Mutasyona uğrayan koronavirüs sebebiyle uçuşların iptal olduğu İngiltere’de koronavirüse yenik düşen 37 yaşındaki Caner Angın’ın cenazesi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun talimatıyla Sakarya’daki ailesine ulaştırılarak toprağa verildi. Oğlunun Türkiye’ye getirilmesinden dolayı yetkililere teşekkür eden 56 yaşındaki Zehra Sayal ise evladının cenazesini dört gözle beklediğini ifade ederek, “Günlerdir gözyaşı döküyorum. Oğlum buraya getirilemeseydi biz kahrolurduk. Dört gözle bekledim onun cenazesini." dedi.
Edinilen bilgilere göre, 37 yaşındaki Caner ile kardeşleri Cansu ve Cüneyt Angın, 1990 yılında İngiltere’ye giden anne ve babasıyla yaşıyordu.
Ailenin babası Hamza Angın, rahatsızlık sebebiyle vefat edince eşi Türkiye’ye dönerken eğitim gören çocukları ise İngiltere’de kaldı.
Birlikte yaşayan çocukların en büyüğü 37 yaşındaki Caner Angın, bir süre önce koronavirüs salgınına yakalandı. Ciğerlerinden rahatsız olan Angın, 17 Ocak’ta hayatını kaybetti.
Cenazeyi Türkiye’ye getirmek isteyen aile mutasyona uğrayan yeni tip koronavirüs sebebiyle Türkiye’ye uçuşların iptal olduğu İngiltere’de olumsuz cevap aldı.
Cenazeleriyle birlikte ülkelerine dönmek için konsolosluğa başvuran aile, yetkililerden yardım istedi. Harekete geçen yetkililer, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Bakan talimatıyla Türkiye’ye gelen aile ve Caner Angın’ın cenazesi Erenler Çaybaşı Yeniköy Mahallesi’ndeki annelerinin evine ulaştı. Oğlunun cenazesini beklerken günlerce gözyaşı döken anne Zehra Sayal ve çocukları Caner Angın’ı aile mezarlığına gözyaşları arasında defnetti.
"Ağabeyimin buraya gelmesi için masraflarını oradaki arkadaşları karşıladı"
Ağabeyinin memleketine aşık biri olduğunu ve Türkiye’ye getirilmesinde harcanan tüm masrafların İngiltere’deki yabancı arkadaşları tarafından sağlandığını belirten 33 yaşındaki Cansu Memiş, “Türkiye’ye çok düşkündü. Bütün arkadaşlarımızı ülkemize getiriyordu, gezdiriyordu. Tarihe çok meraklıydı. En doğrusu oldu onun buraya gelmesi. Ağabeyimin buraya gelmesi için masraflarını oradaki arkadaşları karşıladı. Kampanya düzenlediler, para topladılar bunu başardılar. Onun adına çeşme yapılacak, o kadar sevilen biriydi. Eğer orada toprağa verseydik bu hepimiz için ömür boyu büyük bir üzüntü olacaktı. Buraya getirmemiz acımızı bir nebze olsun dindirdi. Bakanımız, başkonsolosumuz ve yetkililere emekleri için çok teşekkür ediyoruz” dedi.
"Oğlum buraya getirilemeseydi biz kahrolurduk"
Oğlunun Türkiye’ye getirilmesinden dolayı yetkililere teşekkür eden 56 yaşındaki Zehra Sayal ise evladının cenazesini dört gözle beklediğini ifade ederek, “Günlerdir gözyaşı döküyorum. Oğlum buraya getirilemeseydi biz kahrolurduk. Dört gözle bekledim onun cenazesini. Onu son kez görmeyi çok istiyordum ve bugünlerde stres yaşadık ailecek. Sağolsun yetkililer, bu fırsatı bize tanıdılar. Çok ağladık, hala da ağlıyoruz. Rabbim kimseyi evladıyla sınamasın. Bu çok büyük bir acı. Melek gibi biriydi benim evladım. Arkadaşları, dostları onu çok seviyorlardı. İnşallah cennette hep birlikte buluşuruz. Rabbim onu bizden çok sevmiş. Şu anda dayılarının yanında yatıyor burada” diye konuştu.