anlattı: “Gözümüzü hiç kırpmadık. ‘İlçelere giderken arabada gözümüzü ne kadar yumabilirsek o kadar uyuduk’ diyebilirim. İnsanların acıları var, bizim tek amacımız yaraları nasıl sarabilirizdi. Biz karamsar olamayız, imanımız buna müsaade etmez, kendimizi salamayız. Kurumum şimdi ‘İstediğin şehre gidebilirsin’ diyor ama ben burada kalıp hizmet etmeye devam edeceğim.”
Depreme evde yakalanan Hatay Kızılay Lojistik Destek personeli Sefer Sağlam da şunları söyledi: “Çocuklarımızı alıp kendimizi dışarı attık. Can pazarı yaşanıyordu, komşularımızı çıkarttık. Eşim ve çocuklarımı korunaklı bir bölgeye aldıktan sonra işimin başına geçtim. Küçük kızım beni bırakmak istemiyordu, ‘Baba ne zaman geleceksin’ diye soruyordu. Eşim bir yandan gitmemi istemiyor, bir yandan da durumun farkındaydı. Kızımı son kez öpüp yanlarından ayrıldım. Kızılay merkezindeki afetzede personel hep birlikte ilk müdahaleyi yaptı. Bir taraftan bebeğimi, ailemi düşünürken, diğer yandan insanlar bizden yardım bekliyordu. Afetzede olarak üzerimizde çok ciddi bir şaşkınlık da vardı. O şaşkınlığı bir yana bırakıp elimizdeki ilk müdahale malzemelerini kritik noktalara sevk ettik. O yağmurda eşim ve çocuklarımın üzerine battaniye verememişken, insanlara battaniye dağıtmaya başladım. Depremin ilk gününden beri buradayım, burada olacağım.”