FETÖ'cü kalkışmanın ardından başlatılan soruşturma kapsamında dinlenen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz günü saat 17.00-18.00 sıralarında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in yanına gelerek MİT'ten Kara Havacılık Okulu'ndan 3 helikopterin görevlendirilmesiyle bir faaliyet icra edileceği yönünde istihbarat geldiğini illettiğini aktardı. Akar, bunun üzerine, tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakların üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da engel olunmasına ilişkin talimat verdi. Ayrıca Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ı Kara Havalık Komutanlığı'na giderek, 'olayı tereddüde yer bırakmayacak şekilde çözüp, idari ve adli tedbirleri ivedi bir şekilde alması' şeklinde talimatlandırdı.
15 Temmuz günü FETÖ'cü kalkışmanın bir numaralı ismi olarak gösterilen Akın Öztürk ile birlikte darbe girişimi hazırlıklarının en yoğun olarak yapıldığı İzmir'den gelen Çolak, Orgeneral Akar'ın emri üzerine 18.30-19.00 sıralarında makam aracıyla Kara Havalık Komutanlığı'na gitti. Hangarları denetleyen Çolak, burada, "Gece uçuşunu kim yapar, kayıtları var mıdır, en çok kaç helikopter yapar, bu gece uçuş var mı, jandarma sizin helikopterinizde uçabilir mi?" şeklinde sorular sordu. Daha sonra da ağır yük helikopterinde pilot Binbaşı Deniz Aldemir ile 20 dakika kadar özel olarak görüşen Çolak, uçuşların yasaklanmasına rağmen helikopterlerin hangarların dışarısında bekletilmesinden ise şüphelenmedi. ve yaklaşık 3 saat burada kalan Çolak,
Akar'ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan'ın arayarak, "Komutanım Genel Kurmay Başkanımız sizi ve özellikle Kurmay Başkanımız İhsan Uyar'ı Karargaha bekliyor" demesi üzerine ise Çolak, yaklaşık 3 saat kaldığı Kara Havacılık Komutanlığı'ndan ayrıldı. Hemen sonrasında ise Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun, Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ı emir astsubayı ve kurmay bir pilotla birlikte başına silah dayayarak rehin aldı ve kendisini Kara Havacılık Komutanı olarak ilan etti. Böylece Türkiye'deki bütün darbeci kara havacılık unsurlarını komuta etti. Daha sonra ise hangarın dışında bulunan helikopterler motor çalıştırdı. Buradan havalanan helikopterler ise TBMM ve çevresinde bulunan asker, polis ve vatandaşlara ateş açarak çok sayıda ölümlere neden oldu. Bu helikopterleri sevk ve idare eden cuntacının bu amaç için özel olarak taarruz helikopter tabur komutanlığına atanan Kara Pilot Yarbay Özcan Karacan olduğu belirlendi. Özcan, daha önce FETÖ'cü yapılanmaya karşı olan subaylara kumpas kurarak, yargılanmalarını, uydurma şahitlerle ceza almalarını ve saf dışı kalmalarını sağlayan kişi olduğu da öğrenildi.
Darbe girişimi başarısız olan FETÖ'cü pilotlar daha sonra ise Güvercinlik meydanında bulunan helikopterlere ve meydanı darbecilerden geri almaya çalışan JÖAK timlerine ateş açarak Akıncı Hava Üssüne kaçtı.
Genelkurmay Karargahı'na geçtikten sonra cuntacılar tarafından derdest edilerek rehin alınan Orgeneral Çolak, savcılık ifadesinde ise Kara Havacılık Komutanlığı'na yaptığı teftişe ilişkin, "Gezerken iniş ve kalkış alanlarının sakin olduğunu gördük. Tesislerdeki ilgili tabur komutanları da bize eşlik etti, onlar da gece uçuşu olmadığını teyit etti. Ben orada bulunan görevlilere çeşitli sorular sorarak bir şeyler almaya çalıştım, ancak herhangi bir bilgi alamadım. Olağanüstü bir durum da tespit edemedim. Olay çok iyi kamufle edilmiştir" şeklinde konuşmuştu.