Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yer alan salonda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmada, mahkeme kararını açıkladı.
Mahkeme heyeti, Harp Akademisi’nde öğrenci subay olan sanıklar Ahmet Serdar Topalca, Altan Elibol, Murat Atmaca, Rüstem Üstünel, Süleyman Yıldırım, Ersin Gelen, Mehmet Argun ve Necdet Yalgın’ı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırarak, sanıkların cezalarında indirim uygulamadı.
Sanıklar Eyüp Cenker Gürer, Bilgin Bozkurt, Cenk Kahveci, Musa Astarcı, Adem Köse, Ali Aytaç, Ali Sak, Berkay Ercan, Fatih Tekin, Hasan Hüseyin Küçükkurt, Lütfullah Büyükcıbır, Mehmet Talan, Mustafa Coşkun ve Serkan Kabasakal’ı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanıkların duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak cezalarını müebbet hapse düşürdü.
Mahkeme, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ceza alan sanıklara, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "terör örgütüne üye olmak" suçlarından ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Sanık Süleyman Yıldırım, katılanlar Coşkun Türkoğlu, Ayhan Ayyıldız, Levent Gezmiş, Mehmet Gilgin’i "silahlı yaralamaya azmettirme" suçlarından toplam 15 yıl 3 ay, sanık Rüstem Üstünel de katılanlar Galip Çolak, Mücahit Türkoğlu, Uğur Türkoğlu, Aydoğan Çamoğlu ve Cenk Bedir’i "silahlı yaralama" suçundan toplam 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıklar Ahmet Ali Türk, Kadir Çopur, Mahmut Ertaş ve Yakup Harun Sarıkaya’nın ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ’’Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından beraatine karar veren mahkeme, bu sanıkları "terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme, sanıklar Barış Coşkun, Barış Duru, Durmuş Ali Kuyucu, Esat Akkuş, Gökhan Erdem, Hasan Kayalı, Mehmet Ayvaz, Murat İkto, Osman Ünal ve Ramazan Engin’in muhtelif savcılıklarca ankesörlü telefonlardan hareketle soruşturmalar yürütülmesi dikkate alınarak sanıkların dava dosyasının bu dosyadan ayrılmasına karar verdi.