Yeni Şafak'ın sosyal medya hesaplarından yayınlanan canlı yayında Kudüs'ün Filistin'in başkenti ilan edilmesini değerlendiren İbrahim Karagül, İslam Konferansı Örgütü'ün tarihinde ilk kez kınamanın ötesine geçtiğini belirterek, "ABD'ye meydan okunulması takdir edilecek bir şey" dedi. Ersin Çelik'in sorularını yanıtlayan Karagül, "Müslüman dünyasını 21. yüzyılda yok etmek istiyorlar. Kudüs olayı ilk aşama. İkinci aşama Mekke ve Medine'dir. Orada özerk bir alan oluşturacaklar" dedi.
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Facebook, Twitter ve Instagram'dan yapılan canlı yayında Ersin Çelik'in sorularını yanıtladı.
Burada Türkiye’nin çağrısıyla bir karar alındı. Doğu Kudüs Filistin’in başkenti ilan edildi. Burada sadece tartışmamız gereken mesele Kudüs değil. Amerika 'Kudüs İsrail’in başkenti' dedi, biz de 'hayır öyle değil, Kudüs aslında Filistin’in başkentidir, sen tek bir ülke olarak İsrail’le böyle bir karar alabilirsin ama biz de 57 ülke böyle bir karar alıyoruz. Dolayısıyla 57 ülke Filistin’in başkenti olarak Kudüs’ü kabul ediyor' diye bir meydan okumaya giriştik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ta başından beri Kudüs konusundaki hassasiyeti, özellikle Trump’ın bu kararı açıklamasından sonra doğrudan ABD Başkanı’nı hedef alan çok sert ifadeleri, İsrail’e yönelik çok sert ifadeleri, 'işgal devletidir, terör devletidir' diye ve ‘diplomatik ilişkileri keseriz gibi’ tehditkar ve cesur cümleleri sadece Türkiye değil uluslararası kamuoyunda ciddi anlamda yankılandı. Bu ses, bu meydan okuma nereden kaynaklanıyor sorularının sorulmasına yol açtı. Ama burada başka bir şey daha oldu. Türkiye’de kimse onun üzerinde durmuyor, ben özellikle onun üzerinde durmak istiyorum.
ERDOĞAN VE PUTİN
SURİYE'NİN BUNDANSONRASINI PLANLIYORLARERSİN ÇELİK:Bu yıl içerisinde Putin ve Erdoğan arasında 7. görüşme gerçekleşti. Soçi’de görüşme oldu. Sonra Putin Suriye üzerinden Türkiye’ye geldi. Esed’i dünya kamuoyu önünde yerle bir eden görüntü ile geldi buraya. Bu son geliş sanırım Esed’in bittiğini mi gösteriyor?- İBRAHİM KARAGÜL:Esed’in artık bir aktör olmadığını hissettirdiler. Onunla tokalaşıyor ondan sonra yürüyor. Esed arkasından gelmeye çalışıyor, Rus askerler onu çekiyor. Orada onun artık bir lider olmadığını görüyorsun. Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşmaların, bilmediğimiz maddelerinde neler var? Muhtemelen böyle maddeler var ve Suriye üzerine birtakım şeyler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Putin arasında Suriye’nin geleceğine yönelik birtakım hesabın olduğunu düşünüyorum. Bundan sonrasını planladıklarını düşünüyorum. Türkiye’nin tek hassasiyeti var, Esed olmasın. Türkiye ile Rusya Suriye’nin bir bütün olarak kalmasını istiyor. Suriye parçalanırsa Türkiye parçalanır. Suriye savaşı, Türkiye ile Anadolu cephesini açmak için planlanmıştır. Kuzey koridoru müdahale üssü olacaktır zaten. Bir yabancı garnizon kuşağı oluşturuyorlar. Dolayısıyla biz çok geç uyandık. Eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı, Türkiye işgali başlardı. Çünkü Türkiye cephesini açın talimatı gelmişti. Büyük bir Suriyeleştirme çabası vardı. Paramparça olacaktık. Rusya da şunu biliyor ki: Eğer Amerika ve NATO Suriye’ye yerleşirse artık orada güvenliği kalmayacak. Rusya İran ve Türkiye’yle işbirliği yaparak aslında güneyden gelecek tehditleri önlüyor. Ve Türkiye ile Rusya, Batı’dan hemen hemen aynı tehditlerle yüz yüzeler. Türkiye Batı ekseninde ama bütün tehditler Batılı ülkelerden geliyor. 15 Temmuz’da dediler ki sizi içeriden parçalayacağız. Daha böyle bir ittifak olur mu? Buna yönelik güçlü bir irade var. Toplumsal taban bunu kabullenmiş durumda. Amerika’nın olmadığı yerde huzurlu olacağımızı görüyor. Biz şu anda yerli bir eksene oturtuyoruz.