Beştepe’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca düzenlenen ‘21 Mart Dünya Ormancılık Günü’ dolayısıyla düzenlenen ‘Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye’ buluşmasında, önemli mesajlar verdi:
Terör örgütlerinin cenderesine alınarak adeta nefessiz bırakılmak istenen Türkiye, bölgesindeki gelişmelerin belirleyicisi bir ülke konumuna getirildi. Sınırlarımız boyunca bizi kuşatmaya kalktılar. Müttefik dediğimiz ülkelerin bizzat donattığı, eğittiği, organize ettiği, önünü açtığı bir terör örgütü vasıtasıyla koskoca Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasından tümüyle kopartılmaya çalışıldık.
Bunun üzerine ‘artık terör örgütleriyle mücadelemizi kendi topraklarımızda değil bizatihi kaynağında, yerinde yapacağız’ dedik ve hemen harekete geçtik. 15 Temmuz’da bizi felç etmeye çalışanlara dimdik ayakta olduğumuzun cevabını, hemen bir ay sonra başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatı'yla verdik. Kuzey Irak’ta oynanmaya çalışılan oyunu bozduk. PKK rahat durmadı, Irak’ta hareketlenmeye başladı. Irak’ta bu hareketlilik başlayınca, ‘Irak Merkezi Yönetimi bu PKK’yı temizlemezse Sincar’da onları biz temizleriz’ dedik. Son iki günde Irak’ın kuzeyinde 38 PKK’lı etkisiz hale getirildi. Eğer bu devam ederse daha ileri gideriz.
Türkiye’ye biçilen gömlekleri attıkça, önüne konulan senaryoları yırtıp muhataplarının yüzüne çarptıkça karşı tarafın dengesi iyice bozuldu. Irak’ta ve Suriye’de bugüne kadar yapılmış temel insan haklarına saygılı, sivilleri en çok gözeten operasyona kara çalmak için söylenen sözleri duydukça sadece gülüyoruz. Üstelik bununla da kalmayıp defalarca ilan ettiğimiz operasyonlarımızın bundan sonraki hedefleri konusunda ileri geri konuşuyorlar.
(ABD’ye Münbiç mesajı) Neymiş, Münbiç’ten çıkmayacaklarmış. Bir defa sizin bırakınız oradan çıkmamayı, orada bulunmaya hakkınız yok. Bu topraklar senin mi? Bu topraklarla senin ne alakan var? Oraya YPG’yi soktular. Oranın gerçek halkı Araplardır. Obama’nın kendisine söyledim bunları buradan çıkar diye. Stratejik ortak olarak bunları Fırat’ın doğusuna gönderelim dedik.
Aynısını Sayın Trump’a söyledim o da göndermedi. DEAŞ’ın bir faliyetinin kalmadığını söylediler. Peki siz neden duruyorsunuz orada? Yarısında siz yarısında biz olalım dediler. Ne siz olun ne biz olalım, buranın sahibi kimse o olsun dedim. Biz adil bir yönetim istiyoruz. Biz hiçbir yere işgal için gitmedik. Sadece istikrar için gittik. Sadece teröristleri kovmak için gittik.
Türkiye, Münbiç başta olmak üzere sınırları boyunca kendisine saldırmak üzere hazır bekleyen terörist tehdidi tamamen ortadan kalkana kadar durmayacaktır. Hep söylüyorum, biz bu yola baş koyduk. Varsa cesareti olan buyursun, hodri meydan diyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Steinmeier ile telefonda görüştü. İki lider, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilere ivme kazandırma konusundaki kararlılıklarını teyit etti. Teröre karşı ortak mücadelenin önemine değinilen görüşmede Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı hakkında bilgi paylaşımında bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca “21 Mart Dünya Ormancılık Günü” dolayısıyla düzenlenen “Milletimizle Birlikte Daha Yeşil Türkiye” buluşmasında konuştu. Ormanlara ve su kaynaklarına sahip çıkma konusunda 16 yıldır çok büyük işler başardıklarını anlatan Yıldırım, yol, köprü, tünel ve havaalanlarını yaparken çevreyi, ormanları, su kaynaklarını da asla ihmal etmediklerini söyledi. Yıldırım, son 16 yıl içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, 2008-2012 yıllarında milli ağaçlandırma seferberliği başlattıklarını anımsatarak, “Bu seferberliği büyük bir başarıyla tamamladık. Ağaçlandırmada yüzümüzü güldürecek bir sonuç ortaya çıktı. 16 yılda 4 milyar 39 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Bazıları diyor ki iş yapmaya yüzü olmayan, sürekli tenkit edenler, ‘Bu kadar fidan dikilmemiştir.’ İnanmayan gitsin saysın” dedi. Yıldırım, AK Parti iktidarları döneminde ilk defa her ilde şehir ormanı projesinin başladığını, bu kapsamda 142 şehir ormanı kurulduğunu bildirdi.
ABD’nin bölgeye yığdığı silahlara dikkati çeken Erdoğan, “Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. 350 kilometre de Irak sınırı var. Bu silahlar buraya niye geliyor? Demek ki bu sınırın ötesinde Türkiye var, bunu Türkiye’ye karşı kullanacaksın veya İran’a karşı kullanacaksın. Başka yok. Rusya ile böyle bir şeye giremez. Girdiği anda 3. Dünya Savaşı patlak verir” dedi. Erdoğan, “ABD Başkanı Sayın Trump’tan ülkemize yönelik politikalardaki kafa karışıklığını giderecek, artık hadsizlik boyutuna varan açıklamaların önünü kesecek bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz. Sayın Trump adına konuşanlar ne dediklerinin farkında değiller. Sayın Trump’ın bunlara ayar vermesi lazım. Hele hele Türkiye aleyhine açıklama için sıraya girmiş izlenimi veren sözcülerin gölgesinde biz bu işi sürdüremeyiz” diyerek, şöyle devam etti:
“ABD ile geniş bir zeminde çıkarlarımız bulunduğu bir gerçektir. Paramızla bize silah vermeyen ABD, teröristlere ücretsiz silah vermesini izah etmelidir. Ülkemizde bugüne kadar ilişkilerin korunmasına özen gösterdik. Milli güvenliğimiz söz konusu olduğunda tercihimiz bellidir.”
Erdoğan, 21 Mart’ın Türkiye’de ve coğrafyadaki pek çok yerde kutlanan Nevruz günü olduğunu anımsatarak, “Cemrelerin, şubatın ikinci yarısından başlayarak birer hafta arayla havaya, suya, toprağa düşmesinin ardından, 21 Mart’ta tabiatın uyanışının sembolü, baharın müjdecisi olan nevruza ulaşıyoruz. Nevruzunuz mübarek olsun. Biz PKK’nın kutladığı Nevruz'u değil, biz inananların kutladığı Nevruz'u kutluyoruz. Yüz milyonlarca insanın, ‘mutluluk müjdecisi’ olarak kabul ettiği bir günü, fitne vesilesi haline dönüştürmek isteyenlere asla itibar edilmeyeceğine inanıyorum” dedi.
23 milyon haneye gönderilecek mektuplarda kara çam tohumları olduğunu belirten Erdoğan, bunu eleştirenlere, “Ne alakası var? Şu anda ormanlarımız yeri gelen bazı yerlerde hiç kesilmiyor mu zannediyorsunuz? Hem ormanı rahatlatmak hem de hani hüdayı nabit deriz ya, bu duruma gelmiş ağaçlar kesilir, temizlenir. Biz yeni bir hareket inşa ediyoruz. Onlarla kara çam üreteceğiz. 23 milyon aileye bu tohumlar gidecek ve oradan kara çam üreteceğiz, bereketlenecek ormanlarımız. Ağzı olan herkes konuşuyor ya. Hadi onlar konuşmaya devam etsin biz de işimize devam edelim” dedi.