Bazı hukuk büroları, down sendromlu çocukları kazanç kapısına çevirdi. Avukatlar, gebelik takibinde bebeğin özel durumunun ‘yazılı’ olarak bildirilmemesini gerekçe gösterip aileleri doktorlara tazminat davası açmaya yönlendiriyor. Hatta sosyal medyada “down sendromu çocuğumun geleceği için tazminat” sloganıyla reklamlar yapılıyor.
Bazı hukuk büroları, down sendromlu çocukları kazanç kapısına çeviriyor. Avukatlar, hekimlerin gebelik takibinde bebeğin özel durumunu ‘yazılı’ olarak bildirmemelerini gerekçe göstererek aileleri tazminat davası açmaları için yönlendiriyor. Sosyal medyada “Down sendromu çocuğumun geleceği için tazminat” yazılarıyla reklam yapan hukuk büroları, hem doktorlara hem de sigorta şirketlerine dava açıyor.
Hukuk büroları doğum yapan annelerle hastaneden çıkmadan iletişime geçerek tüm masrafları üstlenerek dava açtırıyor. Davalarda, Türkiye’nin kabul ettiği Avrupa Biyotıp Sözleşmesi’ndeki ‘yapılan tıbbi işlemlerde alınan onamlar yazılı olmalıdır’ maddesi gerekçe gösteriliyor. Avukatlar, hekimlerin anne adaylarına yaptığı sözlü bilgilendirmelerin, ‘yazılı olarak kayıt altına alınmadığını’ savunuyor.
BİLİRKİŞİ 'HATA YOK' DEDİ
- Hekimler ‘aileleri ileri tanı tetkikleri konusunda yeterince aydınlattıklarını ispat edemedikleri’ gerekçesiyle suçlanıyor. Aileler de sürece psikolojik olarak hazırlanma haklarının ellerinden alındığını öne sürüyor. Kadın Doğum Uzmanı S.D., yaşadığı bir olayı şöyle ifade etti: “12. haftada bakılan ikili testte down sendromu riski 10 binde 1 geldi. Gebelik takibi yaptığım süreçte bilgilendirmeleri yaparak hastanın dosyasına işledim. İlerleyen aylarda ise bebeğin bir bacağında kısalık tespit ederek aileye bildirdim, üniversite hastanesine sevk ettim. Bebeğin down sendromlu olduğu doğumdan sonra anlaşıldı. Adli süreçte 3 farklı bilirkişi tıbbi yönden hatası yoktur raporu verdi. Hastayı yazılı bilgilendirmediğim için karar bozuldu.”
YAZILI BELGE İSTENİYOR
Hekim Ö. Y.’ye de 9 haftalık hamileyken gelen hastası dava açtı. Ö.Y., şunları söyledi: “Bebek 11 haftalıkken ikili tarama testi istedim, sonuçlar riskliydi, durumu anlatıp üniversiteye sevk ettim. Hasta 1 ay sonra kontrole geldi, üniversiteye gitmemişti. Durumun ciddiyetini anlattım, bana küsüp gitti. Kendisini bir daha da görmedim. 2,5 yıl sonra, çocuğun down sendromlu doğduğunu Asliye Ticaret Mahkemesi’nden gelen celp ile öğrendim. Mahkeme benden, ‘Hastaya gerekli bilgilendirme yaptığımı belgelememi’ istiyor. Konuşmaları nasıl belgeleyebilirim? Hamilelik sürecinde, ‘Ne olursa olsun bebeğimi doğuracağım’ diyen anne şimdi ‘Bu çocuğu doğurmama sebep oldunuz, beni niçin kürtaj etmediniz’ diye dava açıyor.”