Yeni Şafak, yetkisiz şekilde paralel yapı şüphelisi polis şeflerinin tahliyele edilmesinin önünü açan korsan kararlara imza atan hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in, “Darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmasının ardından gelişecek yeni süreçle ilgili Ankara'da yargı koridorlarının nabzını tuttu. İki hakiminin tutuklanmasının “paralel yapının yargı uzantısına” ilişkin soruşturmanın ilk adımı olduğunu belirten yargı kaynakları, paralel yapı ile ilintili olan yargı mensuplarına ilişkin önümüzdeki süreçte önemli adımlar atılacağını söyledi. Devlet yargısına paralel bir yargı oluşturarak tartışmalı soruşturma ve davalara imza atan hakim ve savcıların mercek altına alındığına dikkat çeken yargı kaynakları, bu isimlerin de “paralel yapı” davaları kapsamında yargılanabileceğini, ayrı ayrı dosyalar üzerinden açılacak bu davaların ise İstanbul veya Ankara'da tek bir çatı altında toplanabileceğini belirtiyor.
İstanbul'da paralel yapı soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan 63 şüpheliye tahliye çıkarmak için hukuk skandalına imza atan hakimler Özçelik ve Başer'in tutuklanması, “paralel yapının yargı uzantısı” soruşturmasının ilk adımı olarak yorumlandı. Yargı kulislerine göre paralel yapının yargı uzantısına ilişkin en önemli somut veri, hakimler Özçelik ve Başer'in eylemleri ile ortaya çıktı. HSYK müfettişlerinin ikili hakkında hazırladığı rapordaki “şüpheli polislerle fikir ve eylem birlikteliği içindeler” tespitine işaret eden kaynaklar, iki hakimin “örgüt üyeliği ve darbe” suçlamasıyla yargılanmasına başlandıktan sonra “kumpas” soruşturma ve davalara imza atan bazı hakim ve savcıların da “örgüt” suçlamasıyla karşı karşıya kalacağını ifade ediyor.
Yargıdaki paralel yapılanmayı incelemek için harekete geçen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), kasıtlı, tarafsız ve delilsiz dava açıp yüzlerce kişiyi mağdur eden ve söz konusu örgütte aktif olarak görev alan isimleri araştırıyor. İlk kez hakkında suç duyurusu olan yargı mensupları için “terör örgütü üyeliği”nden inceleme yapacak olan HSYK, bu suçlamanın yöneltildiği kişilerle ilgili “hiyerarşik bir yapılanma” olup olmadığına bakacak. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yargıdaki uzantıları olarak paralel bir yargı gücü oluşturduğu tespit edilen yargı mensuplarının “paralel yapı” davaları kapsamında da yargılanabileceği belirtiliyor.
HSYK başmüfettişlerince hazırlanan raporda, hakimler Özçelik ve Başer'in tahliye etmek istedikleri polislerle “fikir ve eylem birlikteliği” içinde oldukları belirtildi. Şu an iki hakim hakkında ayrı bir soruşturma dosyası üzerinden işlem yapılıyor. Müfettiş raporundaki “fikir ve eylem birlikteliği” iddiasının mahkemeler tarafından da kabul edilmesi durumda hakimlerle şüpheli polislerin dosyalarının birleştirilmesi gündeme gelecek. Bu durumda hakimler ile şüpheli polisler aynı dava kapsamında yargılanabilecek. Yargılamanın yapılacağı mahkemenin hakimlerle ilgili “görevsizlik” kararı alması durumunda ise dosya, Yargıtay'a gidecek. Bu durumda yargılama Yargıtay'ın ilgili dairesinde yapılacak.
HSYK müfettişlerinin inceleyeceği dava ve soruşturmaların başında ise Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, MİT TIR, 2010 KPSS, Kozmik Oda, Albay Kurtoğlu gibi dava ve soruşturmalar geliyor. Müfettişler ayrıca daha çok paralel yapı lehine kararlar çıkartan ticaret mahkemelerini de mercek altına aldı. İzmir Liman, Van El Kaide, İstanbul Selam Tevhid gibi soruşturmalara imza atan hakim ve savcıların da bu kapsamda değerlendirilebileceği kaydediliyor.
Haklarında “görevi kötüye kullanma” ve “görevi ihmal” suçlarından iddianame hazırlanan 17 ve 25 Aralık darbe girişimi hakim ve savcıları Muammer Akkaş ve Celal Kara ile Hakim Süleyman Karaçöl'ün de paralel terör örgütü ile bağlantılı olup olmadığın da araştırılacak. Söz konusu isimlerle ilgili bu yönde bulgulara ulaşılırsa “örgüt üyeliği” davası açabilecek. Yargı kaynakları, ayrı ayrı dosyalar üzerinden açılacak bu davaların İstanbul veya Ankara'da tek bir çatı altında toplanabileceği dile getiriyor. Buna göre, bu davalar açıldıktan sonra mahkemeler birleştirme kararı alacak.