FETÖ'nün Konya Merkezli İç Anadolu yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada yer alan tanık ifadeleri, örgütün TSK ve Emniyet'e sızmak için ne gibi tedbirler aldığını gözler önüne serdi. Bir dönem örgüte ait Sabah Dershanesi'nde muhasebeci olarak çalışan A.K, asker ve emniyet teşkilatına sızdırılacak isimlere namaz kılmayı bırakmaları gerektiği, bunun da kamufle olmak amacıyla yapıldığını anlattı. Tanık A.K Konya KOM Şube'de verdiği ifadede şunları söyledi:
Ahmet Çakılcı abi bir keresinde eve polis ve askeri okullar sınavına girecek 5-6 kişiyi getirerek görüşmeler yaptı. 'Sizin asker olmanız lazım. Konya abimizden talimat var. Bugünden itibaren dini şeyleri bırakacaksınız. Ailenizi de çağıracağız. Anne babanız dini şeylerde bulunmasın. Sizler de namazları bırakın ki tam kamufle olun ki Gülen hocamıza uygun hizmet edin. Hiç korkmayın. Mülakatlarda yardımcı olunacak. Oralarda adamlarımız var. İsimleriniz her şey hazır' dedi.
Ahmet Çakılcı'ya asker ve polis öğrencileriyle konuştukları meseleleri sordum. Neden çocuklara dinden uzak kalacaksınız, özel görüşme yaparken neden telefonlar poşetlenip dışarı konuluyor, kimlerden kaçıyoruz dedim. Bana, 'Bunlar uzun meseleler' dedi. O aralar Yeni Şafak Gazetesi okuyordum. İbrahim Karagül, Hayrettin Karaman, Rasim Özdenören, Yusuf Kaplan gibi usta kalemler vardı. Ahmet abi ise sürekli Yeni Şafak'ı kötülüyordu. Ben de inadına bu gazeteyi getiriyordum.
Sabah Dershanesi'nin Akademi Şubesi Müdürü Hüseyin Cantürk'ün yanına birisi gelerek 'Konya İmamı Ahmet Abinin isteği KPSS'ye girip öğretmen olman gerek' dedi. Cantürk, '38 yaşındayım. KPSS de zor bir sınav. Maddi durumum da iyi ne gerek var' dedi. Bunun üzerine odaya giren şahıs, 'Bizde görev sorgulanmaz derhal işine odaklan biz yukardan yardımcı oluruz' dedi. 2009 KPSS sınavı açıklandı. Şubemizde kurs gören öğrenciler de dahil olmak üzere en çok puanı alan kişi müdürümüz Hüseyin Cantürk oldu. Çok şaşırmıştım. KPSS'nin K'sından anlamazdı. Sonra onunla konuşan kişi aklıma geldi.
'Burada çift kayıt tutuyoruz. Biri gerçek muhasebe biride hayali muhasebe' dendi. Dershane müdürlerinden Feyzullah Yıldız sistemi şöyle anlattı. Dershanenin 4 bin öğrencisi varsa bunun bin 500 tanesi gerçek, diğeri hayali muhasebeye kayıtlı. Vergi kaçırmak ve daha az vergi ödemek için yaptıklarını söyledi. Nasıl fark edilmez dediğimde, 'Gerçek muhasebede kayıtlı öğrencilerin makbuzlarını Genel Müdürlük'ten gelen resmi makbuz koçanlarından kesiyoruz. O makbuzları incelemeye gelenlere gösteriyoruz. Denetleme öncesi zaten haber veriyorlar. Ona göre sınıflar ayarlanıyor."
Türkiye'nin her yerinden Konya'daki Sabah Dershanesi'ne kayda geliyorlardı. İstanbul'dan bile gelen vardı. Öğrencilerle aram çok iyidir içlerinden bir tanesi bana, 'Hocam cemaatin evlerinde polislik sorularını veriyorlar. O yüzden buraya geldik' dedi. Ben de 'Sorular varsa neden kursa yazıldınız' dedim. Dikkat çekmemesi için kursa yazdırıldıklarını kurs paralarının ise esnaf ağabeyler tarafından verildiğini anlattı. Bu yapı Müslüman insanları kandırıp kendi emelleri için kullanıyor.
Tanık A.K. FETÖ'nün üyelerini yargılamak için sözde mahkeme kurduğunu şöyle anlattı: "Bir keresinde yaptığım bir hatadan dolayı Genel Müdür bana 'Yargılanacaksın' dedi. Bir odada oturan 4 şahsın karşısına çıkardılar. Ellerinde savunmamın fotokopisi duruyordu. Birisi, 'Bizler hizmetin yargıçlarıyız. Eyaletten geldik. Sizi yargılayacağız' dedi. Ne yargıcı ne eyaleti tek yargı Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir dedim ve çıktım.
Beni dershaneden alarak Burdur'da bir eve abi olarak yerleştirdiler. Evde 5 doğulu öğrenci Beden Eğitimi bölümünde cemaat kontejyanından girdiler. Hekim isimli öğrencinin telefonunda Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını gördüm. Sempatizanlığı olup olmadığını sorunca bana, 'Var abi biz orda onlarla çalışıyoruz' dedi. 'Cemaat bunu biliyor mu' deyince bana, 'Evet Abi biliyorlar. dağ kadromuzla görüşüp bizi buraya getirdiler."