15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı yolunda darbeci askerlerin kullandığı tankla ezilerek şehit olan Türkan Türkmen Tekin’in eşi Ramazan Tekin, aradan geçen süreçte çok zor günler geçirdiklerini söyledi. Eşinin yokluğunda çocuklarına hem ana hem baba olan Ramazan Tekin, onca zorluğa rağmen, “‘Keşke gitmeseydik’ cümlesini hiçbir zaman kullanmadım, kullanmam. Çünkü biz gönül rızasıyla bu yola çıktık” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 8 yıl geçti. O gün Türkiye’nin birçok yerinde vatan ve millet sevgisi olan vatandaşlar Türkiye’yi hainlerden korumak için sokaklara çıktı. Bunlardan birisi de darbe girişimini duyar duymaz “Vatan elden gidiyor, evde mi oturacağım” diyerek eşi Ramazan Tekin ile sokağa çıkan Türkan Türkmen Tekin. 3 çocuğunu geride bırakarak sokağa çıktıklarını ifade eden Ramazan Tekin, Yeni Şafak’a o günü anlattı.
3 ÇOCUĞUNU GERİDE BIRAKTI
Tekin, “Darbe girişimini duyar duymaz eşim ‘Vatan elden gidiyor ben iki rekât namaz kılana kadar sen toparlan çıkalım’ dedi. Kızımız o zaman 11 yaşındaydı biz çıkarken uyuyordu. Biz kapıyı çekip çıktık, geri geleceğimizi hiç düşünmedik. Biz sokağa çıktığımızda insanlar camlardan bakıyorlardı, bankalara ve ATM’lere akın etmişlerdi. Biz de insanları da çağırarak ilerledik. Biraz yürüdükten sonra Esenler Meydan’a geldik, o sırada meydan bomboştu. Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne kadar yürüdük, o esnada yaşlı anneler ve dedelerin geldiğini gördük. Birden çoğaldık ‘Çok şükür yalnız değiliz’ dedik. 15 Temmuz’dan kısa süre önce ameliyat olmuştum, ayağım ağrıdı, dikişlerim açılıp kanamaya başladığı için ‘Oturalım’ dedim eşim kabul etmedi. Cumhurbaşkanımızın Atatürk Havalimanı’na geldiğini duyunca oraya gitmek için yürümeye başladık” dedi.
TANKLARI ÜZERİMİZE SÜRDÜLER
Hain darbecilerin tankları orada bulunan vatandaşların üzerine sürdüğünü anlatan Tekin, “İnsanların ‘Tank geliyor’ diye bağırdığını duyduk. Sol tarafa döndüğümde tankın geldiğini gördüm sağ tarafa doğru gitse kimseye zarar vermeyecekti ama bunlar vatan haini olduğu için direk üstümüze sürmeye başladı. Eşime ‘Beni düşünme sen git’ dedim, tankın önünde dondum kaldım o sırada hainler tankla eşime vurdu. Eşimi kucaklayıp oradan bir araçla hastaneye gittik. Orada en az 10 doktor bize doğru koştu kapıları örttüler. Sonra eşimi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk ettiler. Uçakların alçak uçuş yaptığı dakikalardı, hastane tıklım tıklım doluydu ama Cenab-ı Allah o gece iman gücü verdi. Orada bulunan insanlar ne kaçtı, ne de yere kapandı. Sonrasında hastanede eşimin vefat haberini aldım” ifadelerini kullandı.
BABALAR GÜNÜM BURUK GEÇİYOR
Tekin şöyle konuştu: “Beraber çıktığımız bir yolda tek başıma eve gelmiştim. Evde 11 ve 18 yaşında iki kızım yetişkin bir oğlum vardı. Çocuklarımla bir başıma kalmıştım. Biz çıkarken uyuyan kızıma sabah annesinin şehit olduğunu nasıl söyleyecektim. Eşim kapıya şehit olarak geldi, ‘Kızım bundan sonra dua edeceğiz’ dedim. 11 yaşında bir çocuğun ve 18 yaşındaki genç bir kızın anneye ihtiyacı var. ‘Ben tek başıma ne yapacağım bir baba olarak’ diye çok düşündüm, Allah’a bana güç kuvvet vermesi için yalvardım. Son 2-3 senede kendimi ancak toparlayabildim. Küçük kızımın okul eğitimi biraz zorlaştı. Öncesinde derslerinde çok başarılı olan bir çocuğun başarısı düştü. Kendini toparladı ama benim için çok zor oldu. Ben bu süreçte çocuklarıma hem anne hem baba oldum. 8 yıldır evlatlarımın hep bir yanı eksik. Eşim benim son babalar günümde bana ay yıldızlı tişört almıştı, ondan beri benim babalar günüm buruk geçiyor. Her Babalar Günü’nde içimi hüzün sarıyor”
15 TEMMUZ’U UNUTMAYALIM
“Biz arkamızda gelecek neslimize, vatan ve bayrak bıraktık bunun için yola çıktık. Çocuklarımızın geleceği için biz bunu yaptık. Çünkü hainler yıllardan beri hep darbe ile memleketi geri attılar. İçimize sızmış, bize benziyorlar ama o hainler bizden değil. Bayramımıza, ezanımıza bizlere hainlik eden, bizim aldığımız tankı, tüfeği, mermisi, giydiği elbiseyi giyen hainler bize benziyor, bizlerden değiller. Bizim silahlarımızla bizi yaraladılar, ekmeğimizi yediler, bizi tanklara vurdular. Allah öyle bir günü bir daha göstermesin. 15 Temmuz’u yılda bir kere hatırlamayalım her yerde anlatalım. ‘Keşke gitmeseydik’ sözünü hiçbir zaman kullanmadım, kullanmam. Çünkü biz gönül rızasıyla bu yola çıktık. Eşim biz evden çıkmadan önce, ‘Vatan elden gidiyor’ dediğinde bende ‘Allah korusun’ demiştim. Bir kadın bunu söylüyorsa bu yola beraber gitmemiz lazım. Eşim yardımı çok severdi komşu, dost, arkadaş nerede bir ihtiyaç sahibi varsa cebindeki son kuruşa kadar verirdi. Kimseyi üzmezdi.”
Kahraman kadınlar sancağı yere düşürmedi
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sırasında alanlara çıkarak cuntacılara karşı en ön saflarda tanklara ve kurşunlara göğüslerini siper ederek şehadete ulaşan ya da gazi olan kadınlar, Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarının mücadelesini aratmayan cesaretleriyle Türk ve dünya tarihine isimlerini altın harflerle yazdırdı. O gecenin sonunda kahramanca mücadele veren kadınlardan 10’u tanklara ve kurşunlara karşı göğüslerini siper ederek şehit, yüzlercesi de gazi oldukları yolda, Türk demokrasisinin darbecilerin elinden kurtarılmasında önemli rol oynadı. Darbe girişimi sırasında tanklardan hedef gözetmeksizin ateş açan FETÖ’cü darbecilere karşı alanlara inen kadınlar, cunta yönetimine karşı demokrasinin galip gelmesinde en önemli katkıyı sağlayanlar oldu. Darbeci askerlerin açtıkları ateşe karşı bir an bile tereddüt etmeden geride eşlerini, evlatlarını ve diğer sevdiklerini bırakarak kanlarını döken 15 Temmuz’un kahraman kadınları, dünyaya da demokrasiye nasıl sahip çıktıklarını gösterdi. Darbe girişimi sırasında büyük cesaret ve mücadele örneği sergileyen kahraman kadınlar, Türk tarihine isimlerini altın harflerle yazdırarak gelecek kuşaklara onurlu bir miras bıraktı. Darbecilerin en ağır saldırılarından birinin yapıldığı Ankara Gölbaşı’nda yer alan Özel Harekat Daire Başkanlığına yönelik saldırıda polisler Seher, Yaşar, Zeynep Sağır, Sevda Güngör, Kübra Doğanay, Demet Sezen, Cennet Yiğit ve Gülşah Güler, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde Ayşe Aykaç, Sevgi Yeşilyurt, Esenler’de Türkan Türkmen Tekin, Genelkurmay Başkanlığı önünde de Yıldız Gürsoy şehit olarak Nene Hatun’dan devraldıkları sancağı yere düşürmedi.
Hain darbe girişiminin yaşandığı gece düzenlenen saldırılarda şehit olan kadınların isimleri ve hayatlarını kaybetme
anları şöyle:
Zeynep Sağır: Manisa Özel Harekat Daire Başkanlığından Temel Özel Harekat Kursu’na uzman eğitimci olarak katılmak üzere 1 Temmuz’da Ankara’ya gelen 16 yıllık polis memuru 38 yaşındaki Sağır, darbecilerin Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlediği saldırıda şehit düştü. Evli ve 2 çocuk annesi olan Özel Harekat Komiseri Sağır, vasiyeti üzerine 19 Temmuz’da düzenlenen törenin ardından Cebeci Polis Şehitliği’ne defnedildi.
Seher Yaşar: Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda görev yapan Komiser Yardımcısı Seher Yaşar Şehit olmadan 15 dakika önce babası ile telefonda görüşerek, darbecilere karşı hazırlık içerisinde olduğu için “Ben sizi arayacağım” diyebilmişti ancak bu son görüşmeleri oldu. Asker elbisesi giymiş bir grup FETÖ mensubu teröristin, Diyarbakır 8’inci Ana Jet Üssü’nden kaldırdığı savaş uçakları, Özel Harekât Daire Başkanlığı’na bomba yağdırdı. Cuntacılara direnen Seher Yaşar, onlarca meslektaşlarıyla birlikte şehit oldu. 25 yaşındaki komiser yardımcısı Seher Yaşar’ın cenazesi, 18 Temmuz günü Ankara’nın Polatlı İlçesi’nde toprağa verildi.
Kübra Doğanay: Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit düşen özel harekat polisi 23 yaşındaki Doğanay, üniversitenin ardından sınavlara girerek polis olmuştu. Şehit olduğunda henüz 8 aylık polis olan Doğanay, terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlara katılmak üzere Diyarbakır’ın Sur ilçesinde görev yapmış, darbe girişiminden önce de Ankara’ya gelmişti.
Cennet Yiğit: Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen saldırıda şehit olduğunda henüz 23 yaşında ve 10 aylık polis memuru olan Yiğit, çocukluk hayalini gerçekleştirerek polis olmayı başardı. Hain darbe girişimi gecesi kalkışmanın haberini aldıktan sonra görevinin başına giden Yiğit, daire başkanlığında darbecilerin attığı bombayla şehit oldu. Şehitler Kübra Doğanay ile Cennet Yiğit, şehit olana kadar yolları hep birlikteydi. Kayseri’deki Feyziye-Memduh Güpgüpoğlu Güzel Sanatlar Lisesi’nde aynı sınıfta okuyan Doğanay ile Yiğit, 2011 yılında mezun olduktan sonra Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünü kazandı. Okulun ardından birlikte polislik sınavına girerek özel harekatçı olmaya hak kazanan arkadaşlar, kalkışma haberini alır almaz birlikte gittikleri Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığında FETÖ’cü askerlerin attığı bombayla şehit oldu.
ÇOCUKLARI ANNESIZ KALDI
Gülşah Güler: Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığında komiser yardımcısı olarak çalışan
24 yaşındaki Güler, darbe girişimi gecesi görevinin başındayken şehit oldu. Güler’in naaşı düzenlenen törenin ardından
memleketi Hatay’da toprağa verilmişti.
Sevda Güngör: Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekat Daire Başkanlığı Eğitim Tesislerine 15 Temmuz’da yapılan saldırıda şehit olan 27 yaşındaki Sevda Güngör, Dumlupınar Üniversitesi Maliye Bölümünü tamamladıktan sonra girdiği sınavlarda başarılı olarak özel harekat polisi oldu. Mesleğe darbe girişiminden 11 ay önce başlayan Güngör’ün naaşı, memleketi Adana’da defnedilmişti.
Demet Sezen: 15 Temmuz darbe girişimi gecesi darbecilerin bombaladığı Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığında şehit olan polislerden 31 yaşındaki Demet Sezen, evli ve bir çocuk annesiydi. Özel Harekat Daire Başkanlığı İnsan Kaynakları Şubesi Sosyal Hizmetler Bürosu’nda çalışan Sezen, darbe gecesi nöbetini tamamlamasının ardından eve gittikten bir süre sonra kalkışmaya karşı görev yapmak amacıyla tekrar başkanlığa dönmüş ve buraya atılan ikinci bombayla hayatını kaybetmişti.
KÖPRÜDE GÖĞSÜNÜ SIPER ETTI
Ayşe Aykaç: Kastamonulu 44 yaşındaki Ayşe Aykaç, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında eşiyle gittiği Boğaziçi Köprüsü’nde (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) şehit oldu. Ev hanımı Aykaç, kalkışmayı öğrendikten sonra hemen abdest alarak, namaz kıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sokağa çıkın” çağrısına uyan Aykaç, evdekilerle helalleşerek eşiyle birlikte yollara düştü. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne gitmeye çalışan Aykaç çifti, Altunizade’ye gelince araçlarından inerek, darbeci hainleri önlemek için köprüye doğru yürüdü. Ayşe Aykaç, köprüye girişte darbeci askerler tarafından vatandaşların üzerine açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Köprüye ön saflarda yürüyen ekibin arasında bulunan Ayşe Aykaç, 4 çocuk annesiydi.
Sevgi Yeşilyurt: Bir muhasebe şirketinde çalışan iki çocuk annesi 51 yaşındaki Sevgi Yeşilyurt da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının ardından Boğaziçi Köprüsü’ne çıktı. Burada darbeci askerlere karşı mücadele eden Yeşilyurt, FETÖ’cü hainlerin açtığı ateşle şehit oldu.
TANKIN ALTINDA KALARAK ŞEHIT DÜŞTÜ
Türkan Türkmen Tekin: Malatyalı ev hanımı olan 3 çocuk annesi 52 yaşındaki Türkan Türkmen Tekin, darbe gecesi evinde duramayarak sokaklara çıktı. FETÖ’cü askerlerin işgal etmek istediği Atatürk Havalimanı’na gitmek isterken Esenler’de cuntacıların kullandığı
tankın altında kalarak yaralanan Tekin, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak şehitler kervanına katıldı.
Yıldız Gürsoy: Ankara’daki özel bir şirkette çaycılık yaparak geçimini sağlayan 42 yaşındaki Gürsoy, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlere karşı koymak için evden çıkarak Genelkurmay Başkanlığının önüne gitti. Burada FETÖ’cü hainlerin attığı bombalardan sıçrayan şarapnellerle ağır yaralanan Gürsoy, kaldırıldığı hastanede bir hafta süren yaşam mücadelesini kaybederek şehit oldu. Naaşı Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde defnedilen Gürsoy, bir çocuk annesiydi.