Duruşma sırasında taşkınlık çıkarmayan, özenli giyinen sanıklar büyük oranda 'iyi hal' indiriminden yararlanıyor.
Türkiye'nin gündemine oturan pek çok davada, sanıklara verilen 'iyi hal' indirimi kamuoyunda rahatsızlığa neden oluyor. 'Hakimin takdiri' olarak nitelendirilen bu uygulama, aslında şartları yerine getirmesi halinde sanık hakkında verilmesi gereken zaruri bir hüküm. Aksi halinde sanık, yine bir üst mahkemeye giderek 'iyi hal' indiriminden faydalanabiliyor. Uygulamanın değişmesi için kanuni düzenleme gerekiyor.
Cinayet, gasp ve dolandırıcılık vakaları, konuyla ilgili verilen mahkeme kararlarıyla kamuoyunda geniş yer buluyor. Kan donduran suçlara imza atan şahısların,
kravatla katıldıkları ve 'saldırgan tutum' sergilemedikleri
duruşmalardan aldıkları 'iyi hal' indirimi tartışmalara neden oluyor.
Konuyu yenisafak.com için değerlendiren
Hukukçu Fatih Mehmet Akmeşe
, 'iyi hal' indiriminin hakimin takdirinden çok
uygulanması gereken bir indirim olduğunu belirtti. Akmeşe şu ifadeleri kullandı:
Hakimin mecburiyeti yok ama açıklama yapmak zorunda
Hakim, önüne gelen her olayda her sanık için kanunda yer alan takdiri indirimi uygulamak mecburiyetinde değil. Fakat Anayasamızda ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan hükümler doğrultusunda
hangi sebeplerle takdiri indirim (iyi hal) uygulamadığını
veya hangi sebeplerle takdiri indirim uyguladığını açıklamak zorunda.
'İyi hal' indirimi verilmezse sanık temyize gidiyor
Yani, sanığa 'iyi hal' indirimini hangi sebeple verdiğini gerekçelendiremeyen hakimin kararı temyize götürülebilir.
Bu kez üst mahkeme 'iyi hal' indirimi uyguluyor
Bu durumda da üst mahkeme kararı bozacaktır. Sonuçta, 'iyi hal' indirimi almasına aykırı bir durum görülemeyen sanık üst mahkemeden bu indirimi alabilecek.
İçinde bulunduğu sosyal çevre önemli
Sosyal ilişkileri; buradaki inceleme suçu işleyen kişinin sosyal konumunun ne kadar güçlü olduğuyla ilişkili olmamalıdır. Sanığın alışkanlıkları, içinde yaşadığı çevre, sağlık durumu, eğitim durumu değerlendirilmelidir.
Fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları; sadece biçimsel olarak değerlendirilmemelidir. Sanığın fiili gerçekleştirdikten sonra fiilin ortaya çıkardığı
zararlı sonuçları ortadan kaldırmak veya hafifletmek için çabası, yargılama esnasında
maddi gerçekliğin ortaya çıkmasında ne kadar yardımcı olduğu, gösterdiği uyum ve samimiyeti dikkate alınmalıdır. Suç işlendikten sonra delilleri karartmaya yönelik hareketleri bulunan sanığın takdiri indirimden faydalanmaması gerekir. Örneğin Yargıtay 1.CD 18.07.1986 tarihli kararında; altı yaşındaki mağdurun ırzına geçtikten sonra, delilleri ortadan kaldırmak için
taşla kafasını ezerek, parçalayıp öldüren sanıklar hakkında takdiri hafifletici sebebin uygulanamayacağını isabetle
belirtmiştir.
Cezanın failin üzerindeki olası etkileri; sanığın ıslahı, tekrar topluma uyum sağlayıp sağlayamayacağı dikkate alınmalıdır.
Takdiri indirimin yer aldığı 62. maddenin 1. fıkrasında ne kadar indirim yapılabileceği belirtilmiştir. Hakim, bu sınırlardan daha fazla bir indirim yapamayacaktır.
#iyi hal
#indirim
#hukuk
#mahkeme
#fatih mehmet akmeşe