AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 76 sanıklı davada, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Volkan Şahin ve Veysal Şahin hakkında cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosyada delillerin olması nedeniyle tutuklanmalarına karar verildi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 117. duruşmaya, tutuklu sanıklar Muharrem Demirkale, başka suçtan tutuklu sanıklar Hamza Celepoğlu, Mehmet Uçar Ses ve Görüntülü Bilişim (SEGBİS) aracılığıyla katılırken tutuksuz sanıklar Önder Araz, ali barış Sevindik, Ali Öz, Mustafa Küçük, Emre Cingöz, Gazi Günay ve Celalettin Cerrah geldiler. Sanıklar Ali Öz'ün önceki celsede hakkında verilen "konutunu terk etmemek", sanık Emre Cingöz ise "İstanbul il sınırlarını terk etmemek" şeklindeki adli kontrol kararlarının kaldırılması için itirazda bulundukları tutanağa geçirildi.
Eski İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah: "ufak da olsa sabıkalanmak istemem"
Mütalaada, "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapsi istenen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah savunmasında, "Trabzon Valisinin konuyu İstanbul Valisine bildirmesi gerekirdi. Hatta bu tür konularda İçişleri Bakanlığının bilgilendirilmesi gerekir. Görevim esnasında herhangi bir esnekliğim yoktur. Devletime ve milletime 47 yıl hizmet ettim. Hiçbir kusurum ve sabıkam olmamıştır. Bunun böyle kalmasını isterim. 47 yıl hizmet ettiğim devletimde ufak da olsa sabıkalanmak istemem" diyerek beraatini talep etti.
Ali Öz: "görevini zamanında yapmayan personel yanlış davranmıştır"
Mütalaada, "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "Kasten öldürme" suçundan müebbet, "Resmi belgede sahtecilik", "Görevi kötüye kullanmak", "Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım" suçlarından da 5 yıl 10 aydan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ise, mahkeme başkanının İstanbul Emniyetinden gelen yazıyı hatırlatarak kaçma girişiminde bulunduğunu sorması üzerine herhangi bir kaçma girişimi olmadığını belirtti. Sanık Öz savunmasında, "Savcılık mütalaasındaki iddiaların hiçbirisine katılmıyorum. 2004 Ağustos'ta Trabzon Jandarma Komutanlığına atandım. Görevimi kanuni olarak yerine getirdim. Görev yaptığım sürede pek çok olay oldu ve yasalar çerçevesinde işlemler yapıldı. 2007 ocak ayında Dink'in öldürülmesi üzerine, İçişleri Bakanlığı müfettişleri olmak üzere belli makamlarca inceleme ve araştırma yapıldı. Ben kişisel olarak öldürme olayı meydana gelene kadar Dink adını bilmiyordum. Olaydan sonra gazeteci olduğunu ve Agos'ta çalıştığını öğrendim. Emrimde çalışan personel Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisini alıyor personel, sabah toplantıda şifai olarak söylüyor. Bunu kayıt altına almıyor. Bunu kim rapor haline getirecek ve imzaya açacak görev tanımı açık. Komutanın bu işleri yapacak ne gücü, ne zamanı vardır. Görevini zamanında yapmayan personel yanlış davranmıştır" dedi. "FETÖ ile yakın uzak hiçbir ilişkim olmadı olamaz" diyen sanık Ali Öz, "Hiçbir sebep ve gerek olmadan ölmesini neden isteyeyim" diyerek beraatini talep etti. Duruşmaya katılan diğer sanıklar da savunmalarını yaptı.
Üç sanık hakkındaki adli kontrol kararı kaldırıldı
Mahkeme heyeti, sanıklar Ecevit Emir ve Ali Öz hakkındaki adli kontrol kararlarının duruşmaya gelerek takip etmeleri dikkate alınarak kaldırılmasına, sanık Emre Cingöz hakkındaki adli kontrolün de kaldırılmasına karar vererek bu sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının ise devamına hükmetti.
İki sanık hakkında tutuklama kararı
Heyet, sanıklar Veysal Şahin ve Volkan Şahin'in "dosya kapsamında cinayetin daha önceden bilgisi olan ve kendisine Coşkun İğci vasıtasıyla haberdar edilen kişilerden olması, sanıkların cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosya kapsamında delillerin olması, mütalaada istenen ceza durumu, kuvvetli suç şüphesinin olduğu, sanıkların tutuklulukta geçen sürelerin azlığını" dikkate alınarak tutuklanmalarına, tutuklanmalarına yönelik yakalama emirleri çıkarılmasına karar verildi. Sanık savunmalarının alınmasına devam edilmesine karar verilen duruşma, 8 Ocak cuma gününe bırakıldı.