İslam İşbirliği Teşkilatı 12. Enformasyon Bakanları Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “İslam ve Müslüman karşıtlığı ne yazık ki günden güne kendisine daha geniş alanlar bulabiliyor. Böylece İslam ve Müslümanlar ötekileştirilerek bir nefret nesnesi haline getirilmek isteniyor. Bunun arkasında bir endüstri olduğunu da bugün net bir şekilde görüyoruz” dedi.
Türkiye’nin ev sahipliğinde 48 ülkeden bakanların ve üst düzey temsilcilerin katılımıyla düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 12. Enformasyon Bakanları Konferansı başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, teşkilatın Enformasyon Bakanları Konferans başkanlığını Türkiye olarak devralmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti.
GERÇEK TAHRİF EDİLİYOR
Altun, “Konferansımızı teşrif eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında işaret ettiği üzere, iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye, habere ulaşmak kolaylaşırken, insanlığın hakikatle bağı giderek zayıflamaya başlamıştır. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında, kitle iletişim araçlarına ulaşım ve kullanıcılar arasındaki etkileşim artmış durumda. Bu gelişme bireyler, toplumlar ve devletler için birçok imkanı da beraberinde getirdi. Diğer taraftan bu muazzam imkan ne yazık ki gerçeğin tahrif edilmesi amacıyla da kullanılabiliyor. Geldiğimiz noktada her boyutta gerçeğe ve doğruya ulaşmanın zorlaştığı hakikat ötesi bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz. Günümüzde dünyanın dört bir yanında bireyler, toplumlar ve ülkeler dezenformasyona, yalan habere, çarpıtmaya her geçen gün daha yoğun bir şekilde maruz kalıyor” dedi.
HAKİKATE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Fahrettin Altun, konferansın bu yıl “Hakikat Ötesi Dönemde Dezenformasyon ve İslamofobi ile Mücadele” temasıyla gerçekleştirildiğini belirterek, “Hakikate sahip çıkmak ve hakikat için mücadele etmek, yüce dinimiz İslam’ın temel öğretilerinden biridir. Dolayısıyla bizlerin bireysel ve toplumsal hayattan uluslararası ilişkilere, her boyutta hakikatten ayrılmama ve hakikati hakim kılmak bizim temel sorumluluğumuzdur” ifadelerini kullandı.
İSLAM DÜŞMANLIĞI YAYILIYOR
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına vurgu yapan Altun, “Günümüzün küresel tehditlerinden biri de hiç kuşkusuz İslam düşmanlığıdır. Biz İslamofobi dediğimizde, esas itibarıyla İslam düşmanlığını, Müslüman karşıtlığını kastediyoruz. İslam dinine ve Müslüman kardeşlerimize yönelik düşmanlık dünyanın dört bir yanında yoğun bir şekilde artış gösteriyor. Günümüzde dezenformasyon faaliyetleriyle kasıtlı şekilde yükseltilen İslam ve Müslüman karşıtlığı ne yazık ki günden güne kendisine daha geniş alanlar bulabiliyor. Böylece İslam ve Müslümanlar ötekileştirilerek bir nefret nesnesi haline getirilmek isteniyor. Bunun arkasında bir endüstri olduğunu da bugün net bir şekilde görüyoruz” diye konuştu.
İSLAMOFOBİ NEFRET SUÇU OLMALI
Altun, “İslamofobi aynı zamanda dünya toplumunu parçalayan, küresel huzur ve istikrarı tehdit eden bir özelliğe de sahip. Dolayısıyla tüm dünyanın İslamofobi ve İslam düşmanlığını açık bir nefret suçu, bir insanlık suçu olarak görülmesi ve bu suçla etkili şekilde mücadele etmesi gerekiyor. Yani bu suçla mücadele etmek sadece Müslümanların değil, uluslararası toplumun asli görevlerinden biri olmalıdır. Ancak ne yazık ki bazı ülkeler bu insanlık suçuyla mücadele etmek bir yana, yürürlüğe koydukları düzenlemelerle İslamofobinin, İslam düşmanlığının kurumsallaşmasına hizmet ediyorlar” dedi. Altun, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dezenformasyon ve İslamofobi ile mücadele hususunda ilmi çalışmalar, ortak akademik projeler yürütmesinin son derece hayati olduğunu belirtti.