Isparta İl Müftü Yardımcısı Halit Uğurlu, Isparta ve çevresinde arife günü ölmüşler için kesilen sin (Mezar) kurbanının dinde yerinin bulunmadığını söyledi.
Özellikle Isparta ve çevresinde Kurban Bayramı'ndan bir gün önce, Ahrete göçmüş kimseler için kesilen kurbanın caiz olmadığı bildirildi. Sin (Mezar) kurbanı diye bir kurban çeşidinin olmadığını belirten Müftü Yardımcısı Halit Uğurlu, “Bu niyetle arife günü kurban kesmek gibi bir ibadet İslam'da yoktur” dedi.
Ancak ölü adına veya sevabı ölüye bağışlanmak üzerine kurban kesilebileceğini açıklayan Uğurlu, “Vasiyeti yoksa, ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez. Ancak bikrimse kendi malından alıp sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlanmak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kimselere bağışta bulunabileceği gibi, bayram günlerinde kurban kesebilir, kestiği bu kurbanın etinden yiyebilir, başkalarına da verebilir. Diyanetin tercih ettiği görüş budur” diye konuştu.
Arife günü sin kurbanı niyetine kurban kesmenin caiz olmadığını kaydeden Uğurlu, “Ölen kimsenin vasiyeti olmaksızın, sevabı onun ruhuna bağışlanmak üzere kesilen kurbanın herhangi bir zamanda kesilmesi caiz ise de, kurban bayramı günlerinde kesilmesi daha faziletli ve daha sevaplıdır. Kesen kimse bu kurban etini fakirlere yedirebileceği gibi, kendisi ve zenginler de yiyebilir” görüşünü iletti.
Kurbanlık hayvanın boğazlanıp kanını akıtmadıktan sonra kurban yükümlülüğünün yerine gelmiş olmayacağını söyleyen Uğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zengin içen gerekli olan kurbanın şartı, kurbanlık hayvanı boğazlayıp kanını akıtmaktır. Bu olmadıkça kurban yükümlülüğü yerine getirilmiş olmaz. Bu yüzden kurbanlık hayvanın kesilmeksizin sadaka olarak dağıtılması caiz değildir. Fakat herhangi bir sebeple alınan kurbanlık hayvan kesilmeden bayramın üçüncü günü güneş batmışsa, artık diri halde sadaka olarak verilmesi gerekir. Çünkü kan akıtma artık sadakaya dönüşmüş olur. Bu durumda hayvanın etinden sahibi yiyemez.”