Yeni Şafak

İslâm'a 'Büyük Yolculuk'

Yeni Şafak
23:008/12/2004, Çarşamba
G: 26/05/2017, Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Fransa'da 'Büyük Yolculuk' adıyla gösterime giren film, Avrupa'da ilk kez İslâm'ın hakiki manâlarını beyaz perde aracılığıyla kamuoyuna sunuyor. İzleyenlerin beğenisini toplayan film, Fransız medyasından da büyük övgü aldı.

---------------------------------- manset ------------------------------------------- ---------------------- manset ---------------------

Avrupa'da ilk kez İslâmın bazı hakiki manalarını içeren bir film gösterime girdi. Filmde Batılıların sık sık dile getirdikleri 'şiddet ve aşırılık' söylemleri bir kenara bırakılıp, ağırlıklı olarak Müslüman toplumlara hakim olan 'rahmet, tolerans ve başkalarını sevme' erdemleri işlenmiş.

Le Grand Voyage (Büyük Yolcuk) adıyla gösterime giren film Fransa'ya göç eden Faslı bir baba ile oğlu arasındaki kuşak ve kültür çatışmasını konu ediniyor. Asi bir çocuğu oynayan 'Rıza' 3 yaşında babasıyla Fransa'ya gelir. Fransız okullarında okur ve Fransız kültürünün etkisinde büyür. Hayatı içki içip, kızlarla geçirmeye başlar. Faslı babası ise, ömrünün büyük bölümünü Arap bedevileri arasında Sahra'da geçirmiştir. İş için Fransa'ya geldiğinde, öz kimliğinin muhafazasına büyük önem verir. Evinde Arapça konuşur. 5 vakit namaz, oruç ve zekat gibi dini görevlerini yerine getirir. Bir gün, son dini farzı haccı ifa etmek için Mekke'ye gitmeye karar verir. Rıza'dan kendisini arabayla Mekke'ye götürmesini ister. Fakat, Rıza babasını teklifini reddeder. Baba ile oğul arasındaki çatışma burada patlak verir. Sonunda Rıza babasının talebini kabul eder. Böylece baba ve oğul Paris'ten Mekke'ye gitmek için yola koyulurlar...

Mekke'ye gitmek için Paris'ten yola çıkan baba-oğulun 'büyük yolculuk'ları böylece başlar. Yolculukları esnasında birçok ülkeden geçerler: İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Türkiye, Suriye ve Ürdün gibi. Filmin yönetmeni İsmail Ferruhi 'Büyük Yolculuk'un aynı zamanda bir yol filmi olduğunu da belirtiyor.

Yolculuk esnasında baba ve oğulun karşılıklı sert konuşmaları, birbirlerinin görüşlerini kabul etmemeleri gerginliklere neden olur. Fakat, bu yolculuk aynı zamanda baba ile oğulun birbirini daha iyi anlamasına da vesile olur. Aile bağları zayıf iken yolculuk zarfında pekişir. Rıza artık başka bir şahsiyet olmuştur. Kendisine telefon ile mesaj gönderen kız arkadaşlarına cevap vermez ve babasını kırmamaya özen gösterir.

Kâbe'nin manevi atmosferi

Baba ve oğul uzun yolculuğun ardından, Mekke'ye varırlar. Rıza beyazlar içindeki siyah, kırmızı, beyaz ve sarı renkten insanların Kabe'ye yönelerek hacc menasikini yerine getirirlerken görünce etkilenir ve kendisini Allah'a yakın hisseder. İçinde bir şeylerin değiştiğinin farkına varır. Mekke'de birlik ve kardeşlik ruhuna şahit olan Rıza bu manzaradan çok etkilenir.

Mekke'de farklı renklere sahip insanların kendisine gösterdiği nezaket ve inceliğin tesiri altında kalan Rıza bugüne kadar hiçbir yerde görmediği manevi ortamın onu sarıp sarmaladığını anlar. Rıza Mekke'de, ırklar arası yakınlaşmanın, barışın ve hoşgörünün en güzel örneğini görür. Oracıkta kabullerini gözden geçiren Rıza, bu dinde 'aşırılığa, şiddete ve terörizme' yer olmadığını kavrar. Babasının aşırı ve şiddet yanlısı biri değil bilakis dini vacibelerini yerine getiren bir dindar olduğunu düşünür. ..

'İslam, terörle bağdaştırılamaz'

Bu filmi çekme nedenlerini açıklayan yönetmen Ferruhi, "Filmde batının İslâmı aşırılık ve şiddet yanlısı olarak göstermesini sorgulayıp, bu ithamların gerçek yönünün olmadığını, İslamın terörle bağdaşamayacağını göstermek istedik" diyor.

Fransız basınından büyük övgü aldı

Fransız basını tarafından büyük kabul gören film, birçok sinema dergisi tarafından övgüyle anıldı. Fransa'da yayımlanan 'Le Experess' dergisi, filmin insani bir hikayeyi başarıyla yansıttığını yazdı. Fransız 'Telerama' dergisinde ise filmde doğruların tesirli bir şekilde sunulduğunu ve Kâbe'nin ilk kez gerçek çekiminin birçok kişiyi etkileyeceği ifade edildi. Fransız medyası ayrıca İslâm'ın ve Müslümanların batıdaki imajlarının düzeltilmesi için, bu tür sinema yapımlarına daha çok ihtiyaç olduğunu vurguladı. Filmi seyreden Fransızlar da , 'Büyük Yolculuk'un Fransız kamuoyunda İslama karşı olan birçok önyargıyı değiştireceğini söylediler.

Yönetmen, kendi hayatından esinlendi

'Büyük Yolculuk' filmi, senaryo yazarlığı ve yönetmenliğini yapan İsmail Ferruhi'nin hayatından esinlenerek çekildi. 1962 yılında Fas'ta doğan Ferruhi, 3 yaşında iken ailesiyle Fransa'ya göç etmiş. Daha çoçuk yaşta iken babası hacc farizasını yerine getirmek için araba ile Mekke-i Mükerreme'ye gitmiş ve yolculuk esnasında gördüklerini Ferruhi'ye anlatmış. Ferruhi de buradan hareketle filme toplumsal, dini ve ahlâki öğeler de katarak senaryoyu oluşturmuş.

Bazı sahneleri Türkiye'de çekildi

Çekimlerine Fransa'da başlanan 'Büyük Yolculuk-Le Grand Voyage' filminin Türkiye ile ilgili sahneleri Edirne, İstanbul ve Ankara'da çekildi. Filmde rol alan Türk sanatçılardan bazıları şunlar: Erol Ataç, Sadık Deveci ve Nihat Nikerel. Dili Fransızca olan filmde yer yer Arapça, İngilizce, İtalyanca ve Türkçe de kullanılıyor.

Bu arada Ferruhi'nin yönettiği 'Le Grand Voyage' filmi geçtiğimiz ay Mosrta De Venise festivalinde 'Lion du Futur' ödülüne layık görüldü.

  • TURAN KIŞLAKÇI / İSTANBUL

    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------


  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    Yorumlar

    Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

    Henüz yorum bulunmuyor

    İlk yorumu siz yapın.

    Kapat

    Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

    Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.