HSYK 2. Dairesi, İstanbul eski İl Jandarma Komutanı Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun yargılandığı davada, usulsüzlük yaptığı ortaya çıkan 2 hakim ve 1 savcıyı açığa aldı. 2'ye karşı 5 oyla alınan kararda, söz konusu isimlerin soruşturma tamamlanan kadar göreve devam etmesinin yargı erkinin güvenilirliğine, nüfuz ve itibarine zarar verebileceği vurgulandı. HSYK ayrıca, Kurtoğlu'nun cezasının onanması yönünde görüş bildiren Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ile bu cezayı onayan 4 Yargıtay üyesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Silivri Cezaevi'nde 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma' suçundan tutuklu bulunan Ö.B., babasının vefatı üzerine cenazeye katılmak için izin talep etti. Bunun üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı ile Ö.B.'ye yol süresi hariç 2 gün izin verildi. Bir astsubay, bir uzman çavuş ve iki er, Ö.B'yi 24 Kasım 2011 sabahı cezaevi aracıyla Tekirdağ Muratlı'daki cenaze evine götürdü.
Defin işleminin ardından geceyi geçirmesi için Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne konan Balcan, ertesi gün cenaze evine tekrar götürüldükten sonra tutuklu bulunduğu Silivri'ye geri getirildi. Dönemin Silivri Savcısı Mehmet Kurt, Ö.B.'ye refakat eden askerler hakkında, “Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçundan re'sen soruşturma başlattı. Ö.B.'nin şikayetçi olmamasına rağmen soruşturmaya devam eden savcı Kurt, soruşturmaya en üst dereceli kolluk amiri sıfatıyla İstanbul eski İl Jandarma Komutanı Hüseyin Kurtoğlu'nu da dahil etti. HSYK'dan izin gerekiyordu. Ancak Kurt, görmedi ve iddianame düzenledi. İddianameyi, Silivri Asliye Ceza Hakimi Zühal İşgören'in kabul etmesi üzerine yargılama başladı.Dönemin Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Ahmet Türkeri, yargılama sonucu Kurtoğlu'nu 2 yıl 6 ay hapise çarptırdı. Yargıtay 14. Ceza Dairesi de Kurtoğlu hakkında yerel mahkemenin mahkumiyet kararını önce onadı, Yargıtay itirazının ardından bozdu.
Kurtoğlu, kumpas kurulduğunu belirterek HSYK'ya suç duyurusunda bulundu. 3. Dairesi, Kurtoğlu'na dava açan söz konusu olay nedeniyle dava açan o dönem Silivri Savcısı olan Şanlıurfa Savcısı Mehmet Kurt, iddianameyi kabul eden dönemin Silivri Hakimi Zonguldak Hakimi Zühal İşgören ile yargılamayı yaparak 2 yıl 6 ay hapis cezası kararını veren dönemin Silivri Hakimi Diyarbakır Hakimi Ahmet Türkeri hakkında inceleme başlattı. Daire, 2 hakim ve 1 savcı hakkında soruşturma izni verdi.
HSYK 2. Dairesi de söz konusu hakim ve savcılarla ilgili dosyayı dün gündemine aldı. Müfettişin hazırladığı raporu ve söz konusu isimlerle ilgili iddiaları değerlendiren Daire, müfettişin talebi üzerine Kurt, İşgören ve Türkeri'nin haklarındaki soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırılmasına karar verdi. 2'ye karşı 5 oyla alınan karara, üyeler Mustafa Kemal Özçelik ve Mahmut Şen muhalif kaldı. 2. Daire'nin aldığı kararda ayrıca, 3 ismin soruşturma aşamasında göreve devam etmesinin yargı erkinin güvenilirliğine, nüfuz ve itibarine zarar verebileceği belirtildi.
Soruşturma izni sonrası olayı araştıran HSYK Başmüfettişi, raporunu hazırlayarak soruşturmayı yapacak olan 2. Daire'ye gönderdi. Raporda, söz konusu 3 isim hakkında şu tespitlerde bulunuldu:
Savcı Mehmet Kurt: Cenaze izninin kullanılmasına dair yazışmaların hiçbirinde isim veya imzası bulunmayan, diğer sanıklara bu yönde emir verdiğine ilişkin herhangi bir delil de tespit edilemeyen Kurtoğlu'nu soruşturmaya dahil etti. HSYK'dan izin almadan, doğrudan soruşturma açarak Kurtoğlu'nun terfi etmesini engelledi. Hakim Zühal İşgören: Kurtoğlu'nun eylemini idari görev kapsamında kaldığının değerlendirilmesi halinde HSYK'dan izin alınmadan yapılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianameyi reddetmek yerine haksız yere kabul etti. Hakim Ahmet Türkeri: Soruşturma izni alınmasına ilişkin iddia ve savunmaları dikkate almayarak yargılamaya devam etti. Yasal şartları bulunmamasına rağmen temel sınırı alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle Kurtoğlu'nu 2 sene 6 ay hapis cezasına çarptırarak, o yıl görüşülecek yaş toplantısında generalliğe terfi etmesini engelledi.
Önünde hedef olarak gördüklerine her türlü kumpası kurmaktan geri kalmayan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), İstanbul eski İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun önünü de yargıdaki paralel yargılanma yardımıyla kesti. Kurtoğlu, hakkında mesnetsiz iddialarla açılar dava nedeniyle generalliğe yükselemedi. Davanın açıldığı yıl Kurtoğlu'nun yerine Tuğgeneralliğe yükselen isim ise Hamza Celepoğlu oldu. Celepoğlu'nun adı da Türkiye'yi uluslararası alanda teröre destek veren ülke göstermek için 19 Ocak 2014'te hazırlanan MİT TIR'larının durdurulması kumpasında geçmişti.
2. Daire, açığa alma kararının yanı sıra Kurtoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararının onamasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ile kararı onayan dönemin 14. Ceza Dairesi'nde görevli üyeler Necati Meran, Kenan Karabeyeser, Mehmet Ali Demirezici ve Esabil Saylak hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay Savcısı hakkında şikayet 3. Dairesi'ne yapılırken, söz konusu üyeler hakkındaki şikayet ise Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderildi.
Soruşturma bitene kadar tedbiren açığa alınan isimler bu kararın kendilerine tebliğinin ardından 3 aylığına görevlerinden el çekecek. Savcılar bu sürede aylık ve ödeneklerinin üçte ikisini alabilecek, sosyal hak ve yardımlardan ise yararlanmaya devam edecekler. 2 hakim ve 1 savcı daha sonra eylemlerinin ağırlık derecesine göre uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, yer değiştirme ve meslekten çıkarmaya (ihraç) varıncaya kadar cezalar verilmesi gündeme gelecek. Daire, 3 isim hakkında adli soruşturma yapılması için kovuşturma izni de verebilecek.