AK Parti'nin Hopa mitingi öncesinde çıkan olayları sadece 'seyreden' jandarma komutanı ile dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü'ne ceza gelebilir. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ülkeyi karıştırmaya yönelik 'Pinpon Planı'nın bir parçası olduğu iddia edilen olayları önlemeyen sorumlularla ilgili 'soruşturma izni vereceğini' belirtti
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 12 Haziran seçimleri öncesi Hopa'da çıkan olaylarda ihmali bulunduğu iddiasıyla jandarma komutanı ve emniyet müdürü hakkında soruşturma izni istenmesi durumunda bu izinlerin verileceğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma yaptığı Artvin Hopa'daki AK Parti mitingi öncesi çıkan olaylarda emekli bir öğretmen hayatını kaybetmiş, bir polis memuru da ağır yaralanmıştı. Kamuoyuna yansıyan görüntülerde jandarmanın göstericilere müdahale etmeden bir kenara çekildiği ve izlemekle yetindiği ortaya çıkmıştı. Soruşturma kapsamında Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ve İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Nasif görevden alınmış, her iki isim de merkeze çekilmişti. Bölgedeki olayların 'Hemşin' ideolojisi üzerinden Gürcü-Laz çatışması çıkarmak için tezgahlandığı belirtilmişti.
31 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan'ın Hopa mitingi öncesi kentte bir grup marjinal sol örgütler hidro elektrik santrali (HES) yapımını protesto etmek amacıyla gösteriler yapılmıştı. Olaylarda Metin Lokumcu isimli öğretmenin polisin sıktığı biber gazından etkilendiği için yaşamını yitirdiği iddia edilse de Adli Tıp raporunda ölüm nedeni olarak kalp ve akciğer hastalığına bağlı semptomlar gösterilmişti. AK Parti'nin seçim otobüsü taşlanmış, bu esnada Servet Erkan isimli polis memuru otobüsten düşerek ağır yaralanmıştı. Olayların ardından İçişleri Bakanlığı bir soruşturma başlatmış, olayları incelemesi için 2 mülkiye başmüfettişi ve bir jandarma ile bir emniyet müfettişinden oluşan 4 kişilik heyeti Hopa'ya göndermişti. Müfettişler olayda sorumluluğu bulunduğu iddia edilen görevlilerin ifadelerini aldı.
İçişleri müfettişleri soruşturmada, jandarmanın olaylara müdahale etmeyerek seyirci kaldığı iddialarını da mercek altına aldı. İddiaları gündeme taşıyan fotoğraf ve görüntüleri basın yayın organlarından isteyen müfettişler, Hopa İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Halit Çalmuk'un ifadesini aldı. Yüzbaşı Çalmuk, güvenlik planlamasında jandarmaya 'geçidi tutma görevi' verildiğini anlattı. Çalmuk, müfettişlere "Ben emrimdeki askerlerle geçidin güvenliğini sağladım. Bana başka bir görev verilmedi" şeklinde ifade verdi. Çalmuk'un savunmasını inandırıcı bulmayan müfettişler, olayda jandarma komutanının ihmali olduğu kanaatine vardı. Müfettişler, Jandarma Komutanı Halit Çalmuk ile İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü hakkında İçişleri Bakanı'ndan soruşturma izni istedi. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in soruşturma izni vermesi halinde müfettişler, sorumlular hakkında ceza talebinde de bulunabilecek.
Hopa olaylarının ardından başlatılan soruşturma kapsamında, Hopa Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla 31 kişi gözaltına alındı. Bu isimler Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na sevk edildi ve 12'si tutuklandı. 25 Temmuz'da gözaltına alınan iki kişiden Mete Cihan da bu dosyadan tutuklandı. 26 Temmuz'da ise Borçka Halkevi üyesi Yasin Evren Öztürk Borçka'da gözaltına alınarak Hopa'da sorgulandı. Mahkemeye sevk edilen Öztürk serbest bırakıldı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, terörle mücadeleyle ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Terörle mücadele konusunda muhalefet partileriyle görüşebileceğini belirten Şahin "BDP ile de görüşecek misiniz?" sorusuna "Bugünkü durumda BDP görüşme takvimi yok" yanıtını verdi. Şahin, gazetecilerin Karadeniz'de terörle mücadele için görevlendirilecek özel birlikle ilgili sorularınaysa "Hem jandarma hem polis birlikleri görev yapacak" şeklinde karşılık verdi.
31 Mayıs'ta AK Parti'nin Hopa mitinginde çıkan olaylar seçim sürecindeki Türkiye'yi kaos ortamına çekmek için planlanan 'Pinpon' planının bir parçası olduğu iddia edilmişti. 'Pinpon' adı verilen kaos planında yer alan eylemlerle "Kürdü Kürde kırdırma ve Gürcü-Laz çatışmasını 'Hemşin' ideolojisi üzerinden yapma" planlarına vurgu yapılıyor. Plana göre, hem seçim öncesi hem de seçim sonrasında Türkiye'nin her yerinde farklı olaylar çıkarılarak kaos ortamına zemin hazırlanacaktı.