FETÖ’nün darbe girişiminde nizamiyede nöbet tutan er Müslüm Uzun’un, Tümgeneral Ali Doğan İnce’yi almaya gelen 4 cuntacıyla tek başına çatıştığı ortaya çıktı. Nizamiyedeki bir uzman çavuşu ağır yaralayan cuntacılar, kurşun yağdıran erle baş edemeyince geldikleri aracı bırakarak kaçtı.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Karargahı’ndaki olaylara ilişkin soruşturma tamamlandı. Ankara Savcısı Musa Yücel'in hazırladığı iddianamede, 7 general, 19 albay, 9 yarbay, 39 binbaşının aralarında bulunduğu toplam 150 şüpheli hakkında 436 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
İddianameye göre, KKK’daki görevli şüpheliler olay günü mesai bitiminde görev yerlerini terk etmedi. Mesaiden ayrılan ya da izinde olan örgüt üyeleri mesaiye çağrıldı. Cuntacılar, örgüt üyesi olmayan nöbetçi personelleri de darbe girişimi başlamadan önce idari izinli göstererek zorla kışla dışına çıkardı. Darbeciler saat 22.00 sıralarında KKK’nın kalbi olan karargah binasını ele geçirdi ve Yurtta Sulh Konseyi’nin tüm emirlerini yerine getirdi.
Darbecilerin kaçırma listesinde yer alan eski KKK Denetleme ve Değerlendirme Başkanı Tümgenaral Ali Doğan İnce’yi almaya gelen cuntacılar ile darbe karşıtı askerler arasında yaşanan çatışma görüntüleri de dosyaya girdi. Görüntülere göre, cuntacılar Binbaşı Cevdet Serbest, Binbaşı Ali Kahya, Binbaşı Zeyit Karagöz ve Yüzbaşı Gökhan Akdağ saat 23.00 sıralarında askeri araçla Merkez Orduevi General/Amiral lojmanlarına geldi. Araç nizamiye girişinde durduruldu. Nizamiye girişinde nöbet tutan Uzman Çavuş Erdal Anbarcı elindeki silahıyla aracın yanına giderek neden geldiklerini sordu. Cuntacıların “Ali Doğan İnce’yi bize vereceksin onun işini bitireceğiz” demesi üzerine tartışma başladı.
Bu sırada aracın ön kısmında bekleyen er Müslüm Uzun, Anbarcı’yı kurtarmak amacıyla havaya bir kez ateş etti. Araçtaki cuntacılardan biri ateş edince Anbarcı yaralanarak yere düştü. Er Uzun ise tek başına çatışmaya girdiği darbecilerin üzerine kurşun yağdırdı. Silahı tutukluluk yapınca komutanı Anbarcı’nın silahını alan kahraman asker, cuntacıların içeriye girmesini engellemek için çatışmaya devam etti. Uzun’u vurmayı başaramayan cuntacılar ise geldikleri aracı bırakarak kaçtı. Şüphelilerin ticari taksi ile olay yerinden uzaklaştıkları belirlendi.
Uzun, ifadesinde o geceyi şöyle anlattı: “Onbaşı Ahmet Çiçek’in dahili hattan araması üzerine Uzman Çavuş Erdal Anbarcı’ya, ‘Komutanım silahlılar, buraya doğru geliyorlar’ dedim. Araç nizamiyeye gelmeden tabancama dolu şarjör taktım. Anbarcı ise MP-5’i alarak şarjör taktı. Araç nizamiyeye yanaştıktan sonra Anbarcı aracın şoförüne, ‘Ne için geldiniz?’ diye sordu. Araç içinden, ‘Paşayı almaya geldik’ dediler. Anbarcı, ‘Kimliklerinize bakabilir miyim?’ dediğinde, araç içindeki 2 şahıs silah doğrulttu.”
“Anbarcı da silahını doğrultunca aracın içindeki kişi Anbarcı’nın silahının namlusunu tuttu. Ben Anbarcı’yı vurmasınlar diye havaya ateş ettim. Arka koltukta oturan kamuflaj kıyafetli şahıs araçtan inerek ve ellerini kaldırarak, ‘sakin ol oğlum sakin ol’ dedi. Ben de ‘silahlarınızı bırakın yoksa ateş ederim’ dedim. Anbarcı içeri doğru koştuğu sırada ateş açmaya başladılar. Anbarcı vurularak yüz üstü düştü. Tabancamla nişan alarak şahıslara 11 el ateş ettim. Tabancam tutukluk yaptı. Sonra Anbarcı’yı duvar kenarına çekip onun MP-5 tabancasıyla karşı tarafa ateş ettim. Silah sesleri kesilince şahısların kaçtığını anladım. Diğer erleri çağırarak, atlet ve gömleklerimizle Anbarcı’nın kan ve bacağındaki yaralanmalara tampon uyguladık. Ardından ambulansla hastaneye sevk ettik.”
İddianameye giren erlerin ifadelerine göre, kimliği tespit edilemeyen bir üsteğmen, “Haydi gençler darbe başlamıştır, bu yapılan darbe Cumhurbaşkanına yapılmaktadır, Cumhurbaşkanı Suriyelilere bakıyor ve ev veriyor, size ev veriyor mu diye” diyerek cuntacıların hedefindeki ismin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu itiraf ederken, erleri de darbe girişimine katılmaya çağırdı. Ayrıca şüpheli Albay Hasan Yılmaz, saat 22.00 sıralarında içtima alanında topladığı, aralarında rütbeli ve askerlerin bulunduğu yaklaşık 800-900 kişiden oluşan kalabalığa, “TSK yönetime el koymuştur. Ülkede sıkıyönetim ilan edilmiştir. Bu işin sonunda ya zafer ya da ölüm var. Gazanız mübarek olsun” diyerek yapılan darbe girişimini alenen ilan ettiği de iddianamede yer aldı. Bazı şüpheliler, nöbet tutan erlere “Kapılara gelen polisleri ve sivil halkı vurun, siz onları vurmazsanız biz sizi vururuz” şeklinde ifadeler kullandı. Bu nedenle erlerin de aralarında bulunduğu nöbetçiler çatışmaya hazır vaziyette beklerken, kimsenin kışlaya gelmemiş olması nedeniyle herhangi bir çatışma yaşanmadı.
İddianemede, 1 numaralı şüphelinin Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında yer alan eski KKK Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha olduğu belirtildi. Konsey tarafından Caha’ya KKK’lığını ele geçirme görevi verildiği dikkat çekilirken, kalkışma sırasında da emir komutanın kendisine olduğu söyleyen şüphelinin darbe girişimini yönettiği vurgulandı. Ayrıca şüphelinin KKK Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu ile birlikte Harekat Merkezi’ni ele geçirerek tüm birliklere sözde sıkıyönetim emirlerini gönderdiği ve uymayan birliklerin cezalandırılacağı yönünde mesajlar yayımladığı kaydedildi. Albay Hasan Yılmaz’ın da KKK’lığı Destek Kıtalarını kontrol altına alarak tüm silah ve personel teminiyle ilgli aktif görev aldığı vurgulandı.