Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-25 Aralık sonrası paralel örgüte yönelik operasyonların 15 Temmuz'un boyutunu hafiflettiğine işaret etti. Artık 'hesap sorma' döneminin başladığını söyleyen Erdoğan, "Şu saatten sonra, Pensilvanya’daki şarlatanın hezeyanlarına kulak vermeye devam eden herkes başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminin baş aktörü olan ABD destekli Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelede gelinen noktaya dair önemli açıklamalar yaptı. Bilkent Otel'de düzenlenen Olağanüstü Din Şurası'nda konuşan Erdoğan, paralel örgüte ilişkin 'şüphe' döneminin artık kapandığını, mücadele döneminin başladığını söyledi. “Bundan sonra her anlamda mücadele dönemidir, her anlamda hesap sorma dönemidir" diyen Erdoğan, yer yer özeleştirilerle yüklü konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Tek parti döneminden itibaren uzun süre fevkalade yanlış bir şekilde irtica paranoyasıyla, devlet imkanlarıyla dini cemaatlerin üzerine gidildiği dönemlerde her grup gibi bu yapı da milletimizin kolları, kanatları altında varlığını sürdürmüştür. Rahmeli Özal, Demirel, Ecevit hatta biz de farklı görüşlerden siyasetçiler ve devlet adamları olmamıza rağmen, bu yapıya iyi niyetle destek olduk. Açık konuşuyorum, şahsım, ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen asgari müştereklerde buluşabildiğimiz zannıyla her kesim gibi bunlara yardımcı oldum."
“2013 yılında yaşadığımız 17-25 Aralık darbe girişimi, bu hain örgütün, gerçek yüzünü ilk defa tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğu bir hamle oldu. Her şey ortadayken ve bu örgütün en başında şahsımı, şema elimize geçti, altında şu anda Başbakanımız Binali Bey, Enerji Bakanımız, oğlum, iyi bildiğiniz birkaç işadamı, bu örgütün çatısında görünen isimler oldu. Bunu dahi anlatırken birçok arkadaşlarımız yine inanmıyorlardı. 'Bunlar böyle bir şeyin içerisine girmez.' 'Yahu etmeyin...' Halen inanmayanların olduğunu da biliyorum. Hala maalesef 'bakıyor ama görmüyor' olanların da olduğunu biliyorum. Bu noktadan sonra artık şüphe dönemi bitti, mücadele dönemi başladı."
“17-25 Aralık sürecinden sonra özellikle yargıda önlemler sayesinde, FETÖ'nün darbe girişiminin, çok daha büyük tehdit olarak ortaya çıkması önlendi. Her şeye rağmen bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin. Peygamberimiz'in ifadesiyle, 'Müslüman başına sevinecek hal geldiğinde hamdeden, sıkıntı geldiğinde de sabreden' kişidir. Çünkü onun için böylesi hayırlıdır. 15 Temmuz, yakın tarihimizin en büyük sıkıntılarından biriydi. Hamdolsun bu sıkıntıyı defettik. O gece ne kadar kara başlamışsa sabahı da o derece aydınlık sonuçlanmıştır."
“Bu yapının mensuplarının, 17-25 Aralık'ta yaşanan hukuk ve emniyet skandallarına aradan geçen zaman içinde ortaya dökülen haksızlıklara, adaletsizliklere, şantajlara, binbir çeşit rezalete 15 Temmuz'da şahit oldukları vahşete rağmen orada kalmaya devam etmelerinin artık hiçbir izahı, hiçbir mazereti kalmamıştır. Rabbimiz Kuran-ı Kerim'de, 'ne yaptıklarının farkında olmayan bozguncuların kendilerine 'ıslah ediciler' dediğini söylüyor. Bunların durumu da işte aynen böyle. Bu salondan ilan ediyorum, şu saatten sonra, Pensilvanya'daki şarlatanın, terörist başının hezeyanlarına kulak vermeye devam eden herkes başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir. Aklını ve iradesini Allah'a değil bir faniye üstelik de Amerika'da yaşayan bir faniye ipotek eden kişi, dönüp kendini sorgulamıyorsa artık onun için yapacak bir şey kalmamıştır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'da ABD destekli FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde hedef olan Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyaret etti. Erdoğan, darbe girişimi sırasında, başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar olmak üzere çok sayıda generalin rehin alındığı karargahta, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın bando takımınca karşılandı. Genelkurmay Karargâhı, 15 Temmuz akşamı, darbeci askerlerin ve alçak uçuş yapan helikopterlerin ilk hedeflerinden olmuştu. Erdoğan ziyaretinin ardından eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi Beştepe'de kabul etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ mensuplarının en önemli özelliğinin tedbir ve takiyye olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “Tedbir ve takiyye adı altında ikiyüzlülüğü, yalanı, riyayı sürekli maskeyle dolaşmayı, ruhsuzluğu mensuplarının karakteri haline dönüştürdüler. Afedersiniz yüzlerine tükürseniz 'yağmur yağdı' diyen, en kutsallarına sövseniz sükut eden, kendi aile mahremiyetlerine saygısı olmayan bu insanların sapkın davaları dinleri haline dönüşmüştür. Halbuki din tektir ve o dinin emrettiği bir mümin profili vardır."
“Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için, pişman olduklarını söyleyenler konusunda ciddi tereddütlerimiz var. Gerçekten pişman mı oldular? İntikamcı bir düşünceyle söylemiyorum, gerçekten pişman mı oldular? Yoksa içinde bulundukları ihanet şebekesinin alametifarikası haline dönüşen riyakarlık içindeler mi? Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Elbette, 'asıl olan beyandır' diyeceğiz ama hiç kusura bakmasınlar ki bu tür kişilere karşı gardımızı sonuna kadar indirmeyeceğiz. Çünkü, mümin bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz."
Yurtdışına kaçan paralel örgüt üyesi akademisyenlerden Osman Özsoy'un darbe girişimi öncesi TV'de sarf ettiği sözlere sert tepki gösteren Erdoğan, “Bir tane sözde profesör müsveddesi diyor ya, 'çıkmaz millet sokağa, öyle zannedildiği gibi filan değil' diyor ama onlar bu milleti tanımamış" dedi. Erdoğan, “Onlar bu milletin ruhuyla özdeş olmamış ama ben milletime inanmıştım, milletime inandığım için de milletimi meydanlara, hava limanlarına davet etmiştim. Fakat Rodos Adası'na giderek değil, farklı yerlere giderek değil 'sizin içinizde olacağım' demiştim. Atatürk Havalimanı'na indiğimizde de aprona, terminalin önüne on binlerce insanın nasıl yığıldığı gördüm. F-16'lar, F-4'ler, tanklar yürüyecek, elinde bayrağıyla ona karşı duracak bir millet. Başka yerde yok böyle bir millet" ifadelerini kullandı. Bazılarının, terör örgütü FETÖ ile PKK'yı özdeş hale getirdiğine işaret eden Erdoğan, “Ne alakası var? PKK terör örgütünün elinde doğru dürüst silah bile yok ama bu FETÖ, milletin vergileriyle alınmış olan bu F-16'larla F-4'lerle, tanklarla, toplarla helikopterle milletine kurşun, bomba yağdırıyor" diye konuştu.
Olağanüstü Din Şurası'nda konuşan Diyanet İşleri Başkan Mehmet Görmez, darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan FETÖ'yü dini bir yapı olarak görmenin mümkün olmadığını vurguladı. “Bu örgütün elebaşını da din alimi olarak kabul etmek mümkün değildir" diyen Görmez, şunları söyledi: “Örgüt elebaşlarını imam, kendisini de kainat imamı olarak isimlendiren bu kişi 'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüştür' hükmünce muamele görmelidir. Millete bomba yağdıran, masum insanları katleden bir örgütün ne İslam'la ne de insanlıkla bir ilişkisi olamaz. Bu yumuşak huylu görünen emre amade robotlar şebekesi, milletimizi Allah ve Peygamberi ile aldatmıştır. Giriştikleri cinnet ve vahşetle göstermiş oldular ki, akletmeyenlerin dindarlığı, aklını başkasına kiralayanların dindarlığı sadece kendilerini değil koca bir milleti felakete sürükleyebilir."
TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin FETÖ'cü teröristlerce bombalandığını anımsatan Erdoğan, olaylarda bir kadının başının vücudundan ayrıldığını ve kongre merkezinin çatısında bulunduğunu söyledi. 238 kişiyi şehit eden teröristlerin, 2 bin 200'e yakın vatandaşın da yaralanmasına neden olduğunu hatırlatan Erdoğan, şehit yakınları ve yaralılara ziyaretlerini de şöyle anlattı:
“Akşamları arıyorum. Geçen akşam bir tanesini aradım, sol kolunda 10 santim kalmış, diğeri kopup gitmiş. Ben, herhalde biraz hüzünlü olacak zannediyorum. Gümüşhaneli bir kardeşimiz, baktım ki böyle neşeli neşeli konuşuyor. 'Cumhurbaşkanım, sen nasılsın? Senin sesini duydum ya bana yeter' diyor. Hemen konuşmayı bitirip '88 yaşında bir annem var. Görmesem bile sesini duyayım' diyor. Hiç olmazsa annemle görüşürseniz çok mutlu olacağım' diyor bana. Kendisiyle telefonda görüşüyorum, sanki evladının bir kolu gitmemiş. Bana hala o tavsiyelerde bulunuyor, o bana psikolojik olarak adeta tedavi uyguluyor ve 'Cumhurbaşkanım sen nasılsın?' diye soruyor. Aynı şekilde bir albayımız, vücudu delik deşik olmuş, 7 mermi almış. O da aynı dinamizm içerisinde o darbecilere karşı İstanbul'daki topçu kışlasında tankları durdurma mücadelesini veren bir albayımız. Bakıyorum, o da aynı noktada, 'Siz, bizi düşünmeyin'. Ama 'Bunlar bitmedi, Cumhurbaşkanım. Bunlardan daha ordunun içinde çok var. Bu, sizi yanıltmasın. Siz de kendinizi iyi koruyun' diyor.”
15 Temmuz darbe girişiminden buyana Türkiye'nin her yanında olduğu gibi Beştepe'de de vatandaşlar sabaha dek nöbet tutuyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında demokrasi nöbetini sürdüren vatandaşlarla önceki gece biraraya geldi. Külliyeden çıkan Erdoğan'ı kapıda kalabalık bir vatandaş topluluğu karşıladı. Erdoğan, daha güçlü demokrasi adına nöbete devam eden vatandaşlarla tek tek tokalaştı. Sürpriz buluşma, vatandaşlarca cep telefonlarıyla da görüntülendi.