İzmir'de meydana gelen depremden sonra 5 yaşındaki kızıyla kurulan çadırlarda yaşamaya başlayan 36 yaşındaki Fatma Taş, Adana, Osmaniye depremlerini de yaşadığını ancak İzmir depreminden çok etkilendiğini ve korktuğunu gözyaşları içerisinde anlattı. Çadırlarda kalanlara yapılan yardımların kendisini çok duygulandırdığını ifade eden Taş, "Ben böyle bir halk görmedim. Her şeyin bize lüksünü yaşatıyorlar" dedi.
İzmir’de gerçekleşen 6.6 şiddetinde deprem sırasında evde 5 yaşındaki kızıyla birlikte olan 36 yaşındaki Fatma Taş, depremde evi hasar gördüğü için Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda kurulan çadırlarda kalmaya başladı. Taş, Adana, Osmaniye depremlerini de yaşadığını ancak İzmir’de gerçekleşen depremin çok daha korkutucu olduğunu ve psikolojik olarak etkilendiğini ifade etti. Taş, “5 yaşında kızım var. Onunla birlikte depreme yakalandık. Oturduğum koltuğun sallandığını hissettim. Geçer diye bekledim. Geçmedi. Kızımı yanıma çağırdım. Deprem şiddetlenince kızımla çalışma masasının altına girdim. 97 yılında, 12-13 yaşlarındayken, Adana’daki depremi yaşadım. Evimiz yıkıldı. Ardından Osmaniye’ye taşındık. Osmaniye’de olan depremde de Osmaniye’deydim. Onu da yaşadım. 2 yıldır da İzmir’de yaşıyorum. Ben böyle bir deprem görmedim. Çok ürkütücüydü. Herkes, evlerin yıkılacağını sandı. Herkes, ölümü hissetti. Çok korkutucuydu. Resmen kaçmaya bile cesaret edemedim” ifadelerini kullandı.
"Her şeyin lüksünü yaşatıyorlar"
Kızılay, AFAD ve pek çok kuruluşun çadırlarda kalan depremzedelere çok iyi yardım ettiklerini ifade eden mağdur Taş, yaşadıklarını gözyaşı içinde anlattı. Taş, şöyle konuştu: “Benim burada kızımdan başka hiçbir yakınım yok. Bize burada çok iyi bakıyorlar. Çamaşırınızı yıkayalım diyorlar. Sürekli yiyecek getiriyorlar. Ben böyle bir halk görmedim. İzmir’in halkı çok farklı. Adana’da da çok yardımlar oldu ama İzmir’in halkı çok farklı. Çocuklara, oyuncaklar, eğitimler veriyorlar. Normal hayatta yaşamadığımız her şeyin lüksünü yaşatıyorlar. Müthiş bir kucaklaşma var.”