Çankırı'da yaşayan 70 yaşındaki Kıbrıs gazisi Mehmet Erdoğmuş hayatını, Kıbrıs Barış Harekatı'nda diz kapağına saplanan şarapnel parçalarıyla sürdürüyor. Kurşunlu ilçesine bağlı Bereket köyünde dünyaya gelen Mehmet Erdoğmuş'un babası, kendisi 6 yaşındayken, Sarıkamış'ta askerlik görevini yaptığı sırada araç kazasında şehit oldu.
1974 yılının Mart ayında askere giden Erdoğmuş, yaklaşık 5 aylık askerken Bolu Komando Tugayı'ndan Kıbrıs Barış Harekatı'na katıldı. Harekatın 12'nci gününde dizi ve göğsüne şarapnel isabet etmesi sonucu yaralanan Erdoğmuş, yaklaşık 3 aylık tedavisinin ardından Kıbrıs'a döndü.
Askerliğini Kıbrıs'ta tamamlayan Erdoğmuş, orada yaşadıklarını gelecek nesillere aktarmak için harekete geçti. Gazi Mehmet Erdoğmuş, okul konferanslarında 50 yıl önce gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekatında yaşadıklarını anlattığını söyledi.
Kendisinin 50'nci yılı gördüğünü ancak göremeyen birçok arkadaşının bulunduğunu belirten Erdoğmuş, "Bu 50 yıl nasıl geçti bana sorun. Kimileri şehit, kimileri gazi olmuş, kimileri babasız kalmış, kimileri yetim kalmış, bir yetim olarak, bir şehit çocuğu olarak bunları ben bilirim. Yaşayan olarak önce benim önem vermem lazım ki böyle günlere dinleyenler içtenlikle dinleyebilsin. Çünkü bizler yaşayan birer tarihiz. Bizler unutulmak istemiyoruz. Bugün ben 50 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatına katılıp Kıbrıs'taki Türklere özgürlük götürmüşsem, ben bundan gurur duyuyorum. İnşallah Filistin'e de en kısa zamanda bu özgürlük, barış gider. Onlar da nice 50 yıllar yaşasınlar" diye konuştu.
Yaşadıklarını gelecek nesillere aktardığını dile getiren Erdoğmuş, "Bu ülke için kimler ne fedakarlıklar yapmışlar. Bugün şehitlerimiz, başta babam canını feda etti vatan için. Ben Beşparmak Dağları'nda yaralandım, kanımı döktüm. Vatan uğruna canımız da kanımız da feda olsun. Çünkü vatansız büyünmez. Ben babasız büyüdüm ama vatansız asla büyüneceğine inanmıyorum. Allah kimseyi vatansız bırakmasın. Allah ezanımızı dindirmesin, bayrağımızı indirmesin, vatanımız bölünmesin diyorum" ifadelerini kullandı.
Barış Harekatı'nın 12. günü Beşparmak Dağları'nda dizinden ve göğsünden yaralandığını belirten Erdoğmuş, şöyle devam etti:
"Yaralandıktan sonra gemiyle Mersin'e geldik, oradan da Adana'ya götürdüler. Bacağımdaki parçaları alamadılar. Bir ay hava değişimi kullandım, Ankara'da da parçaları alamadılar. Çürüğe, malule ayıralım dediler, ben kabul etmedim. Şikayetçi değilim dedim ve tekrar Kıbrıs'a gittim, askerliğimi tamamladım. 40 yaşından sonra topal olursun dediler, çok şükür şu ana kadar topal olmadım. O parçaları da bir nişan olarak gururla taşıyorum hala bacağımda. Gittiğimde ateşkes olmuştu, askerliğimizi tamamlayıp geldik. İyi ki gitmişim, iyi ki yaralanmışım, vatan için canım feda."
Gazi olarak maddi manevi hiçbir sıkıntılarının olmadığını söyleyen Erdoğmuş, tüm gazilerin yaşadıklarını okullarda paylaşmalarını, yaşananların unutturulmaması gerektiğini kaydetti.
Erdoğmuş, hastanede yattığı zamanlarda yazdığı dizeleri ise şöyle dile getirdi:
"Ben şehit oğluyum. Ben küçükken babam şehit oldu, 4 tane çocuk babasız kaldı/ Sevenler bir çiçek gibi soldu, ne mutlu babam şehit ben gaziyim/ Babamı iyice göremedim, doyasıya baba baba diyemedim, ben de muradıma eremedim ne mutlu babam şehit ben gaziyim/ Şimdiyse babam şehit ben gazi, meğer böyle geçecekmiş bizim mazi, babamı çok zor hatırlarım bazı/ Ne mutlu babam şehit ben gaziyim."