Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki başkonsolosluk binasına girdikten sonra bir daha çıkamamasının ardından gözlerin çevrildiği ilk isimlerden biri Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed al Otaibi oldu. Otaibi'nin olay günü hem konsolosluktaki hem de resmi konutundaki Türk çalışanlara izin verdiği ortaya çıktı. MİT ve Emniyet'in takibindeki siyah renkli camları filmli olan arabanın da konsolosluktan çıkıp Otaibi'nin konutuna gittiği ve yaklaşık 3-4 saat burada kaldığı öğrenildi.
Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluk binasına girdikten sonra ortadan kaybolması olayının yankıları devam ederken, Başkonsolosluk binası kadar önemli olan bir diğer yer ise konsolosun resmi konutu oldu.
Başkonsolosluk binasına yaklaşık 300 metre mesafede oturan Büyükelçi İstanbul Başkonsolosu Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed al Otaibi'nin evi yaşanan olayların merkezinde yer alıyor.
Siyah renkli minibüs 4 saat evde kaldı
- Kaşıkçı'nın konsolosluk binasına girmeden önce ve girdikten sonra binaya giren şüphelilerin istihbarat örgütü elemanı olduğu üzerinde durulurken, Başkonsolos'un 'diplomatik dokunulmazlık' hakkıyla tüm sürecin içinde olduğu düşünülüyor.
Bu yolla hem kullandığı aracı, hem konutunu hem de yanındaki isimleri güvenlik aramalarından geçirmeden istediği şekilde hareket ettirebilen Otaibi'nin olaydan günler sonra yabancı bir haber ajansına konsolosluğun kapılarını açması ve dolap kapılarını açıp poz vermesi dış basında da alay konusu olmuştu.
Emniyet ve istihbarat kaynaklarının dünden bu yana her adımını MOBESE ve güvenlik kameralarından takip ettiği araçlardan birinin, Başkonsolosun 300 metre uzaklıktaki resmi konutuna gittiği ve burada 4 saat boyunca kaldığı ortaya çıktı.
Türk çalışanların hepsine izin vermiş
- Kaşıkçı'nın ortadan kaybolduğu gün hem konsoloslukta hem de Otaibi'nin evindeki Türk çalışanların hepsine aniden izin verdiği öğrenilirken, sabah saatlerinde iş başı yapan Türk çalışanlarına öğle saatlerine doğru paydos yaptırıldığı bilgisine ulaşıldı.
Güvenlik güçleri, bu yolla olağan dışı hareketliliğe 'şahit olmaması gerekenler'in bir şekilde olay yerinden uzaklaştırıldığını, tüm operasyonun 'bilmesi gerekenler' prensibiyle gerçekleştirildiği görüşünde.
