Musul’da başlaması beklenen büyük harekat öncekinde Türkiye ile Irak’ın ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması gerekiyor. Bölgedeki sorunları yakından takip eden yetkililer ve uzmanlar, iki ülkenin yakın temasta olması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, “Irak’ta Türkiye’siz çözüm olmaz” görüşünde birleşiyor.
Musul'da yakında başlaması beklenen operasyon, Irak ile Türkiye arasında yeni bir sayfa açılmasını da gündeme getirdi. İki ülkenin yeni süreçte sıkı ilişkiler içinde olması zorunlu görülüyor. Suriye'deki tutarsızlık ve belirsizliğin üzerine yakında başlaması planlanan “Büyük Musul Operasyonu" Ortadoğu'daki siyasi, sosyolojik ve ekonomik dengeleri sarsacak. 2003'ten sonra Irak'ta ikinci cehennemin yaşanması muhtemel görünürken 'bu sefer çok daha büyük bir dalga halinde tüm bölgeyi sarabileceği' yorumları yapılıyor. Musul operasyonu öncesinde bölgedeki sorunları yakından takip eden yetkililer ve uzmanlar da Türkiye ile Irak'ın yakın temasta olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Yeni Şafak'a konuşan Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Irak'taki sorunların Türkiyesiz çözülemeyeceğini belirterek, “Türkiye'nin Suriye'deki etkisi belli oldu. Bundan Suriye, İran, Türkiye ve Irak birlikte faydalanabilir. Burada terör örgütlerine karşı Türkiye ile birlikte hareket etmiş olurlarsa herkes rahat eder, terör koridorları engellenir" dedi. Irak hükümeti ile Türkiye'nin ivedilikle uzlaşması gerektiğini belirten Türkmen lider, “Musul'da bulunan Türk gücünün ortak bir şekilde DAEŞ'e karşı mücadele etmelerinde yarar vardır. Türkiyesiz bir çözüm elde edilmesi olmaz" diye konuştu.
Irak'ın Ankara'daki büyükelçisi Hişam Allavi Musul harekatı sonrasında Türkiye'den özellikle altyapı, yeniden inşa ve güvenlik konularında desteğe ihtiyaçları olacağını belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin milletten millete olduğunu, tarihsel, kültürel, ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarında çok köklü ilişkilerin bulunduğunu ifade eden Allavi, özellikle mevcut güvenlik işbirliğinin radikalizmin yükseldiği şu dönemlerde çok daha önem kazandığını belirtti. Bağdat'ın Ankara ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda talimat verdiğini belirten Allavi, “İki ülkenin ilişkileri 2013'te doruk noktasındaydı. Şimdi bir an önce bu ilişkiyi 2013'teki seviyeden de öteye taşımamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. Allavi, “Yatırımcılarımız ve ekonomistlerimiz Türkiye'ye gelmek için sabırsızlanıyorlar. İstiyoruz ki bizler gelip Türkiye'nin demokrasiyi ayakta tutan başarısının ardından birlik ve desteğimizi paylaşalım" dedi.
DEİK Türk-Irak İş Konseyi başkanı Emin Taha da ekonomik açıdan Irak'tan vazgeçilemeyeceğinin altını çizdi. Düşük petrol fiyatları, DEAŞ terörü ve 2013 sonrası soğuyan ilişkilerle Türk inşaat şirketlerinin projelerinin yarım kaldığını, bir an önce hakkedişlerin alınması gerektiğini belirtti. Taha, “Irak merkezi idaresinin petrol geliri 100 milyar dolar seviyelerinden 40 milyar dolara düştü. Dolayısıyla projelere ödemeler durdu. Öte yandan DAEŞ ile mücadele kapsamında hem Irak ordusu, hem de Aşti Şahabi için yapılan harcamalar çok yükseldi" dedi.
Columbia Üniversitesi Global Enerji Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Luay Khateeb ise şunları söyledi: “Maalesef Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler bazı Musul'da ve Kürt bölgesinde KDP olmak üzere bazı siyasetçilere bazında kişisel ilişki düzeyine indi. Bu partilerin ve bireylerin çoğu Irak'ta ya meşruiyetini yitirmiş durumda ya da 2013 yılında suçlu bulunarak Irak mahkemelerince yargılandılar. Türkiye ve Irak stratejik ve istikrarlı ilişkilerini geliştirmek istiyorsa bunu devlet bazında yapmalı. Yani devlet-vilayet ya da devlet-siyasi parti/birey bazında değil."
Musul eski valisi ve Haşd El Vatani Genel Komutanı Etil El Nüceyfi, Türk Ordusu'nun Suriye'nin Cerablus ilçesini terör örgütü DAEŞ'ten temizlemek amacıyla düzenlediği harekatın kaydettiği başarılardan Musul harekatında da yararlanılabileceğini kaydetti. Nüceyfi bu yüzden Türk Ordusu'nun Musul'un kurtarılmasına katılmasına gerekli olduğunu belirtti.
Irak Eski Başbakanı Ayad Allavi, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada PKK'nın Irak içindeki bir operasyona dahil edilmesi halinde, sonradan onarılması güç yaralar açacağı görüşünde olduğunu ifade ederek “Türkiye ile ilişkilere her zaman önem veren bir Bağdat kazançlı olacaktır" şeklinde konuştu. Allavi, Türkiye'nin dost ve komşu bir ülke olması nedeniyle ilişkilerin tamir edilmesi gerektiğini ifade etti.
Saddam sonrası dönemde Irak'ın ilk Cumhurbaşkanı olan Gazi Meşal el-Yaver, Bağdat-Ankara ilişkilerinin bölgesel dengenin yeniden inşası için önemli olduğunu belirtti. Musul'un kurtarılmasının ardından doğabilecek tehlikelere dikkat çeken Yaver, bölgede radikalizmi bertaraf etmenin tek yolunun askerî ve güvenlik yöntemleri olmadığını vurgulayarak, Irak'taki siyasi ortamın bütün kesimleri temsil etmesi gerektiğini, Iraklı bütün kesimlerin Irak siyasetinde yer alarak, ellerinden geleni ortaya koymaları gerektiğini belirtti.
