İletişim Başkanı Altun: Filistin davasında yerimiz hakikatin yanı

14:0826/04/2024, Cuma
G: 26/04/2024, Cuma
AA
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca'nın tanıtım toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Altun, "Ne yaparlarsa yapsınlar Filistin davası mevzubahis olduğunda yerimiz bellidir. Yerimiz, hakikatin yanıdır. Yerimiz katledilen o masum gazetecilerin yeridir" dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da bir otelde düzenlenen TRT İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ve TRT İspanyolcanın tanıtım programında yaptığı konuşmada, zirvenin, Uluslararası Gazetecilik Çalıştayı ile dün başladığını, bugün de alanında uzman panelistlerin katılacağı oturumlarla devam edeceğini belirtti.


Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumların, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretemediğinin altını çizen Altun, şunları kaydetti:

"Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki temel meydan okuma bulunmaktadır. Birincisi, istikrarlı sosyopolitik sistemler inşa edebilmek. İkincisi ise güven esasına dayalı, toplumsal ve toplumlararası ilişkiler ağı inşa etmek. Her iki meydan okumaya cevap verebilmek için toplumlar arasında sağlıklı iletişim köprüleri kurulması temel bir unsurdur"


Bunu söylerken 19. yüzyıl sonrasında teşekkül eden, kurumsallaşan Batılı dünya sistemiyle birlikte kendisini var eden küresel sömürü düzenini görmezden gelemeyeceklerini belirten Altun, küresel hak ve adalet mücadelesi namına bir başlangıç yapacaklarsa, bunu karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprüsü sayesinde, toplumlararası ilişki ve etkileşimleri artırarak yapabileceklerini anlattı.

"Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme mücadelesi"

İçinde toplumların gerçek ve sağlıklı bir şekilde iletişim kurabildikleri bir dünya sistemi kurmak zorunda olduklarını vurgulayan Altun, şöyle devam etti:

"Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Şunu açık ve net olarak söylememiz lazım. En büyük düşmanımız ön yargıdır. Ön yargı, sömürünün gıdasıdır. Ön yargısız sömürü sistemi kurulamaz. Bugün dünyadaki sömürü sistemi ne yazık ki ön yargılar üzerine bina edilmektedir. Sömürü sistemlerini yıkmak ön yargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Bunun içinse ihtiyacımız olan temel unsur sağlıklı iletişim köprüleridir. Burada tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişimden bahsediyoruz. Batı'nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu ve sadece Batı'yı dinlediği, Batı'nın söylem imal edip Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olabilir mi? Olamaz. Sadece ve sadece Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir, daha fazla kurumlaşır. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir"


"Uluslararası yayıncılık alanında tek tip yayıncılık kabul edilemez"

Uluslararası medya düzenini çeşitlendiren dijital kamu yayıncılığının aynı zamanda sistematik dezenformasyonun kontrolsüzce yayılmasını, insanlara ve toplumlara zulmetmesini de engelleyen bir unsur olduğunu söyleyen Altun, şöyle devam etti:

"Entelektüel ve derinlikli yayınlarla dezenformasyonun uluslararası kaynakları çökertilebilir ve bu konuda daha fazla farkındalık oluşması sağlanabilir. Tam da bu sebeple öyle inanıyorum ki TRT İspanyolca, Batı merkezli uluslararası yayıncılık anlayışına güçlü bir alternatif teşkil edecektir. Uluslararası yayıncılık alanına birkaç Batılı büyük medya şirketinin hükmetmesini kabul edemeyiz, etmemeliyiz. Uluslararası yayıncılık alanında tek tip yayıncılık kabul edilemez.

Biz bu bağlamda TRT İspanyolca ile uluslararası yayıncılık alanında çeşitliliğe ve çok kültürlü yayıncılık anlayışına katkıda bulunacak, Türkiye'nin barış ve adaletten yana dış politikasını, haklı tezlerini daha fazla insana anlatma imkanına sahip olacak, ülkemizin ekonomik, kültürel ve beşeri potansiyelini daha görünür kılacak ve birçok Latin Amerika ülkesiyle kurduğumuz dostluk köprülerini daha da pekiştireceğiz."
Altun, bazı Batılı dostlarının, meslektaşlarının bu girişimlerinden, küresel medya tekelini yıkmaya, uluslararası yayıncılık alanında adaleti tesis etmeye dönük girişimlerinden rahatsızlık duyduğunu ifade ederek, "Nitekim dün de bazı Batılı medya kuruluşlarında TRT İspanyolcanın kuruluşuna şüpheyle bakan, Türkiye'nin Batı medyasını 'ayrımcı, ötekileştirici ve standardize edici' bulduğu için bu türden girişimler içine girdiğini ifade eden çeşitli yayınlarla karşı karşıya kaldık. Rahatsızlıklarını elbette anlıyoruz, ancak bu rahatsızlıkları bizi haklı davamızdan vazgeçiremez"
değerlendirmesinde bulundu.

"Biz, dünyanın karamsarlığa mahkum edilmesini kabul etmiyoruz"

Altun, bugün küresel toplumun, bilgi kaynaklarının çeşitlenmesine, ülkeler arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesine, adil ve hakkaniyetli alternatif bakış açılarına hiç olmadığı kadar muhtaç olduğunu vurguladı.


Uruguaylı yazar ve gazeteci Eduardo Galeano'nun
"Barış ve adalet haykırışıyla doğan 20'nci yüzyıl, kanın içinde boğulmuş olarak öldü ve bulduğundan çok daha adaletsiz bir dünya bıraktı geride. Yine barış ve adalet haykırışıyla doğan 21'inci yüzyılın durumu da öncekinden farklı değildir"
sözlerini anımsatan Altun, "Biz Türkiye olarak dünyanın, Galeano'nun tasvir ettiği bu karamsarlığına itiraz ediyoruz ve dünyanın karamsarlığa mahkum edilmesini kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya beşten büyüktür.' ve 'Daha adil bir dünya mümkündür.' diyerek veciz bir şekilde ifade ettikleri küresel adalet çağrısı, bunun en açık göstergesidir. Bu küresel adaletsizliğe karşı çıkışımız esas itibarıyla insanlığın geleceğine dair bir umudun muştulanması anlamına da gelmektedir" diye konuştu.

"Biz hakikat nöbeti tutuyoruz"

Bu doğrultuda, son örneğini Gazze'deki soykırımda gördükleri zalimin mazluma zulmettiği bir düzene karşı çıktıklarını söyleyen Altun, "Beklenileceği üzere küresel düzenin bu adaletsizliğine karşı durmamız, haksızlıklar karşısında hakikati haykırmamız, adaletten yana tavır takınmamız İsrail gibi kötücül amaçlara sahip mahfilleri rahatsız ediyor. Bu kötücül mahfiller, terörle soykırımla sistematik yalan ve dezenformasyon kampanyalarıyla hakikati çarpıtmaya, zulümlerini artırmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.


Altun, bugün burada yeni bir medya kanalı kurduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Medya kanalını kurduğumuz bugün de İsrail'in gazetecileri katletmesini lanetlemeliyiz. İsrail'in gazetecileri katlederek haberi, gerçeği tüm dünyaya duyurmak isteyen gazetecileri katlederek, hakikati katlettiğini burada sesli bir şekilde haykırmalıyız ve İsrail'i tedip etmeliyiz. Biz buradan Gazze'de şehit düşen 140'ı aşkın kahraman gazeteci kardeşimizi selamlıyoruz. Allah onlara rahmet etsin diyoruz. Onlar gerçek medya kahramanlarıdır"

İsrail'in zulümleri dolayısıyla yargılanacağını ve cezalandırılacağını ifade eden Altun
, "Ne yaparlarsa yapsınlar Filistin davası mevzubahis olduğunda yerimiz bellidir. Yerimiz, hakikatin yanıdır. Yerimiz katledilen o masum gazetecilerin yeridir. Türkiye, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin her zaman en büyük destekçisi olmuştur ve bu devletin kurulmasıyla bölgeye barış gelebileceğini güçlü bir şekilde vurgulamıştır, bunu vurgulamaya da devam edecektir. Zira, biz hakikat nöbeti tutuyoruz. Hakikat için savaşıyoruz ve buradaki gayretlerimiz de bununla ilgidir"
diye konuştu.



#İletişim Başkanlığı
#Fahrettin Altun
#TRT İspanyolca