Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanmasıyla ilgili açıklama yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şirket binalarında yapılan aramada himmet adı altında toplanan altınların bulunduğunu belirtti. Paraların FETÖ'ye aktarıldığı vurgulandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, Koza İpek Holding A.Ş. ile bağlı şirketlerin sahipleri ve yöneticileri hakkında yürütülen soruşturmada, 1 Eylül 2015'te arama yapıldığı hatırlatıldı. Aramalarda el konulan faturalar, defterler, dijital kayıtlar ile diğer belgelerle ilgili bilirkişi raporu hazırlandığı bildirildi. Bu rapora göre şirketlerin ticari defterlerinde çeşitli sahtecilikler yapıldığını belirten Savcılık, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na bildirilen altın üretimi miktarıyla gerçekte üretilen altın üretimi miktarı arasında şüpheli farklılıkların bulunduğunu ifade etti.
Aramalarda el konulan dijital materyaller üzerinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce halen devam eden incelemelerdeki ilk tespitlerde, holdingin ve bağlı şirketlerin bilgisayarlarında yüzlerce sayfa himmet tablolarının yer aldığının belirlendiği, şirket binalarında himmet adı altında toplanan altınların bulunduğu bildirildi. Himmetlerin, altın üretiminden kazanılmış gibi gösterilerek paravan şirketler aracılığıyla aklandığı ve holdinge ait vakıflara aktarıldığı, bu şekilde tüm şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde FETÖ'ye finansal kaynak sağladıkları yönünde bilgi ve belgeler saptandığı da açıklamada anlatıldı.
Açıklamada, yazılı ve görsel medya organları aracılığıyla FETÖ'ye yönelik yürütülen tüm adli soruşturmaları maniple ederek devlet aleyhine, örgüt lehine algı operasyonu faaliyeti içerisinde bulundukları, yine yaptıkları yayınlarla FETÖ mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştıkları ifade edildi.
Seçim çalışması için Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde konuşan Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, Koza İpek Holding şirketlerine kayyum atanması kararına ilişkin “Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) bağımsız bir kuruluş, düzenleyici ve denetleyici bir kuruluş. SPK gibi bağımsız bir kuruluşla, sulh hakimliği gibi bir kurumunun verdiği kararlara söyleyecek bir şeyimiz yok” dedi.
22 şirketin tamamının SPK'nın denetiminde olduğunu hatırlatan Arınç, SPK'nın da hükümete doğrudan bağlı bir kuruluş olmadığını vurguladı. Arınç, şöyle konuştu: “Olaydan üzülmek veya üzülmemek konusu değil ama sürecin doğrudan hükümetimizle veya bakanlıklarımızla bir ilişkisi yok. Tabii adalet ve adaletsizlik konusuna gelince bizim partimizin ilk adı adalettir. Biz adaleti önemsiyoruz. AK Parti, hükümet veya parti olarak hep adaletten ve haktan yanadır. Adaletsizlik ve haksızlık yapamaz, yapmak istese de yapamaz.”