İstanbul''da geçtiğimiz günlerde meydana gelen deprem, kentsel dönüşüm çalışmalarını daha da önemli hale getirdi. Yerel yönetimler uzmanı Mermere Belediyeler Birliği eski Genel Sekreteri Marmara Üniversitesi (M.Ü.) Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, kentsel dönüşümün sadece şehirleri de toplumu da dönüştüreceğini söyledi. Aynı zamanda yerel yönetimler uzmanı ve Marmara belediyeler Birliği eski genel sekreteri olan Prof. Bozlağan, kentsel dönüşüm sürecini Yeni Şafak'a değerlendirdi.
İstanbul''da 1.6 milyondan fazla bina olduğunu ve bunların yaklaşık bir milyonunun dönüşüm kapsamında olduğunu hatırlatan Bozlağan, dönüşümün İstanbul nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı bölgelerde, estetikten yoksun ve afetlere karşı dayanıksız olan binalarda başlayacak olmasına dikkat çekti.
Dolayısıyla dönüşümün bina güzelliği ve dayanıklılığı kadar aile ve toplum yapısına ve geleneklerimize uygun olması gerektiğine de işaret eden Bozlağan, ''Bazı bölgelerde 3-5 katlı yan yana birkaç bina yıkılıp yerine çok katlı binalar yapılması planlanıyor. Bu yöntem aileyi, komşuluğu, mahalle hayatını olumsuz etkiler.'' şeklinde konuştu.
İstanbul''un toplam yerleşime müsait alanlarının 5300 kilometrekare olduğunu fakat şahıslara, kamu kurumlarına ve özel sektöre ait binaların toplamda bin kilometrekare alanı bile kaplamadığını dile getiren Recep Bozlağan, şehrin enine genişlemesi gerektiğini savunurken şunları söyledi: ''Avrupa Konseyi''nin her yıl verdiği ''Avrupa Şehri'' ödüllerinin yarısını Alman şehirleri alır çünkü bu şehirler enine büyümüş, aile ve toplum odaklı şehirlerdir. İnsanlar 5 katı geçmeyen binalarda otururlar. Ancak ülkemizde gökdelen ve plazalarda yaşamak halkımıza reva görülüyor ve gelişmişliğin göstergesi olarak sunuyorlar. Gökdelende sadece iş merkezler olabilir.'' sözleriyle gökdelen ve plazaları eleştiren Bozlağan, bu binaları yapan müteahhitlerin hiçbirinin gökdelenlerde oturmadığını söylüyor. Kentsel dönüşümle bazı bölgelerde birkaç bina arazisinin birleştirilip o araziye tek ve yüksek katlı binalar yapılacağını hatırlatan Bozlağan, "Türkiye 300 milyon insanı tarım, orman ve kültür arazilerine zarar vermeden iskan edebilecek büyüklükte.'' dedi.
İstanbul'da kronikleşen trafiğe ve kalabalık otobüslere yönelik bir projesi olan Bozlağan, İstanbul halkını yürümeye ve bisiklete teşvik etmek gerektiğini söylüyor. İlçeler noktasında İstanbul''un yüzde 70''inin yürümeye ve bisiklet kullanmaya uygun olduğunu ifade eden Bozlağan, Eminönü''nün tamamının, Üsküdar''ın ve Eyüp''ün, İstiklal Caddesi çevresinin, Beşiktaş-Ortaköy arası ile Beşiktaş Çarşısının ve Fatih''in büyük bölümünün yayalaştırılması gerektiğini savunuyor. Bozlağan, ''İstanbul''un özellikli yerlerinde yürüyüş ve bisiklet yolları yapılırsa bu hem toplu taşımayı hem de trafiği rahatlatır.'' diyor.
Kamuoyunda tartışma konusu büyükşehir statüsü kazanan ve kapatılan belediyeler ile ilgili meclise yd bir rapor gönderen Recep Bozlağan, 7000 nüfusun altında kalan belediyelerin kapatılmasını olumlu buluyor. ''Küçük belediyelerin büyükşehir belediyelerine bağlanmasıyla hizmet verimi artacak, dağınıklık azalacak ve yönetimdeki bölünmüşlük ile karışıklık ortadan kalkacak.'' sözleriyle düzenlemenin olumlu yönlerini anlatan Bozlağan, uygulamanın olumsuz yanının ise İl Özel İdarelerinin kaldırılması olarak görüyor. Bozlağan, Özel İdareler yerine kurulacak olan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi''nin bürokrasiyi ve hizmetleri yavaşlatacağını düşünüyor.