Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca'nın tanıtım toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Altun, "Ne yaparlarsa yapsınlar Filistin davası mevzubahis olduğunda yerimiz bellidir. Yerimiz, hakikatin yanıdır. Yerimiz katledilen o masum gazetecilerin yeridir" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da bir otelde düzenlenen TRT İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ve TRT İspanyolcanın tanıtım programında yaptığı konuşmada, zirvenin, Uluslararası Gazetecilik Çalıştayı ile dün başladığını, bugün de alanında uzman panelistlerin katılacağı oturumlarla devam edeceğini belirtti.
Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumların, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretemediğinin altını çizen Altun, şunları kaydetti:
"Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki temel meydan okuma bulunmaktadır. Birincisi, istikrarlı sosyopolitik sistemler inşa edebilmek. İkincisi ise güven esasına dayalı, toplumsal ve toplumlararası ilişkiler ağı inşa etmek. Her iki meydan okumaya cevap verebilmek için toplumlar arasında sağlıklı iletişim köprüleri kurulması temel bir unsurdur"
Bunu söylerken 19. yüzyıl sonrasında teşekkül eden, kurumsallaşan Batılı dünya sistemiyle birlikte kendisini var eden küresel sömürü düzenini görmezden gelemeyeceklerini belirten Altun, küresel hak ve adalet mücadelesi namına bir başlangıç yapacaklarsa, bunu karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprüsü sayesinde, toplumlararası ilişki ve etkileşimleri artırarak yapabileceklerini anlattı.
"Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme mücadelesi"
İçinde toplumların gerçek ve sağlıklı bir şekilde iletişim kurabildikleri bir dünya sistemi kurmak zorunda olduklarını vurgulayan Altun, şöyle devam etti:
"Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Şunu açık ve net olarak söylememiz lazım. En büyük düşmanımız ön yargıdır. Ön yargı, sömürünün gıdasıdır. Ön yargısız sömürü sistemi kurulamaz. Bugün dünyadaki sömürü sistemi ne yazık ki ön yargılar üzerine bina edilmektedir. Sömürü sistemlerini yıkmak ön yargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Bunun içinse ihtiyacımız olan temel unsur sağlıklı iletişim köprüleridir. Burada tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişimden bahsediyoruz. Batı'nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu ve sadece Batı'yı dinlediği, Batı'nın söylem imal edip Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olabilir mi? Olamaz. Sadece ve sadece Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir, daha fazla kurumlaşır. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir"
"Uluslararası yayıncılık alanında tek tip yayıncılık kabul edilemez"
Uluslararası medya düzenini çeşitlendiren dijital kamu yayıncılığının aynı zamanda sistematik dezenformasyonun kontrolsüzce yayılmasını, insanlara ve toplumlara zulmetmesini de engelleyen bir unsur olduğunu söyleyen Altun, şöyle devam etti:
"Biz, dünyanın karamsarlığa mahkum edilmesini kabul etmiyoruz"
Altun, bugün küresel toplumun, bilgi kaynaklarının çeşitlenmesine, ülkeler arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesine, adil ve hakkaniyetli alternatif bakış açılarına hiç olmadığı kadar muhtaç olduğunu vurguladı.
"Biz hakikat nöbeti tutuyoruz"
Bu doğrultuda, son örneğini Gazze'deki soykırımda gördükleri zalimin mazluma zulmettiği bir düzene karşı çıktıklarını söyleyen Altun, "Beklenileceği üzere küresel düzenin bu adaletsizliğine karşı durmamız, haksızlıklar karşısında hakikati haykırmamız, adaletten yana tavır takınmamız İsrail gibi kötücül amaçlara sahip mahfilleri rahatsız ediyor. Bu kötücül mahfiller, terörle soykırımla sistematik yalan ve dezenformasyon kampanyalarıyla hakikati çarpıtmaya, zulümlerini artırmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
Altun, bugün burada yeni bir medya kanalı kurduklarını belirterek, şunları kaydetti: