Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, sosyal mecralarda dezenformasyonu engellemeyi öngören yasayla birlikte Ekim 2022’de “Dezenformasyon Bülteni” paylaşmaya başladı. Söz konusu bülten, Başkanlık tarafından “Yalan” olarak değerlendirilen haftanın haberlerini konu alıyor, bu değerlendirmenin ardındaki gerekçelere yer veriyor.
İletişim Başkanlığınca paylaşılan ve yalan olarak değerlendirilen haberlerin bulunduğu en güncel bülten, 21-27 Kasım haftasında paylaşılan haberlere yer verdi. Başkanlık tarafından yalan olarak değerlendirilen haberler ve gerekçeleri şu şekildeydi:
Bültende, terörü kaynağında yok etme stratejisi kapsamında Irak ve Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye yönelik terör saldırılarının bertaraf edilmesi ve hudut güvenliğinin sağlanması amacıyla terör örgütü PKK/YPG'ye yönelik Pençe-Kılıç Hava Harekatı düzenlendiği anımsatıldı.
Terör örgütü PKK/YPG'nin propaganda araçları ve bazı uluslararası basın yayın kuruluşlarının, Türkiye'nin terörle mücadelesini gölgelemeye yönelik dezenformasyon yayarak kara propaganda çalışması yürüttüklerinin tespit edildiği belirtilen bültende, şu ifadelere yer verildi:
"PKK'nın propaganda araçlarının, 'Türkiye, Ayn el Arap'taki sivil yerleşim alanlarını vuruyor' iddiasıyla paylaştığı görüntüler, ABD öncülüğündeki koalisyonun DEAŞ'la mücadele kapsamında, 2014'te Ayn el Arap'a gerçekleştirdiği hava bombardımanına aittir. Paylaşılan bir diğer görüntü de yine 2014'te terör örgütü DEAŞ'ın kontrolünde olan kente yönelik koalisyon hava bombardımanını göstermektedir."
Dezenformasyon Bülteni'nde Independent gazetesinin, "Türkiye, Irak ve Suriye'deki Kürt hedeflerini vuruyor" iddiasının gerçek dışı olduğu aktarıldı.
Ayrıca, L'Orient-Le Jour gazetesinin Türkiye'nin terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatını, Haseke'de sivillerin yaşadığı El-Hol kampı fotoğraflarıyla servis ederek manipülasyona imza attığına dikkat çekilen bültende, Türkiye'nin uluslararası hukuka uygun olarak gerçekleştirdiği hava harekatının, El-Hol kampıyla bir ilgisinin bulunmadığı vurgulandı.
Washington Post'un Türkiye'nin terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatını Azez'de füze saldırısının hedefi olan sivil yerleşimlerinin fotoğrafıyla servis etmesine ilişkin bültende, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Azez'e yönelik füze saldırısının, 22 Kasım Salı günü terör örgütü PKK/YPG tarafından gerçekleştirildiği bilgisi gizlenmiştir. Terör örgütünün sivilleri hedef aldığı saldırıda, 3 kişi hayatını kaybederken 8 kişi de yaralanmıştır. Saldırının Tel Rıfat yönünden gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Tel Rıfat, Pençe-Kılıç Hava Harekatı'nın operasyon bölgesinde bulunmaktadır ancak Azez'e yönelik herhangi bir kara ya da hava harekatı söz konusu değildir."
Bültende, sivil toplum platformu Mediterranea Saving Humans'ın sosyal medya hesabından paylaşılan ve Pençe-Kılıç Hava Harekatı'ndan sonra Aynularab'ı gösterdiği iddia edilen fotoğrafın, sadece basın yayın organlarının değil, uluslararası birçok kuruluşun Türkiye'ye karşı dezenformasyon çalışmaları yürüttüğünün açık örneği olduğu ifade edildi.
İddiaya konu fotoğrafın koalisyon güçlerinin terör örgütü DEAŞ'ın kontrolündeki Aynularab'a yönelik hava bombardımanı sonrası 2015'te AFP muhabirince çekildiği bildirildi.
Dezenformasyon Bülteni'nde, Düzce'nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından bazı sosyal medya kullanıcılarınca paylaşılan "Elektrik altyapısı çöktü" iddiasının doğru olmadığı, deprem sonrası yaşanan elektrik kesintisinin, tamamen kontrollü bir kesinti olduğu vurgulandı.
Bazı basın yayın organlarında "Partili kaymakam" başlığıyla yer alan, Amasya Hamamözü Kaymakam Vekili Şeyma Şendur'un AK Parti üyesi olmasına rağmen bu göreve getirildiğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı aktarılan bültende, şu ifadelere yer verildi:
"Haberlerde, Şendur'un bir siyasi parti üyesiyken kaymakamlık görevine atandığı iddia edilerek algı oluşturmaya yönelik dezenformasyon yapılmıştır. 2020'ye kadar AK Parti'de görev alan Şeyma Şendur, kaymakamlık sınavlarından önce 27 Mart 2020 tarihi itibarıyla parti üyeliğinden istifa etmiştir. Devlet Memurları Kanunu'na göre, memuriyet hakkı kazanan kişinin atanmadan siyasi parti üyeliğini sonlandırması gerekmektedir. Kanunda, memur olacak kişinin memuriyetten önce herhangi bir siyasi partiye üye olmasını kısıtlayan bir madde bulunmamaktadır."
Sosyal medyada yer alan "Bir polis, eleştirel paylaşım yaptığı için gözaltına alındı" iddiasının manipülasyon olduğu belirtilen bültende, şunlar kaydedildi:
"Gözaltına alınan kişinin, Türk Polis Teşkilatı ile ilgili ciddi dezenformasyon yayan, Polis Sendikası adlı sosyal medya hesabının yöneticisi olduğu ortaya çıkmıştır. Gerçek dışı iddiaları, tehdit ve şantaj aracı olarak kullandığı belirlenen kişi, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla tutuklanmıştır. Tutuklanan memurun, görevinin her aşamasında Türk Polis Teşkilatını küçük düşürecek faaliyetlerde bulunduğu, gizli bilgi ve belgeleri üçüncü şahıslarla paylaşarak çıkar sağladığı ve manipülasyonlarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı tespit edilmiştir. İlgili personelin daha önce disiplinsiz davranışları sebebiyle geçmişte birçok kez soruşturma geçirdiği ve disiplin cezası aldığı ortaya çıkmıştır."
Bültende, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın, "HDP'nin Taksim saldırısının araştırılması için araştırma önergesi verdiği, önergenin AK Parti ve MHP tarafından reddedildiği" iddiası da yer aldı.
TBMM Genel Kurul Tutanakları incelendiğinde HDP'nin önergeyi verme amacının, Taksim saldırısının araştırılması değil, Türkiye'nin ÖSO ve HTŞ ile sözde ilişkilerinin araştırılması olduğunun tespit edildiği belirtilen bültende, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"İddiaya konu önerge, HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ile Hakkı Saruhan Oluç imzasıyla, 'İktidarın Suriye Dış Politikası bağlamında ÖSO-HTŞ vb. yapılarla olan ilişkileri ve bunun siyasal-toplumsal etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz' şeklinde sunulmuştur. Saldırının faili Ahlam Albashır'ın, terör örgütü PKK/YPG bağlantılarını itiraf etmesine rağmen önerge, okları PKK/YPG üzerinden çekmek amacıyla Suriye'deki başka örgütlere çevrilmeye çalışmıştır. Ayrıca 27. Dönem 6. Yasama Yılı 24. Birleşim 23 Kasım 2022 Çarşamba tutanağı incelendiğinde, Beştaş'ın yine Türkiye'nin ÖSO ve HTŞ ile ilişkilerinin araştırılmasını istediği belirlenmiştir."
Dezenformasyon Bülteni'nde, FETÖ'nün sosyal medya hesaplarından paylaşılan otomobil görüntülerinin "Cumhurbaşkanlığı koruma araçları için sipariş edilen yeni lüks otomobiller" olduğu iddiasının örgütün yaymaya çalıştığı dezenformasyon örneklerinden biri olduğu, görüntülerdeki araçların, Cumhurbaşkanlığı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı bildirildi.
Bültende, sosyal medyada paylaşılan ve bazı basın yayın organlarında habere konu olan "Üç Suriyeli Taksim'deki terör saldırısıyla dalga geçti" iddiasının gerçek dışı olduğunun, görüntülerin 6 Kasım'da sosyal medyada paylaşıldığının belirlendiği, Taksim'deki terör saldırısıyla ilgisinin bulunmadığı kaydedildi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın, "Konya Argıthanı'nda bir petrol istasyonuna gelen 6 Afgan saldırgan, 2 Türk çalışanı hastanelik etti" iddiasının manipülasyon olduğuna işaret edilen bültende, "Özdağ'ın görüntülerini paylaştığı olay, 13 Kasım 2022'de Konya'nın Ilgın ilçesinde meydana gelmiş, Türk vatandaşı gruplar arasında yaşanan karşılıklı darp olayı, adli mercilere intikal etmiştir. Olayın mültecilerle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından kurgulanmış istatistiklerle paylaşılan, "Türkiye, OECD verilerine göre kadına şiddette dünyada birinci sırada" iddiasının doğru olmadığı ifade edildi.
OECD'nin derlediği ülkelerde kadına karşı şiddete ilişkin paylaşılan verilerde Türkiye'nin iddia edildiği gibi yüzde 38 oranla ilk sırada değil yüzde 13,3 oranla 152 ülke arasında 94'üncü sırada olduğu, Türkiye'nin bu sıralamayla İsviçre, Almanya ve Estonya gibi ülkelerin altında yer aldığı vurgulandı.
Bültende Düzce'deki deprem sırasında kayda alınan bazı görüntülerdeki ışımalarla ilgili, "ABD HAARP sistemiyle depremini tetiklemiş olabilir" iddialarının herhangi bir bilimsel bilgi ya da veriye dayanmayan komplo teorilerinden ibaret olduğu da kaydedildi.