Mısır’ın başkenti Kahire’de köprü yapımı ve yol genişletme çalışması bahanesiyle Memluk, Eyyubi, Fatımi ve Osmanlı dönemi İslam eserleri bir bir yıkılıyor. Mısır’daki yıkımın büyük olduğunu vurgulayan Tarihçi Dr. Halim Gençoğlu “500-600 yıllık tarihi mirası, mescitleri, türbeleri, camileri yıkıyorlar. Fotoğraflardakiler buzdağının sadece görülen kısmı” diye konuştu.
Mısır’da uzun yıllar hakimiyetini sürdüren Osmanlı Devleti, başta başkent Kahire olmak üzere İskenderiye, Tanta, Şarkiye gibi büyük kentlerde eşsiz mimari yapılar ve eserler yaparak bunları Mısır halkına miras bıraktı. Ancak son günlerde Mısır’ın başkenti Kahire’de köprü yapımı ve yol genişletme çalışması yapılırken Memluk, Eyyubi, Fatımi ve Osmanlı dönemi İslam eserleri yıkılıyor. Mısır'da, buldozerler yüzyıllardır var olan türbeleri, mezarları, mescitleri yerle bir ediyor. Mevlana Halil Bin İnal’ın türbesi, Arap Edebiyatı Dekanı olarak anılan Taha Hüseyin’in türbesi, İmam El Şafii’nin türbesi, El Rıfai Camii, Osmanlı döneminden kalma sebiller gibi tarihi ve kültürel miras yapılan çalışmalarla yok oldu. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın, Osmanlı'da Şûra’yı Devlet üyesi olan oğlu Abdülhalim Paşa tarafından Kahire’de annesi Nam Şah Kadın için yaptırdığı Memlûk eseri kubbeli tarihî türbe, otopark inşaatı için yıkıldı.
ASİMİLE POLİTİKASI BAŞLADI
Mısır’ın İslam tarihi ile olan bağları koparılıyor. Kısa bir süre önce Mısır’ı ziyaret eden ve Mısır’daki eserlerin yıkımına şahit olan Tarihçi Dr. Halim Gençoğlu, Mısır’da şahit olduğu yıkımı Yeni Şafak’a anlattı. Mısır’daki Türk varlığının 1950’li yıllara kadar hissedilir düzeyde olduğunu belirten Gençoğlu, “Kral Faruk’un eşi Osmanlı hanedanındandır. Dolayısıyla Kral Faruk bir Osmanlı damadıdır. 1952 yılında Kral Faruk tahttan inene kadar Mısır’da Türk kültürü yalnız tarihi yapılardan ibaret değildi. Türk varlığı evlerde Türkçe konuşulacak derecedeydi. Mehmet Akif Ersoy’un, Kahire’deki kahvehanelerde fotoğrafı vardır. Sonra Türkçe konuşmak yasaklandı. Bir asimile politikası başladı ve bugün bu tarihi eserlerin yıkımı safhasına geçti” dedi.
YIKIM BÜYÜK
Mısır’daki yıkımın büyük olduğunu vurgulayan Gençoğlu, “Mısır’da gerçekten güzel çalışmalar yapıldı, yapılıyor. Ama bunlar 500-600 yıllık tarihi mirası, mescitleri, türbeleri, camileri yıkarak mı yapılmalıydı? Fotoğraflarda görülen buzdağının sadece görülen kısmı. Cumhuriyet’in başında Türkiye’den ayrılan El Kevseri’nin mezarına gittim. Mezara ulaşana kadar gördüğüm tüm mezarlar tahrip edilmişti” diye konuştu.
ŞEHRİN YÜZDE 90’I OSMANLI ESERİ
Gençoğlu, TİKA’nın Mısır’dan çıkarılarak, TİKA’nın yapması gerektiği işlerin Amerika’ya ait bir firmaya yaptırıldığını vurguladı. Gençoğlu, “İmam İbrahim Gülşeni’nin türbesinde Osmanlı mozaikleri ve çiniler var. Mozaikleri sökmüşler. Hadım Süleyman Paşa’nın yaptırdığı caminin sütunlarında Osmanlıca ifadeler yer alıyor. Bu camiyi Türk eseri olduğu için bilerek restore etmiyorlar. Bunlar bizim dedemizin mirası. Türk-İslam mirası, Türklerin oraya götürdüğü İslam mirasıdır. Bu eserlerde Osmanlı imzası var. Kendi yaptıklarının yanı sıra Fatımiler, Abbasiler, Memluklar döneminde yapılan eserlerin de bakımını yapmış Osmanlı. Kahire’ye gidip havaalanından çıktığınızda gördüğünüz bütün İslami yapıların yüzde 90’ı Osmanlı mirasıdır. Senin ülkenin yüzde 90’ını inşa etmiş bir millete bu yapılır mı?” ifadelerini kullandı.
Mezarlar tahrip ediliyor
- Mısır’da birçok Osmanlı aliminin mezarının bulunduğunu belirten Gençoğlu, “Mezarı bulunan isimlerin aileleri büyük aileler. Yıldırım Bayezid’in torunu şu an Mısır’da yaşıyor. Piri Reis’in, Evliya Çelebi’nin Kahire’de vefat ettiği biliniyor. Bu mezarlarda El Turki, Konyalı gibi ifadeler yer alıyor. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın bir numaralı adamı Trabzonlu Laz Mehmet Ağa’nın, Kahire’nin göbeğinde heykeli var. Ne yazık ki bu mezarların ortaya çıkarılması için bir şey yapılmıyor. Aksine buldozerler yol yapmak için bu mezarları tahrip ediyor. Mısır’ın halkı da bundan rahatsız” dedi.