Hukuku katledip gittiler!

İslami kimlikleri nedeniyle çeşitli kumpaslara maruz kalan Tamer Aslan ve Mehmet Ali Şeker’in de yeniden yargılama mağduru olduğu ortaya çıktı. 90’lı yıllarda Çetin Emeç, Turan Dursun, Uğur Mumcu gibi isimlerin katledilmesi olaylarını, polis sorgusundaki ağır işkenceler altında kabul ettiği belirtilen iki mağdur, AİHM’in 2009 yılında “asker üyeleri olan DGM tarafından hak ihlali yapıldı yeniden yargılanmaları gerekir” kararına rağmen hala cezaevinde.

1993 ve 1995 yıllarında hapse düşen Aslan ve Şeker’in yargılamaları 2001 yılına kadar sürdü. Mahkemece verilen idam kararı 2003 yılında 28 Şubat mağdurlarının kalemini kırması ve sonraki yıllarda üyelerinin birçoğunun FETÖ üyeliğiyle meşhur olan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi tarafından onandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruya 2009 yılında ‘hak ihlali vardır’ yanıtı verilirken, ikilinin avukatları 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. O günlerde adeta FETÖ’cülerin karargahına dönen 11. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılama talebini reddetti.

Karara itiraz eden avukatlar 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. 12. Ağır Ceza Mahkemesi ise ret kararını kaldırıp yeniden yargılama yönünde nihai kararı vererek dosyayı yeniden 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Dosyayı 7-8 ay bekleten mahkeme, tam 15 Temmuz 2016 günü 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek skandal bir işleme imza attı. Mahkeme dosyayı, tüm içtihatlara rağmen kanun lehine bozulması için Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Darbe girişimi sonrası ise bu işlemin gerçek sebebi ortaya çıktı. Mahkeme üyeleri Mehmet Fatih Gündoğdu ve Dilek Kösem, FETÖ soruşturmalarıyla açığa alındı.

Yeniden yargılama talepleri AİHM kararına rağmen reddedilen Mehmet Ali Şeker ve Tamer Aslan için defalarca infazın durdurulmasını talep ettiklerini söyleyen Avukat Mehmet Okatan, her defasında hiçbir gerekçe gösterilmeksizin taleplerinin reddedildiğini anlattı. Okatan, “İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 18 Mart 2016 tarihli yeniden yargılama kararı üzerinden aylar geçti. Bu kişilerin yeniden yargılanma taleplerinin kabul edilmemesinin mantıklı hiçbir açıklaması yok. Bir an önce bu hukuksuzluğun giderilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Cinayetler pay edildi
90’lı yılların karanlığında Mehmet Ali Şeker ve Tamer Aslan gibi inançlı insanların kaybedilmek istendiğini anlatan Avukat Mehmet Okatan, “90’lı yıllarda tüm faili meçhul cinayetler bu insanlara isnat edildi. 1999 yılında yapılan Umut Operasyonu ve Selam-Tevhid gibi bir örgüt oluşturulmasaydı, o yıllarda yaşanan tüm faili meçhuller bu kişilerin üstüne kalacaktı. Selam-Tevhid başladığında, failimeçhul diğer cinayetleri başka insanların üzerine attıları. Mehmet Ali Şeker ve Tamer Aslan’ın üzerinde Turan Dursun ve Çetin Emeç’in cinayeti kaldı” diye konuştu.
SUÇU İŞKENCEYLE KABUL ETTİLER
28 Şubat’ta yapılan işkencelerle insanların cinayetleri üstlendiğini anlatan Okatan, “Poşetle boğma, silah sıkma, ters askı, kendi mezarını kazdırma, filistin askısı, su tutma ve elektrik verme gibi çeşitli yöntemlerin hepsi Aslan ve Şeker’e uygulandı. Yaşanan failimeçhullerle ilgili kamera kaydı, parmak izi gibi hiçbir delil yok, yalnızca polis sorgusunda ‘ben yaptım’ dedikleri ifadeler delil gösteriliyor. Fakat Mehmet Ali Şeker’in 1.5 sayfalık işkence raporu var. Yani polis sorgusu sırasında işkenceler yapılarak suçların kabul ettirildiği açık” ifadelerini kullandı.