Depremlerin ilk gününden beri deprem bölgelerine giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün de Osmaniye ve Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerine gitti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Erdoğan’a eşlik etti. Deprem sonrası yürütülen çalışmalarla ilgili incelemelerde bulunan Erdoğan, Osmaniye Afet Koordinasyon Merkezi’nde son durum hakkında bilgi verdi.
“Kalıcı konutların inşasıyla ilgili adımları atmaya başladık” diyen Erdoğan, “Bize 1 yıl müsaade edeceksiniz. Bir yıl içerisinde bu kalıcı konutları Allah’ın izniyle yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da bu konutlara yerleştireceğiz” ifadelerini kullandı. Depremden etkilenen 11 ile gönderilen binlerce uzman personelin, hasar tespit çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdiye kadar deprem bölgesindeki illerimizde 4 milyon 223 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. Bunlardan 139 bin binadaki 458 bin bağımsız bölümün ‘yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı’ olduğu tespit edildi” ifadesini kullandı.
Erdoğan, depremle ilgili detaylı bir muhasebeyi, gerek siyaset kurumu, gerek bilim insanları, gerekse milletin gelecek günlerde yapacağına işaret ederek, “Yaşadığımız afetten, 85 milyon olarak hepimizin çıkarması gereken dersler olduğu açıktır. Geçmişteki tecrübelerin ışığında eksiklerimizi gidermemiz, güçlü yanlarımızı tahkim etmemiz büyük önem arz ediyor” diye konuştu. Bu süreçte, özellikle 17 Ağustos Marmara depremi sonrasında atılan adımların ne kadar doğru ve isabetli olduğunun tecrübe edildiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kentsel dönüşüm projeleriyle... İşte, Adana’da bir tanesi çıkmış, ‘Kentsel dönüşüme biz karşıyız’ diyor. Kim bu? CHP’den bir belediye başkanı.”
“Hamdolsun, depreminin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı. Ülkemizin dört bir yanındaki milyonlarca vatandaşımız, TOKİ’nin inşa ettiği konutlarda artık kendilerini daha güvende hissediyor. Aynı şekilde, çeşitli engelleme girişimlerine rağmen kentsel dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz binalarda yaşayan insanlarımız, bizlere dua ediyor. Bundan sonraki süreçte her iki konuda da daha kararlı davranacağız. Gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak ve ona göre de adımlarımızı atacağız. Şimdi bu başarıyı, deprem bölgesinden başlayarak tüm ülkemize teşmil etmeyi hedefliyoruz. Şehirlerimizin tarihi, kültürel ve sosyolojik dokusunu koruyarak inşallah kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız.”
Gerek depremin etkilediği bölgenin genişliği gerekse çetin kış koşulları ilk etapta çalışmaları zorlaştırmış olsa da deprem anından itibaren tüm imkanları şehirler için seferber ettiklerini anlatan Erdoğan, “Her ne kadar ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘devlet yok, iktidar yok’ diyorlarsa da bunların gören gözü kör, duyan kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. İlk günden itibaren, devlet, polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle 11 ilimizde yerini almıştır. Arama kurtarmadan destek, yardım, güvenliğe kadar tüm hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşlarımızın imdadına koştuk” dedi. Depremzedelerin yeme içmeye ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla gereken tedbirleri aldıklarını aktaran Erdoğan, “Ama terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz. İşte çıkmış bir tanesi ‘Kızılay nerede? Ne çadırını, ne yemeğini gördük’ diyor. Be ahlaksız, namussuz, adi. Günde yaklaşık 2,5 milyona bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Yani, bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak, yenilir yutulur bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Binlerce yıldır büyük medeniyetlere ev sahipliği yapan şehirlerimizin yaralarını sarmakla kalmayacak, vatandaşlarımızın geleceğine güvenle bakacak altyapıyı sağlayacağız. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktıkça Allah’ın izniyle aşamayacağımız hiçbir engel tanımıyoruz” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Van depreminde Van’ı nasıl kısa sürede inşa ve ihya ettiysek, Bingöl depreminde Bingöl’ü yeniden nasıl inşa ettiysek, İzmir’i nasıl kısa zamanda nasıl inşa ettiysek, Antalya, Muğla, Manavgat yangınlarında oraları nasıl sıfırdan ihya ettiysek aynı şekilde Kütahya’yı nasıl ihya ettiysek bu iktidar şimdi de 11 ilimizde bu sıkıntıları süratle aşacaktır. Nitekim kısa zaman önce malum Elazığ depreminde, Malatya’da oralarda da biliyorsunuz aynı şekilde bütün inşa ve ihya çalışmalarını başarıyla yürüten bir iktidarız. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktıkça Allah’ın izniyle aşamayacağımız hiçbir engel tanımıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırına, hafifine bakmadan şehirleri bütünüyle yeniden inşa edecek bir yaklaşımla hareket ettiklerini vurguladı. “Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de bir yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu kapsamda ilk etapta Osmaniye’de 1361, Adana’da 701, Adıyaman’da 8 bin 21, Diyarbakır’da 2 bin 927, Elazığ’da 386, Hatay’da 14 bin 141, Kahramanmaraş’ta 12 bin 135, Kilis’te 1002, Malatya’da 17 bin 990, Şanlıurfa’da 2 bin 54, Gaziantep’te 9 bin 130 olmak üzere, toplamda 70 bin köy evimizi, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla, kendi özgün mimarisine uygun şekilde yaparak, hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylece sadece mart ayında 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere, toplam 270 bin vatandaşımızı, ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için ‘Bismillah’ demiş olacağız. Şehir merkezlerimizde inşa edeceğimiz 200 bin konuttan jeoloji ve zemin etütleri tamamlanan yerlerdeki ilk sözleşmeleri imzaladık. Nurdağı’nda 456, İslahiye’de 399, Kilis merkezde 645 ve Adıyaman Kahta’da 297 olmak üzere toplam 1797 konutun inşaat süreci hemen yarın (bugün) başlıyor.”
Vatandaşlara çağrıda bulunan Erdoğan, “Devlet ile millet arasına fitne sokmaya çalışanlara lütfen prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara asla kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların, sizi karamsarlığa sürüklemesine lütfen müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç, açıkta bırakmadıysak, devletimiz, depremzedelerimizin de yanındadır. Yaşanan can kayıplarında ihmali, kusuru veya kastı olanlar varsa bunların hesabını hukuk önünde sormak da boynumuzun borcudur. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız” diye konuştu.